Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/563
KARAR NO : 2021/114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2018
NUMARASI : 2016/773 E – 2018/1308 K
DAVANIN KONU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı kurumun … nolu abonesi olduğunu, davacının bu aboneliğini … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler İstanbul adresindeki işyerinde kullandığını, davalı kurumun davacıya 23/06/2016 tarihinde 7.037,80 TL tutarında kaçak elektrik tüketim tahakkuku ve yine aynı tarihli 53.309,40 TL kaçak elektrik tüketim ek tahakkuku olmak üzere toplam 60.347,20 TL tutarında fatura kestiğini, kesilen faturalara istinaden davacının davalı kuruma 28/06/2016 tarihinde 10.000,00 TL, 01/07/2016 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL kısmi ödeme yaptığını, davacı tarafından yapılan bu ödemenin hiçbir şekilde borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı kurumun elektriğin kesileceği şeklindeki tehditleri neticesinde yapıldığını, davalı tarafından kesilen bedellerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tahakkuk edilen cezanın davalı kurum tarafından hangi şekilde hesaplandığının belli olmadığını, davalı tarafından kesilen bedellerin ödenmesi durumunda davalı kurumun sebepsiz zenginleşme elde edeceğini, anılan nedenlerle davanın kabulü ile davacı tarafından ödenen 20.000,00 TL’nin yargılama sonucu ortaya çıkacak gerçek borç miktarından mahsup edilmesine, bu nedenle şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kuruma 10.000,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesi ile davacıya tahakkuk edilen toplam 60.347,20 TL kaçak elektrik tüketim bedelinin şimdilik 10.000,00 TL’lik kısımndan borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre davacının davalı kuruma 29.841,67 TL borçlu bulunmadığının tespit edildiğini, anılan nedenle bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini 19.841,67 TL arttırarak toplam 29.841,67 TL için davalı kuruma borçlu olmadıklarının tespiti ile ıslahla arttırılan bu bedelin faiziyle davacıya iadesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 5661886 nolu tesisat mahallinde 23/06/2016 tarihinde kurum yetkilileri tarafından yapılan kontrolde sayacın arkasına mıknatıs konularak sayacın gerçekte yaptığı tüketimin tespit edilmesinin önlendiğinin ve bu suretle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, bu nedenle davacı adına usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlenerek 23/06/2013 tarihli 53.309,40 TL bedelli ve yine aynı tarihli 7.037,80 TL bedelli tahakkukların kesildiğini, zabıt tahakkuklarının afaki olmayıp, EPDK Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketiminin düzenlendiği beşinci bölüm 28, 29 ve 30.maddeleri hükmüne göre yapıldığını, EPDK düzenlemelerine göre yapılan işlemlerde ve hesaplamalarda herhangi bir hata olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket müzekkere cevabında davaya konu tahakkukların tamamının 15/07/2017 tarihinde ödendiği bildirilmiştir.Mahkemece bilirkişi … alınan bilirkişi raporunda; Elektirik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmliği 26.maddesi doğrultusunda davacı tarafça “sayacın arkasına neodyum mıknatıs koyarak sayacı eksik kayıt yapar hale getirerek” tüketilen elektriğin kaçak elektrik tüketimi sayılacağı, tutanak öncesi sayacın arkasına mıknatıs konularak sayacı eksik kayıt yapar hale getirmek suretiyle kullanılan dönemde günlük ortalama tüketim değerinin 114,80 kwh/gün olduğunu, tutanak sonrası ise yani mıknatıs kaldırıldıktan sonraki dönemde günlük ortalama tüketim değerinin 175,66 kwh/gün olduğunu, dolayısıyla arada bariz fark olması sebebi ile (1,5 kat) sayacın doğru tüketim kayıt etmesini engellemek üzere müdahale edilerek elektrik kullanıldığı kanaatine varıldığını, davacı tarafça 15/05/2013 tarihinde davalı kurum ile Alçak Gerilim Elektrik Satış Sözleşmesi imzalandığını, ayrıca 23/06/2013 tarihli dava konusu tutanakta tespit edilen 63237901 nolu sayaçta 10/10/2014 tarihinde davacının kullanıcısı olduğu dönemde takıldığı, açıklanan nedenlerle tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen kaçak tahakkukundan davacının sorumlu tutulması gerektiği, endeks döküm kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacıya ait sayacın OSOS ile uzaktan mahalline gidilmeden okunduğunun tespit edildiği, bu nedenle mıknatısın davalı kurum görevlilerince daha öncesinde tespit edilemeyebileceği, yapılan tespitler doğrultusunda davalı kurumca davacıya tahakkuk ettirilen kaçak ve kaçak ek tahakkuklarında 39,60 kw x 0,6 = 23,76 kw güç değerinin değerlendirmeye alınmasının hakkaniyet ölçülerinde olamayacağına kanaat getirildiği, davacı tarafça hiçbir dönemde 23,76 kw güç çekilmediği, davalı kurumca günde 21 saat boyunca her saat için 23,76 kw güç çekildiği kabul edilerek hesaplama yapıldığı, ancak davacının akşam ve gece tüketimleri gündüz tüketimine göre düşük olduğunu, yani 1 gün için kabul edilen 21 saatlik çalışma süresi boyunca akşam ve gece saatlerinde her saat için 23,76 kw güç çekilmesinin kabul edilmemesi gerektiği, tutanakta elektronik sayaç tarafından hafızaya kayıt edilen mahalde çekilen en yüksek gücün 1,6 kw olduğunu, anılan nedenle kaçak ve kaçak ek tahakkuklarında değerlendirmeye tabi tutulması gereken güç değerinin (28 + 34 + 44 ) amper x 220 volt x 0,6 = 14,25 kw olması gerektiği, buna göre davacının 4.220,92 TL kaçak tahakkuku ve 26.284,61 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 30.505,53 TL kaçak tahakkukundan sorumlu tutulması gerektiği, davacı tarafça fatura son ödeme tarihi gelmeden 28/06/2016 ve 01/07/2016 tarihlerinde toplam 20.000,00 TL ödeme yapıldığı, 30.505,53 TL – 20.000,00 TL = 10.505,53 TL kalan tutar olduğunun belirlendiğini, hükme dayanak rapor kapsamında , davacının 4.220,92 TL kaçak tahakkuku ve 26.284,61 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 30.505,53 TL kaçak tahakkukundan sorumlu tutulması gerektiği, buna göre davalı kurum tarafından davacıya kesilen toplam 60.347,20 TL kaçak elektrik tahakkukunun 29.841,67 TL’sinden ise davacının sorumlu tutulamayacağı ve borçlu olmadığı gerekçesiyle; “Davacının davasının kabulü ile, 29.841,67 TL’nin ödeme tarihi olan 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve hukuka uygun olmadığını,dava konusutalep hakkında kısmi dava açılamayacağını,davacı tarafça yapılan ödemelerin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığını,ödemelerin davalıya bildirilmediğini,itirazları doğrultusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini,hükme esas bilirkişi raporunda hatalı değerlendirmeler yapıldığını,davalı kurum tahakkuklarında güç değerinin doğru belirlenmesine rağmen bilirkişi raporunda tespit edilen kurulu gücün ve yapılan çalışma süresinin hatalı hesaplandığını beyanla davanın reddine karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Buna göre, hükme esas alınan rapordaki hesaplamanın Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapıldığı, hesaplamada davacının sayacın arkasına belirtilen mıknatısı koyarak eksik tüketim kaydetmesine yol açtığı,bu doğrultuda sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığı ,davacıya ait sayacın OSOS ile uzaktan mahalline gidilmeden okunması sebebiyle davacının sayaca müdahalenin davalı tarafça uzaktan tespit edilemeyebileceği, 39,60 kw x 0,6 = 23,76 kw güç değerinin değerlendirmeye alınmasının hakkaniyet ölçülerinde olmadığı, davacı tarafça 23,76 kw güç çekildiğinin belirlenemediği gibi, davalı kurumca günde 21 saat boyunca her saat için 23,76 kw güç çekildiği kabul edilerek hesaplama yapıldığı, ancak davacının akşam ve gece tüketimleri gündüz tüketimine göre düşük olduğ,u yani 1 gün için kabul edilen 21 saatlik çalışma süresi boyunca akşam ve gece saatlerinde her saat için 23,76 kw güç çekilmesinin kabul edilemeyeceği, tutanakta elektronik sayaç tarafından hafızaya kayıt edilen mahalde çekilen en yüksek gücün 1,6 kw olduğu, kaçak ve kaçak ek tahakkuklarında değerlendirmeye alınacak güç değerinin (28 + 34 + 44 ) amper x 220 volt x 0,6 = 14,25 kw olması gerektiği, buna göre davacının 4.220,92 TL kaçak tahakkuku ve 26.284,61 TL ek tahakkuk olmak üzere toplam 30.505,53 TL kaçak tahakkukundan sorumlu tutulması gerektiği, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen toplam 60.347,20 TL kaçak elektrik tahakkukunun 29.841,67 TL’ tutarından davacının sorumlu tutulmaması gerektiği,davacı tarafça bu tutarın zaten ödendiği ve istirdadının talep edildiği anlaşıldığından,alının bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Somut olayda davacı taraf; elektriğin kesileceği tehdidi altında hakkında düzenlenen kaçak tahakkuk bedelini ödemek zorunda kaldığını ileri sürmektedir.Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu kaçak tahakkuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 2.038,48 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 509,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.528,86 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/01/2021