Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/664 E. 2019/2010 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/664
KARAR NO : 2019/2010
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2017
NUMARASI : 2016/693 E- 2017/976K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki … nolu abonelikler gereği ,geriye doğru son on yılda, abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak, iletim,dağıtım, PSH, sayaç okuma vs gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, herbir davalı için ayrı ayrı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddi ile davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini,Anayasa mahkemesinde iptal başvurusunun reddine karar verilmiş isede, hukuka aykırılığın halen devam ettiğini, EPDK nın sınırsız fiyat belirleme yetkisinin bulunmadığını, kayıp kaçak bedellerinin davacıdan tahsil edileceğine ilişkin sözleşme hükümlerinin TBK 20.maddedeki genel işlem koşulu gereği geçersiz hükümler içerdiğini, dava tarihinde davacının açmakta haklı olduğunu,bu nedenle davacının haklılığının tespitine aksi taktirde davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.Davacının, istinafı yönünden yapılan incelemeye göre ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken, aksine, red nedeniyle davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Bu nedenle davacının istinaf talebi yerinde görülmüştür.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile,hükmün 1,3 ve 4.bentlerinin hükümden çıkartılması ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında; “1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine yargılama gideri ile karar tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline,” sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca hükmün 1,3 ve 4.bentleri karardan çıkartılmak suretiyle karar düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 31,40 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 136,62 TL dan mahsubu ile bakiye 105,22 TL . nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3-Davacının peşin yatırdığı 31,40 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1. 980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacının yaptığı 128,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,6-Tarafların yatırdığı gider/delil avans bakiyelerinin karar kesinleşince taraflara iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 70,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2019