Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/701 E. 2021/604 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/701
KARAR NO: 2021/604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2017/487 E – 2018/1241 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıyla dava dışı … – … Adi Ortaklığı arasında Avcılar ilçesi … Mah., … ada, … parselde yer alan taşınmaza ilişkin Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi (… Projesi) konusunda anlaşma bulunduğunu, anılan proje kapsamında … – … Adi Ortaklığı’nın davalıdan olan alacağının 5.700.000,00 Tl’lik kısmının İstanbul … Noterliği’nde 03.11.2014 gün … yevmiye ile temlik edildiğini; anılan temliknamenin davalıya tebliğ edildiğini, davalının temlik edene hitaben temlik işleminden önce düzenlediği 31.10.2014 gün 12436 sayılı yazıda temlik edenin 8.276.626,- TL hak edişinin bulunduğunu, bu tutarın 41.758,61 TL’lik kısmını vergi borcuna 6.552.378,80 TL’sini ise haciz borcuna karşı bloke tutulduğunun belirtildiğini, yine söz konusu haciz borcuna karşılık 11.265.003,00 TL değerinde 39 adet bağımsız bölümün blokeye alındığını, bu bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek gelirlerden öncelikle haciz borcunun ödeneceğini, kalan kısmın ise temlik edene hak ediş olarak ödeneceğinin belirtildiğini; temlik işlemi sonrasında, davalının hem anılan temliknameyi hem de yukarıda belirtilen yazısında ilgi tuttuğu 03.11.2014 tarihli yazısında ise 6.552.378,80 TL haciz borcuna karşılık bloke tutulan 11.265.003,00 TL değerindeki 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş ve doğacak olan hak edişlerinden ödeme yapılmasının uygun bulunduğu, temlik edenin yukarıda belirtilen gelir paylaşımı işinden doğan hak ve alacakları üzerinde başkaca herhangi bir temlik, rehin ve takyidat bulunmadığını ve temlikname ödemelerinin müvekkili şirket hesabına ödeneceğinin bildirildiğini, davalının yukarıda anılan yazılarında belirttiği 6.552.378,80 TL tutarındaki hacizlerin tamamının fek edildiğini , bu tarihten sonra davalı tarafın müvekkili şirkete temliknameye istinaden 2.060.000,00 TL ödeme yaptığını, Beyoğlu … Noterliği’nden 11.06.2016 gün … yevmiye ile keşide edilen ihtarnameyle bakiye 3.640.000,oo TL temlik alacağının ödenmesinin istenildiğini, davalının cevabi ihtarnamesiyle temlik edenin doğmuş hak ediş alacağı bulunmadığının belirtildiğini, ancak, bu hususun 31.10.2014 ve 03.11.2014 tarihli yazılarına aykırı olduğunu; anılan yazıların da temlik edenin 8.276.626,91 TL tutarında hak edişi üzerinde takyidat bulunmadığını açıkça belirtildiğini , davalı tarafa gönderilen 29.07.2016 tarihli temlikname mutabakatı konulu yazıyla 30.06.2016 tarihi itibariyle temlik edenin borç/alacak bakiyesinin bildirilmesinin talep edildiğini yine, bakiye 3,640.000,00 TL’nin ödenmesi yönünde ihtarname keşide edildiğini; davalının herhangi bir cevap vermediği gibi ödeme de yapmadığını, davalının davaya konu alacak miktarının varlığını ve müvekkili şirkete ödeneceğini açık şekilde ikrar ve beyan etmesi nedeniyle davanın kabulü gerektiğini; zira, davalının 03.11.2011 tarihli yazısıyla temlikname konusu alacağı ödeyeceğini kabul ettiğini; borçlu alacağın temlik edildiğini öğrendiği tarihten itibaren ancak temellük edene karşı ifa edebileceğini, bunun dışında üçüncü kişilere ödeme yapmasının hukuken himaye görmeyeceğinden bahisle, müvekkili şirketin davalıdan temlik alacağı bulunduğunun tespitiyle bu kapsamda şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahse konu proje kapsamında müvekkilinin arsa sahibi olduğunu; gelir paylaşımı tarihine kadar blokeye alındığını; blokeye alınan 39 bağımsız bölüm haricinde müşterilerden yapılan tahsilatlardan payına düşen kısmın hak ediş olarak ödenmeye devam edileceğinin bildirildiği; Adi Ortaklığın 31.10.2014 tarihli yazıyla taahhüdü altında bulunan gelir paylaşımı işi çerçevesinde 5.700.000,00 TL doğmuş ve doğacak alacağının temlik edileceğinin, ödemenin hangi sırayla yapılacağının, mevcut doğmuş hak ediş tutarının bildirilmesinin istendiğini; bu yazıya cevaben Adi Ortaklığa yazı tarihi itibariyle 8.276.626,91 TL inşaat ilerleme durum tespit tutanağı alacağı bulunduğu; bu tutarın 41.758,61 TL’lik kısmının vergi borcu ve 6.552.378,80 TL’sinin ise haciz borcuna karşı bloke tutulduğu; ancak, söz konusu haciz borcuna karşılık 11.265.003,00 TL değerinde 39 adet bağımsız bölümün geçici kabul tarihine kadar blokeye alındığını; blokeye alınan söz konusu 39 adet bağımsız bölüm satışından elde edilecek gelirlerden öncelikle haciz borcunun ödeneceğini; bloke haricinde kalan bağımsız bölümlerin satışlarından yüklenici payına düşen kısmın hak ediş olarak ödenmeye devam edileceğini; blokeye alınan 39 adet bağımsız bölüm satışı dışında kalan diğer bağımsız bölümlerden tahsil edilen tutardan payına düşen kısmın hak ediş karşılığı şayet temlik kullanılacak olursa söz konusu bu tutardan öncelikle olarak temlik borcunun ödeneceğinin bildirildiğini; bu defa adi ortaklığın 03,11.2014 tarihli yazı ile 5.700.000,00 TL temlik izni verilmesini talep ettiğini; bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 03.11.2014 tarihli yazıyla 6.552.378,80 TL haciz borcuna karşılık bloke tutulan 11.265.003,00 TL değerindeki 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş ve doğacak olan hak edişlerinden sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ödeme şartlarının ve satışlarının gerçekleşmesi durumunda ödenmek üzere kayda alındığının bildirildiğini; davacı şirkete de bu kapsamda 30.04.2015 tarihine kadar toplam 2.060.000,00 TL Ödeme yapıldığını; daha sonra Adi Ortaklığın 08.06.2015 tarihli yazısında projenin fiziki ilerlemesinin %80 mertebelerine gelmesine rağmen bağımsız bölüm hak sahiplerine teslimler konusunda belirsizlikler oluştuğu; bu belirsizlik içerisinde bağımsız bölüm hak sahiplerinin mağduriyetinin asgari değerlerde kalması ve maddi sıkıntılar da göz önünde bulundurulduğunda işin tamamlanabilmesi için Nam-ı Hesap Komisyonu oluşturulmasını talep ettiğini; yüklenicinin talebi doğrultusunda müvekkili şirketin 10.06.2015 gün 40-111 sayılı yönetim kurulu kararıyla “işin geri kalan kısmım Nam-ı Hesap Komisyonu marifetiyle tamamlatılmasına, işin yaklaşık 21.000.000,00TL olarak öngörülen kalan maliyet keşif bedelinin, yüklenici payı toplam gelirine karşılık gelecek stoktaki bağımsız bölüm satışlarından, vadeli satışlardan ve 08.06.2016 tarihli ruhsat tadilatıyla oluşan ilave alanların satışından gelmesi öngörülen toplam yaklaşık 22.000.000,00 TL güncel bedelinden karşılanması, karşılanamaması durumunda yüklenici adına borç kaydedilerek devam ettirilmesine; gerek duyulması hâlinde sözleşmenin 7. maddesi çerçevesinde güncel 3.152.000,00 TL olan kesin teminatından yüklenicinin tahsil edilmesine” karar verildiğini; sadece işin belli bir pursantaj oranında tamamlanması değil, ayrıca somut olayda eksik olan hususun bu yön olduğu; yüklenicinin pursantaj oranları itibariyle işi yaptığını ancak gerekli satış gelirinin toplanamadığını; Nam-ı Ha-sap Komisyonu’nun işi tamamlanması için gerekli olan bedeli müvekkili şirketten talep ettiğini; müvekkili şirket alacağının öncelikli olduğu hususunda herhangi bir şüphe bulunmadığını; müvekkili şirketin kendi alacağını tahsil etmeksizin yüklenicinin hak ediş alacağı oluşmayacağından bahisle davanın reddini istemiştir. Mahkemece,1-Temlik bedeli olarak talep edilen davanın erken açılmış dava olduğu anlaşılmakla, REDDİNE, 2-Davacının alacağın varlığının tespitine yönelik olarak harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davada ,ayrıca bir tesbit taleplerinin olmamasına rağmen mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu,davalı şirketten bilgi almak üzere yazdıkları yazıya verilen cevapta temlik eden şirketin 8.276.626,- TL hakediş alacağının bulunduğunun ikrar edildiğini,temlik edenin alacağını temlik etmesi sonucunda bu alacağı üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmamasına rağmen,davalı şirketin müvekkili yerine 3. Kişiye (Nam-ı Hesap Komisyonuna ) ödeme yapmasının hukuka aykırı olduğunu,mahkemece bloke tutulan 39 bağımsız bölüm yönünden hacizlerin kalkıp kalktadığını,banka hesabında para olup olmadığının tesbit edilmediğinden ,bilirkişi kurulunun farazi hesaplama yaptıklarını ileri sürmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacı şirketin davalıdan temlik alacağı kapsamın da şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi heyetii raporunda, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, oluşturulduğu bildirilen hesabın işleyişi konusunda delil bulunmadığı; 31.10.2014 tarihli yazıda bildirilen 8.276.626,91 TL’nin fiili hak ediş olduğu; sözleşme uyarınca hak edişin ödenme aşamasının geldiği ve hacizlerin kalktığı hususunun dosyadaki delil düzeyiyle tespit edilemediği: fiili hak edişin karşılığı sözleşme uyarınca daire satışlarının gerçekleşmiş olması ve yüklenicine payının bu düzeyde bulunması hâlinde (hacizlerin kaldırıldığı bildirildiğinden bu yönde de delil bulunmamakla birlikte usulen teyidi hâlinde) bakiye 3.640.000,00 TL temlik alacalının istenebileceği; 31.12.2014 tarihli yazıda bildirilen 8.276.626,91 TL’nin hak ediş olmakla beraber, sözleşmenin ll.maddesi uyarınca bağımsız bölüm satışlarının gerçekleşmemiş olması, bir başka anlatımla, yüklenicinin gelirden pay alma aşamasına gelmemesi durumunda 08.06.2015 tarihinde isten el çekmesine, nam hesabına komisyon kurutmasına 16.12.2015 tarihli davalı şirket yönetim kurulu kararı içeriğine nazaran yüklenicinin eksik ediminin 33.177.929,00 TL olarak nam ve hesabına borç kaydedilmesine göre, TBK.m.97 hükmü uyarınca yükleniciye karsı sahip olduğu ödemezlik definin temlik alan davacıya ileri sürülebileceği rapor edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre , davalıyla dava dışı … – … Adi Ortaklığı arasında Avcılar ilçesi … Mah., … ada, … parselde yer alan taşınmaza ilişkin Arsa Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi (… Projesi) konusunda anlaşma bulunmaktadır. Bu proje kapsamında … – … Adi Ortaklığı’nın davalıdan olan alacağının 5.700.000,00 Tl’lik kısmının İstanbul … Noterliği’nde 03.11.2014 gün … yevmiye ile temlik edilmiş, temlikname davalıya tebliğ edilmiştir. Adi Ortaklığın 31.10.2014 tarihli yazıyla taahhüdü altında bulunan gelir paylaşımı işi çerçevesinde 5.700.000,00 TL doğmuş ve doğacak alacağının temlik edileceğinin, ödemenin hangi sırayla yapılacağının, mevcut doğmuş hak ediş tutarının bildirilmesinin istendiği , bu yazıya cevaben Adi Ortaklığa yazı tarihi itibariyle 8.276.626,91 TL inşaat ilerleme durum tespit tutanağı alacağı bulunduğu; bu tutarın 41.758,61 TL’lik kısmının vergi borcu ve 6.552.378,80 TL’sinin ise haciz borcuna karşı bloke tutulduğu; ancak, söz konusu haciz borcuna karşılık 11.265.003,00 TL değerinde 39 adet bağımsız bölümün geçici kabul tarihine kadar blokeye alındığını, blokeye alınan söz konusu 39 adet bağımsız bölüm satışından elde edilecek gelirlerden öncelikle haciz borcunun ödeneceği, bloke haricinde kalan bağımsız bölümlerin satışlarından yüklenici payına düşen kısmın hak ediş olarak ödenmeye devam edileceği , blokeye alınan 39 adet bağımsız bölüm satışı dışında kalan diğer bağımsız bölümlerden tahsil edilen tutardan payına düşen kısmın hak ediş karşılığı şayet temlik kullanılacak olursa söz konusu bu tutardan öncelikle olarak temlik borcunun ödeneceğinin bildirildiği görülmüştür. Adi ortaklığın 03.11.2014 tarihli yazı ile 5.700.000,00 TL temlik izni verilmesini talep ettiğini, bunun üzerine davalı şirket tarafından 03.11.2014 tarihli yazıyla 6.552.378,80 TL haciz borcuna karşılık bloke tutulan 11.265.003,00 TL değerindeki 39 adet bağımsız bölüm haricindeki doğmuş ve doğacak olan hak edişlerinden sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ödeme şartlarının ve satışlarının gerçekleşmesi durumunda ödenmek üzere kayda alındığının bildirildiği, davacı şirkete de bu kapsamda 30.04.2015 tarihine kadar toplam 2.060.000,00 TL ödeme yapıldığı ,temlik eden Adi Ortaklığın ,temlik tarihinden sonra 08.06.2015 tarihli talebi üzerine , işin tamamlanabilmesi için Nam-ı Hesap Komisyonu oluşturulmasını talep ettiği, yüklenicinin talebi doğrultusunda davalı şirketçe şirketin 10.06.2015 gün 40-111 sayılı yönetim kurulu kararıyla “işin geri kalan kısmım Nam-ı Hesap Komisyonu marifetiyle tamamlatılmasına karar verildiği, sonraki süreçte bir miktar satış geliri toplanması üzere yüklenici payına düşen 2.060.000,00 TL’nin davacıya ödendiği anlaşılmıştır. Yargılamada alınan bilirkişi heyeti raporunda, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, oluşturulduğu bildirilen hesabın işleyişi konusunda delil bulunmadığı; 31.10.2014 tarihli yazıda bildirilen 8.276.626,91 TL’nin fiili hak ediş olduğu; sözleşme uyarınca hak edişin ödenme aşamasının geldiği ve hacizlerin kalktığı hususunun dosyadaki delil düzeyiyle tespit edilemediği, fiili hak edişin karşılığı sözleşme uyarınca daire satışlarının gerçekleşmiş olması ve yüklenicine payının bu düzeyde bulunması hâlinde (hacizlerin kaldırıldığı bildirildiğinden bu yönde de delil bulunmamakla birlikte usulen teyidi hâlinde) bakiye 3.640.000,00 TL temlik alacalının istenebileceği şeklindeki görüş ve tesbitine rağmen, bu yönde mahkemece bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Kabule göre de ,dava, davacı şirketin davalıdan temlik alacağı kapsamın da şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkindir.Davacının bu talebi, zaten öncelikli olarak alacağın mevcut olup olmadığının tesbitini de içerdiğinden,ayrıca bu yönde bir dava açılması gerekli olmadığından, mahkemenin bu yöne ilişkin kararı usul ve hukuka aykırı bulunmuştur. Bu sebeplerle ,davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/03/2021