Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/669 E. 2019/567 K. 08.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/669
KARAR NO : 2019/567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017
NUMARASI : 2015/166 E – 2017/1152 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının Kartal’da bulunan tesisi için elektrik alımını, 2005 Ocak ayından Haziran ayı sonuna kadar davalılardan … Tic. AŞ’den, 2005 Temmuz-2006 Ağustos döneminde davalı … Tic. A.Ş den, 2006 Eylül-2010 Mayıs döneminde davalı …’tan, 2010 Haziran-2011 Mart döneminde davalı … Tic. AŞ’den, 2011 Nisan-2011 Aralık döneminde …, 2012 Ocak-2012 Haziran döneminde …AŞ’den, 2012 Mart-2013 Şubat döneminden …., 2013 Mart-2013 Aralık döneminde …Satış AŞ’den, 2014 Ocak-2014 Aralık döneminde davalı …. San. AŞ’den tedarik ettiğini, yapılan faturalandırmalarda haksız olarak kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli, TRT payı, enerji fonu, dağıtım bedeli ve KDV adı altında haksız tahsilatlar yapıldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan haksız tahsilatlar nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı… San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan kesintilerin davacı ile yapılan sözleşmelere uygun olduğunu, kesintileri davacının dağıtım şirketlerine ödediğini, davacının faturalara itiraz etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebini EPDK aleyhine Danıştay nezdinde açacağı idari dava ile talep edebileceğini, dağıtım şirketlerini işlemlerinin kurul kararı gereği olduğunu, tahsil edilen dava konusu miktarların dağıtım şirektine ödendiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu yapılan fatura kalemlerinin iade işleminin müvekili şirketçe yapılması, bu bedellerin müvekkili şirketten talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, talep edilen bedellerin müvekkili şirket tarafından tahsil edilmediğini, yapılan kesintilerin EPDK kararlarına dayandığını, EPDK kararlarına uyulmasının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan kesintilerin EPDK kararlarına dayandığını, EPDK kararlarına uyulmasının zorunlu olduğunu, tahsil edilen dava konusu miktarların dağıtım şirketine ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebe ilişkin dava zamanaşımının dolduğunu, davacı ile sözleşme imzalandığını, müvekkili ile davacı arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayalı olduğunu, yapılan tahsilatların yasadan kaynaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesine özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Karar tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını 28/12/2017 tarihinde reddetmiş, karar Resmi Gazete’de 15/02/2018 tarihinde yayımlanmıştır. Bu nedenle mahkemenin yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesi kararını bekletici mesele yapmaması sonuca etkili görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/04/2019