Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/722 E. 2021/605 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/722
KARAR NO : 2021/605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2018
NUMARASI: 2017/708 E – 2018/1044 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 28/02/2012 tarihinde … numaralı abonelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ifa yerinin … İlçesi, … Köyü olan davacı tesisine 28/02/2012 tarihinden 25/08/2015 tarihine kadar elektrik tedarikinin davalı tarafından sağlandığını, davalının tüketicinin bağlı bulunduğu dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin … tarifesi üzerinden %26.50 oranında indirim uygulayacağı taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin 2015 yılında kendisine herhangi bir indirim indirim yapılmadığını tespit ettiğini, abonelik sözleşmesini sonlandırdığını, davalının müvekkiline Erken Fesih Tazminat Bedeli başlığı altında fatura düzenlediğini ve 07/09/2015 tarihinde tahsil ettiğini, davalının neye ve hangi orana göre 2.908,91 TL fesih bedeli bulduğunun belli olmadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla Sözleşme Erken Fesih Tazminat Bedeli ile %26.50 indirim oranından kaynaklı bedellerin ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmede yer alan hükme rağmen faturalarda %26,50 oranında indirim uygulanmadığını tespit ettiğini iddia ettiğini, davacı fatura ve tarife üzerinden yapılacak basit bir matematik hesabı ile uygulanmadığını iddia ettiği değeri tespit edebileceğini, davacının ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği haksız fesih tazminatının iadesini istediğini ve dava değerini bu bedel olarak 2.908,91 TL gösterdiğini ancak davanının talep ettiği alacak kaleminin bununla sınırlı olmadığını, davacı uygulanmadığını iddia ettiği %26,50 indirimi oranı nedeniyle ödediği bedellerin tespiti ile iadesini talep ettiği ancak bu alacak talebine ilişkin dava değeri göstermediğini ve harç yatırmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine, birim satış fiyatları ve indirim oranının sabit olmadığı taraflar arasında münakit özel hukuk sözleşmesi ile kabul edildiğinden, davacı basiretli bir tacir olarak bu sözleşme hükümleri ile bağlı olduğundan, faturalara süresi içerisinde itiraz etmeyen davacının faturaları kabul etmiş sayılacağını, davacı münakit sözleşmeyi, süresinden önce ve sözleşmede belirlenen usule aykırı biçimde, müvekkile hiçbir bildirimde bulunmaksızın haksız biçimde feshettiğinden, müvekkilin mahrum kaldığı kârı, erken fesih tazminatı adı altında talep etme hakkı bulunduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece,taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5.2.maddesinin “elektrik enerjisinin birim satış fiyatı tedarikçinin tüketiciye sattığı elektrik enerjisinin (aktif enerji) birim satış fiyatı (TL/KWH) tüm zaman dilimlerinde aynı olmak üzere tüketicinin bağlı olduğu dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin; 1-… tarifesi üzerinden %26,50 indirim yapılmasıyla bulunacaktır.” şeklindeki hükmüyle davalının davacıya indirimli enerji tedarik etme taahhüdünde bulunduğu bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davalının bu taahhüdüne uygun davranmadığı gerekçesiyle,Davanın KABULÜ ile; 2.908,91 TL’nin 09/05/2016 tarihinden itibaren 5.245,75 TL ise 21/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 md. öngörülen avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu gibi , davacının sözleşmeyi, sözleşmede düzenlenen usule uymaksızın feshettiği tespit edilmiş olmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ,indirim oranının sözleşmede 5. maddesinin 2. Fıkrasında sabit olarak düzenlenmemiş olduğunu , bu değişikliğin tek taraflı olarak yapılabileceğini, , davacının bu düzenlemeyi kabul ettiğini, bu yönde bir itirazı olmayacağını beyan ettiği, müvekkili şirketçe indirim oranının uygulandığını ,kaldı ki haklı bir sebep olsa dahi ihlalin giderilmesi için 15 günlük mehil verilerek ihtarda bulunulmalı, ihlal giderilmediği takdirde ikinci bir ihtarla sözleşmeyi feshedilmesi gerektiği, bu hususun “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 10. maddesinde belirlenen usule aykırı feshetmiş olduğu, bu durumda müvekkili şirketin, fesih nedeniyle uğradığı zararı TBK uyarınca tazminini talep etme hakkı bulunduğu,dayanağını TBK’dan alan mahrum kalınan kar için sözleşmede ayrı bir düzenleme bulunması gerekmediği,gerekçeli kararda, dava konusu edilen 51.710 TL’nin tahsiline ilişkin sözleşmede herhangi bir düzenleme olmadığından bahisle haksız olduğunun ifade edildiği,oysaki TBK hükümleri uyarınca sözleşmeyi haksız şekilde sona erdiren tarafın bu nedenle diğer tarafın zararını gidermekle yükümlü olduğu,müvekkilinin , davacının sözleşmeyi erken ve usulüne uygun olmaksızın feshetmesi nedeniyle yansıttığı “erken fesih tazminatı” bir cezai şart değil, mahrum kalınan kar olduğu, zira müvekkilinin, davacıya sözleşme sona erene dek elektrik satışı yapabileceği düşüncesi ile bir fiyat verdiği, sözleşme süresinin maliyet hesabını dikkate alarak indirim oranı belirlediği,ancak davacı, sözleşmeyi süresinden önce, fesih usulüne uymaksızın feshederek müvekkilini zarara uğrattığı ileri sürümüş,kararın kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki bilgi ve belgelere göre , taraf şirketler arasında 28/02/2012 tarihinde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesiimzalandığı, sözleşmenin 4. maddesinde süresinin elektrik satışının başladığı tarihten itibaren l(bir) yıl olacağı, sözleşme taraflardan birinin sözleşmenin bitiminden 3(üç) ay önce fesih ihbarında bulunmamış olması kaydı ile aynı şartlarda birer yıllık dönemler halinde kendiliğinden uzayacağı şeklinde belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafın 05.11.2015 tarih ve 35149 nolu ihtarnamesi ile sözleşme bitim tarihinden iki ay önce sözleşme fesih bildiriminde bulunduğu ve yeni dönem için yeni tedarikçi olarak … A.Ş. ile 03.11.2015 tarihinde tedarik sözleşmesi yaptığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 5.2.maddesinin “elektrik enerjisinin birim satış fiyatı tedarikçinin tüketiciye sattığı elektrik enerjisinin (aktif enerji) birim satış fiyatı (TL/KWH) tüm zaman dilimlerinde aynı olmak üzere tüketicinin bağlı olduğu dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin; 1-… tarifesi üzerinden %26,50 indirim yapılmasıyla bulunacaktır.” şeklindeki hükmüyle davalının davacıya indirimli enerji tedarik etme taahhüdünde bulunmuştur.Sözleşmenin 9.1.6. Maddesinde “tüketici sözleşmenin yürürlükte bulunduğu dönem içerisinde ,tedarikçinin elektrik enerjisi vermek istememesi ve/veya verememesi halleri dışında ,başka bir tedarikçiden elektrik enerjisi satın alamaz” şeklinde hüküm bulunmaktadır.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda , taraflar arasında akdedilmiş olan “elektrik enerjisi satış sözleşmesi”‘nin 5.maddesi ile elektrik faturalarındaki diğer tüm dağıtım sistemi kullanıcıları ticarethane perakende tek zamanlı tarifesi üzerinden %26,5 oranında indirim uygulanacağının öngörüldüğü ve ancak davalı tarafça indirimin doğru uygulanmaması neticesinde 2012-2015 yıllarında ve örnekleri dosyada bulunan faturalar itibariyle davacıdan 5.245,84 TL fazla tahsilat yaptığı tesbit edilmiştir.İstinafa konu davada ,davacı tarafça davalının indirim uygulamadığı gerekçesiyle sözleşme feshedilmiş,davalı da bunun üzerine Erken Fesih Tazminat Bedeli başlığı altında fatura düzenlemiştir. Davalı tarafça , cevap dilekçesinde davaya konu faturanın düzenlenme sebebinin ,erken ve haksız fesih sebebiyle kar kaybına ilişkin olduğu açıklanmış,bu talebinin dayanağının TBK hükümleri olduğunu açıklamıştır . Ne var ki, Mahkemece, davacının sözleşmeyi ,sözleşmenin 10. maddesindeki düzenlemeye uygun şekilde feshedip etmediği hususunun ,(fesih ihtarnamesi ve tebliğ tarihi incelenerek,sözleşmenin bitim tarihine göre ne kadar süre yönünden erken feshedildiği tesbit edilerek) yine sözleşmede yazılı bulunan bu düzenlemeye göre değerlendirmesi yapılmadığı gibi , davacının faturanın tanzim sebebi olarak cevap dilekçesinde de ileri sürdüğü “kar kaybı ” talebi yönünden de değerlendirme ve inceleme yapılmamış ve karar gerekçesinde açıklanmamış olması ,HMK 353/1-a-6. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Bu sebeple ,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/03/2021