Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/689 E. 2019/636 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/689
KARAR NO : 2019/636
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2018
NUMARASI : 2016/278 E – 2018/300 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı … ve … vekilleri istinaf etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçelerinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılmasını ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … 24/07/2006 tarihinde işletme devir hakkı sözleşmesiyle faaliyetini devrettiğini, kendileri hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacı dava başında haklı olmadığından, davanın reddi yerine konusuz kalma kararı verildiğini, yine kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ile kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasını istemiştir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davalı … istinaf taleplerinin incelenmesiyle, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla ,davanın yasa değişikliği sebebiyle karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı … istinaf talebinin yerinde görülmemiş, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı … istinaf taleplerinin incelenmesinde ise; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2004 yılında … özelleştrilmesini kapsama alması sonucu, 21 adet dağıtım şirketi oluşturulmuş, 2006 yılında da bu dağıtım şirketleriyle işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmıştır. 2006 yılındaki bu kısmi bölünmelerle, … yanısıra, 21 adet dağıtım şirketi bilançoları yeniden yapılandırılmıştır. Özelleştirme programı kapsamında ve sonraki süreçte elektrik dağıtım müesseseleri il müdürlüklerine dönüştürülmüş ve elektrik dağıtım şirketlerine bağlanmıştır. Elektrik dağıtım şirketlerinin kurulmasından yıllar sonra ise mevzuat gereğince, ayrıca elektrik perakende satış şirketleri de kurulmuş ve elektrik dağıtım ve perakende satış faaliyetleri bu şirketler tarafından birlikte yürütülmüştür. Özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketlerin hakları, borçları ile yükümlüklerinde herhangi bir değişiklik olmamış; elektrik dağıtım müesseselerinin tüm alacakları ve borçları elektrik dağıtım şirketlerine geçmiştir. Dolayısıyla geçmiş dönemlere dair her türlü talebin de elektrik dağıtım ve perakende satış şirketlerine yöneltilmesi gerekmektedir. Davalı …A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün, somut davada, elektrik dağıtımı yapma, perakende satış hizmeti sunma, abonelik sözleşmesi akdetme veya fatura tanzim etme ve tahsil etme gibi herhangi bir rolü bulunmadığı gibi, lisansa da sahip olmadığından, abonelik sözleşmeleri kapsamında bu hizmetleri sunmuyor oluşu karşısında, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca; davalı … yönünden hükmün düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca; davalı … yönünden hükmün düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında; 1-Davalı …’a yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine,2-Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,39 TL nispi harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 49,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,3-Davalı … vekili lehine 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı … tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 5-Davacı tarafından sarf olunan (29,20 TL başvurma harcı + 35,90 TL nispi peşin harç + 4,30 TL vekalet harcından ibaret) 69,40 TL harç ile (500,00 TL bilirkişi ücreti + 153,65 TL posta/ tebligat/müzekkereden ibaret) 653,65 TL yargılama giderinin davalı … tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 6-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,7-Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,Davalı … peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden …. isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden …. üzerinde bırakılmasına,Davalı … tarafından istinaf sebebiyle yapılan 39,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Davalı … istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/04/2019