Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/623 E. 2021/99 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/623
KARAR NO : 2021/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2017
NUMARASI : 2016/723 E – 2017/950 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; davacı ile davalı şirket arasında elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin mevzuata ve hukuka aykırı olarak faturalara ödenen kayıp kaçak, sayaç okuma bedeli, iletim ve dağıtım bedeli ve TRT payı gibi yasal olmayan bedelleri yansıttığını, bu bedellerin davacı tarafça ödendiğini beyanla, ödenen toplam 3.410.928,47TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, yanlış hasıma açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, dava edilen miktarların mevzuata ve EPDK kararına uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkeme ,alınan bilirkişi raporu kapsamında davacıdan tahsil edilen bedellerin EPDK ve ilgil yönetmeliğe uygun olduğunun tespit edildiğini,ayrıca 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanununun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar vermiştir. Dava dosyasının Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2015/155 Esas ve 2016/368 sayılı dosyasından verilen yetkisizlik kararı ile İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği ve 2016/723 E.sırasına kaydedildiği anlaşılmakla,istinafa konu kararda yetkisizlik sonrası yetkili mahkemeye davanın tevzi tarihi olan 23/06/2016 tarihinin dava açılış tarihi olarak hatalı gösterildiği,dava tarihinin 2015 yılına ilişkin olduğu ve davanın 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 17/06/2016 tarihinden önce açıldığı görülmüştür.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde davanın davalı yönünden pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini,aksi taktirde alınan bedellerin mevzuata uygun olduğunu ve 6719 sayılı yasa gereği davanın esastan reddi ile davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Ayrıca ,Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden, davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu da kesinleşmiştir.Davalının istinaf sebeplerinin incelenmesi sonucunda;abonelik sözleşmesinin taraflar arasında bulunduğu gözetilerek davalının husumete dair istinaf talebi de yerinde görülmediği gibi, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır. Zira, davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/01/2021