Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/665 E. 2021/280 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/665
KARAR NO : 2021/280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
NUMARASI : 2014/417 E – 2018/1198 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİH: 04/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait AVM’lerde unlu mamüller imalatı, pazarlaması ve satış işletmeciliği kapsamında stantların kullanıldığını, müvekkili şirketin elektrik abonesi olmaması nedeniyle süzme sayaç kullandıklarını, davalı şirket tarafından kullanılan elektrikle ilgili düzenlenen faturaların bedellerin kendileri tarafından ödendiğini, bilahare aradaki sözleşme sona erdikten sonra geriye dönük yapılan araştırmada davalı şirketin olması gereken tarifeden daha yüksek miktarda fiyat uygulamak suretiyle fazladan tahsilat yaptığı, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 300.000-TL sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davasını ıslah ederek 406.419,59-TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacı şirket adına düzenlenen faturaların yalnızca elektrik bedeline ilişkin olmadığını, ayrıca faturaların düzenlenip davacı tarafından bedelinin ödenmesinden sonra itiraz edilmeyen faturalardan dolayı talep de bulunulamayacağını, bu nedenlerle davanın zaman aşımı nedeniyle ve ayrıca kesinleşen faturalardan dolayı esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacının, davalıya ait AVM’de bulunan marketlerinde unlu mamüller standını işletmek suretiyle ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın elektrik abonesi olmaması nedeniyle işlettiği standlarda süzme sayaç kullandığı ve elektrik abonesi olan davalı şirketin tüketilen elektrikle ilgili birim fiyatı da belirtilmek suretiyle faturalar düzenlediği, düzenlenen faturalara davacı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı ve fatura bedellerinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödendiği, olayın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan TTK 23/2 maddesinde faturalara 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının düzenlendiği, bu bağlamda davacı tarafından kendilerine gönderilen faturalara herhangi bir itiraz da bulunmaksızın bedelini ödediği hususu dikkate alındığında içeriği kesinleşen fatura bedellerinin daha sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilemeyeceği(Yargıtay 19.HD 2015/10737 esas 2016/7651 karar, Yargıtay 11.HD 2016/1400 esas 2017/2046 karar, Yargıtay 23.HD 2015/9408 esas 2018/192 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) ” gerekçeleriyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; bilirkişi raporunun müvekkilinin alacaklı olduğunu maddi olarak tespit etmesine rağmen davanın reddedildiğini, davada müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığı ve somut ticari ilişkide ticari örf ve adete göre süzme sayaçlara, ana sayaca uygulanan birim elektrik sarfiyatının aynen yansıtılması gerektiği halde, fatura düzenleyen davalı şirketin yanlış veya yanıltıcı veya sahte işlemle faturada gösterilen sarfiyatı daha yüksek birim fiyat uygulayarak müvekkili – davacıya gönderdiği, müvekkilinin elbette fatura kapsamında yazılı olan bilgiye itibar ettiği, ancak daha sonra yapılan araştırmalarda bu hatanın ortaya çıktığı anlaşıldığında derhal davalıya ihtarname keşide ettiği, bu konuda değerlendirilecek hususun sonradan ortaya çıkan kusur olarak ele alınması ve dolaylı bağlantıyla davacı – müvekkilinin iradesinin yanıltıldığının irdelenmesi gerektiğini, taraflar arasında olağan şartlarda beklenen yansıtma faturasını, aslında var olmayan birim fiyatı üzerinden şişirerek iş ortağına yansıtan ticaret erbabını, ister tüzel kişi tacir, ister gerçek kişi tacir bazında hukukça korumadığını, mahkemece bu sahte işlemin gözden kaçırıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık, davacının davalı AVM’de kullandığı stantta tükettiği elektriği süzme sayaç kullandığı ve elektrik abonesi olan davalı şirketin tüketilen elektrikle ilgili birim fiyatı da belirtilmek suretiyle faturalar düzenlediği, bu faturalarda yüksek fiyat uygulamak suretiyle fazla bedel tahsil ettiği iddiasıyla açılan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat talebine ilişkindir.Mahkemece ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödenen bedellerin istirdadının istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafından davacının faaliyette bulunduğu AVM’lerdeki stantlarda kullanılan ve süzme sayaçla tüketilen elektrik bedelleriyle ilgili düzenlenen yansıtma faturalarında elektrik idaresince uygulanan birim fiyat üzerindeki fiyatlarla faturaların düzenlendiğinin tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu tahakuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur. O halde, mahkemesince; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği yansıtma faturaları bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği göz önünde bulundurularak işin esasına girilmeli, usulünce araştırma yapıldıktan sonra sonucu dairesinde bir karar verilmelidir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 04.03.2020 tarih ve 2020/25 E. – 2020/1964 K. Sayılı ilamı da bu yöndedir).Bu itibarla, davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde işin esası incelenerek sonucu dairesinde karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2021