Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/774 E. 2021/256 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/774
KARAR NO: 2021/256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2016/680 E – 2018/1328 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15/05/2015 başlangıç tarihli kiralayanı … olan 20/04/2015 tarihli kira sözleşmesi ile otoparkda oto yıkama hizmeti vermek üzere yer kiraladığını Bakırköy belediyesince 28/07/2015 tarihinde iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verildiğini iş yerinin 16/09/2015 tarihinde faaliyete başladığını, bu tarih itibariyle …’a başvuruda bulunduğunu 10/11/2015 tarihinde bağlantı anlaşması yapıldığını, davalı firma görevlileri tarafından trafo bağlantısının yapıldığını, trafonun yetersiz olması sebebiyle başka bir trafoya bağlantı kurulması işlemlerinin başlandığını, iş yerine bağlanan sayaçın taraflar arasında abonelik sözleşmesi olmaması nedeniyle usulsüz kullanım uygulamasına tabi tutularak elektrik bağlantısının kesileceğinin tehdidi ile karşılaştığını ve 23/03/2016 tarihinde usulsüz kullanım tutanağı düzenlendiğini, 31/03/2016 tarihinde gecikme cezası ile birlikte toplam 25/760,92 TL üzerinden taksitlendirme protokolü imzalandığını ve 5.349,85 TL peşinat yatırıldığını, bu protokolün elektriğin kesilmesinin önlenmesi için baskı ile yapıldığını, 18/04/2016 tarihinde abonelik sözleşmesinin imzalandığını, 1. taksiti olan 5.000,00 TL’yi ödemek zorunda kaldığını, davalının bağlantı anlaşması yapılmış olmasına rağmen usulsüz elektrik kullanımı nedeniyle borç tahakkuk ettirilmesini yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davacının 25.760,92 TL borçlu bulunmadığının tespitine ve peşin ödenen 10.349,85 TL’nin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumetin … A.Ş.’ye yöneltilmesini gerektiğini, davalının abonelik verilmesi, elektriğini parekande satışı ile iştigal ettiğini, pasif husumet yönünden reddine karar verilmesini, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının iş yerinin bulunduğu adreste kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, zaptın yürürlükte bulunan mevduat hükümleri gereği hesaplama yapılarak kaçak elektrik kullanımının tahakkuk ettirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece olayın haksız fiil olması nedeniyle davalının yetkisizlik itirazının reddi ile,taraflar arasında abonelik sözleşmesinin 18/04/2016 tarihinde imzalanmasına rağmen kaçak elektrik tespit tutanağının 23/03/2016 tarihli olduğu, sözleşmenin tutanak tarihinden sonra yapıldığı,kaçak tutanağında davacının idareye kaydı olmayan sayaçla sözleşmesiz elektrik kullanıldığının belirtildiği, davacı hakkında 25.519,00 TL kaçak elektrik tüketimi tahakkuk ettirildiği,davacının davalı idareye yaptığı itiraz sonrası dava konusu edilen 25.519,00 TL tutarındaki kaçak tahakkukun davalı tarafça iptali ile 10.582,10 TL olarak yeniden hesaplandığı,Elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin 26. Maddesi gereğince yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesinin, kaçak elektrik enerji tüketimi olduğu, tutanak tarihi itibariyle davacının abonelik kaydının bulunmadığı, sayaç üzerinde tespit edilen mahalde bir fiil kullanılmış olan 18.229 kilovat üzerinde davacı tarafa tahakkuk ettirildiği bu miktarın mevzuat hükümlerine uygun olduğu bu nedenle davacının davalıya 10.582,00 TL borçlu olduğu, davacının kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ;”Davanın kısmen kabul, kısmen reddine,23/03/2016 tarihli idareye kaydı olmayan sayaçla sözleşmesiz elektrik kullanımı nedeniyle tutulan tutanaktan dolayı tahakkuk ettirilen 25.519 TL’lik alacak miktarından davacının 14.936,00 TL’lik kısmı için borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde ,davanın tamamının kabulü gerektiğini,kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı tarafça istinaf harçlarının yatırılmaması üzerine yatırılması için mahkemece 04/03/2019 tarihli hakim imzalı muhtıranın davacı vekiline tebliğ edildiği,ancak süresinde istinaf harçlarının yatırılmadığı görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde;husumet itirazı ile davalı kurumun tahakkuku 10.582,10 TL olarak düzeltildiğini,bu düzeltme yokmuş gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu düzeltmenin dava tarihinden önce yapıldığını,davanın reddi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı yargılama sırasında tekrar hesaplama ile tahakkuk miktarını 10.582,10 TL olarak belirlediğini komisyon kararı ile mahkemeye bildirmiştir. Bilirkişi …’dan alınan raporda düzeltme sonrası davalı kurum tahakkuk hesabının doğru olduğunu,kaçak tutanak tarihinin 23/03/2016,sonradan yapılan abone sözleşmesinin ise 18/04/2016 tarihi olduğu,sözleşmeden önce kaçak tutanağının düzenlendiği,ilgili yönetmelik 26.madde gereği bu nedenle tahakkuk miktarının davalı kuumun düzeltme sonrası belirlediği 10.582,10 TL olduğu belirlenmiştir. Davalının komisyon kararının davacıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge olmadığından davacının dava tarihinde komisyon kararından haberdar olmadığı ,hatta ödeme protokolü yaparak peşinen 10.349,85 TL ödediği gözetildiğinde,ilgili düzeltme gereği davalıın bu yeni hesaplanan tutarı protokol dosyasına ve davacıya bildirmesi gerekirken bu şekilde bildirim yaptığına rastlanmadığından,önceki tahakkuk miktarı baz alınarak davanın açılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı istinafında husumet itirazını belirterek davanın …’a yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek dairemizin emsal kararını sunmuş isede,emsal kararda …’a ödeme yapıldığına rastlanmadığı,davanın …’a karşı açılması gerektiği belirtilmekte,somut davada yine davanın kaçak tutanağı ve tahakkuku düzenleyen …’a karşı açılması gerekir isede,,somut olayda davalı … tarafından ödeme protokolü yapılarak davacıdan peşinen ödemelerin tahsil edildiği,istirdata yönelik talepte paranın davalıya ödendiği açık olduğundan,bu durumda davalının istinaf sebebi olarak husumet itirazının da yerinde olmadığı görülmüştür. Dava konusu ilk tahakkuk yönünden mahkemece değerlendirme yapıldığı,davacının bu tahakkukun 10.582,10 TL.sından borçlu olduğu,bu tutarın zaten davacı tarafça ödendiği,bakiye 14.936,00 TL dan ise davacının borçlu olmadığı ,ayrıca taraflar için yargılama gideri ve vekalet ücretinin de buna göre kararda hesaplandığı görülmekle,alınan bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, istinaf eden davacı tarafça istinaf harçlarının muhtıra tebliğine rağmen yatırılmadığından,davacının istinaf talebinin istinaf başvuru şartları yerine getirilmediğinden HMK 344.maddesi gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf başvurusunun başvuru şartları yerine getirilmediğinden HMK 344.madde gereği reddine, B-Davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan alınması gereken 1.020,27 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 255,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 765,20 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2021