Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/54 E. 2020/1926 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/54
KARAR NO : 2020/1926
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI : 2017/453 E – 2018/839 K
DAVANIN KONU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 01/11/2013 tarihli, 01/11/2013-30/11/2015 tarihleri arasını kapsayacak şekilde 2 yıllık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacı tedarik şirketinin davalıya elektrik satışı yapacağını, davalının da kullanım miktarına göre davacı şirket tarafından keşide edilecek faturaları ödeyeceğini, sözleşme feshedilmediği için 7.1.maddesine göre kendiliğinden 1’er yıllık süreler halinde yenilendiğini, davalı tarafından süresinde geçerli bir fesih bildirimi yapılmamış olduğundan sözleşmenin devam ettiğini, davacı şirket tarafından hukuka uygun olarak fatura keşide edilip gönderilmesine rağmen vade tarihinde fatura karşılığı borcun davalı tarafından ifa edilmediğini, bunun üzerine sözleşmenin sona erme hallerinin düzenlendiği 7.2.maddesine göre sözleşmesi feshedilerek 7.1.maddeye göre ceza faturaları keşide edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan bu hükümlere göre davalının sözleşmesi feshedilerek 25/05/2016 vade tarihli 2.896,01 TL bedelli cezai şart faturası keşide edildiğini, davalıya 25/05/2016 vade tarihli ve 1.269,39 TL bedelli elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetlerine ilişkin fatura düzenlenerek gönderildiğini, ancak davalı şirketin bu bedeli ödemediğini, ancak davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan faturanın hukuka uygun ve sözleşme hükümlerine göre keşide edildiğini, faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olmasından dolayı %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde;davalının işletmeciliğini yapmakta olduğu işyerini … devrettiğini, devrettiği kişinin de kendi annesinin üzerine devrini yaptığını, bilahare mal sahibinin dükkanı sattıktan sonra işyerini boşalttığını, bu işlemler yapıldığı sırada elektrik sayacının kendisinin adına kayıtlı bulunduğunu, dükkanın kapatılmasından dolayı elektrik sayacının kapanışını yapmak üzere davacı kuruma iletişim aracılığı ile müracaat edildiğini, bilahare işyerinin kapanışından dolayı yapmış oldukları elektrik sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirimini yapmak üzere Büyükçekmece ….Noterliğinin 21/08/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarname gönderilme tarihi itibarı ile hukuki sorumluluklarının sona erdiğini, davacının bu bildirimi hiçe sayarak kendilerinden sonra yaşanan olumsuzluklardan kendilerini sorumlu tutarak icra takibine girişmiş ise de, bu girişimi haksız ve hukuka aykırı olduğunu,buna itiraz edildiğini, sonuç olarak davacı tarafın aleyhlerine icra takibini başlatmasını gerektirecek hiçbir hukuki delil ve belge olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ve yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.Mahkeme, taraflar arasında 01/11/2013 tarihli, 01/11/2013 – 30/11/2015 tarihleri arasın kapsayacak şekilde 2 yıllık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça davalı tarafından süresinde geçerli bir fesih bildirimi yapılmamış olduğundan sözleşmenin devam ettiğinden bahisle düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine alacağın tahsili yönünden yapılan takibe itiraz edildiğinden,itirazın iptali talep edilen davada , davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların ödenmediği bunun üzerine sözleşmenin sona erme hallerinin düzenlendiği 7. maddesine göre sözleşmesi feshedilerek 25/05/2016 vade tarihli 2.896,01 TL bedelli cezai şart faturası ve 25/05/2016 vade tarihli ve 1.269,39 TL bedelli elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetlerine ilişkin fatura düzenlenerek gönderildiği belirtilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmenin matbu olarak sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlandığı, takibe konu ceza faturasına dayanak 7.1 maddesinde sözleşmenin sona ermesi hallerini düzenlediği, buna göre”sözleşmenin protokolde belirtilen tarihte sona ereceği, sözleşmenin süresi içerisinde abone tarafından feshedilemeyeceği, sözleşmeden kaynaklı fesih hakları saklı kalmak kaydıyla herhangi bir taraf sözleşmenin dolmasından 3 ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceğini protokol madde 6 daki teminatı tamamlayarak noter kanalıyla bildirmediği ve yazılı olarak yeni bir protokol ile uzlaşma halinde protoldeki indirim uygulanarak sözleşmedeki diğer şartlar aynı kalmak şartıyla devam edeceğinin, aksi takdirde sözleşmenin mevcut şartlarda bir yıl daha uzamış kabul edileceğinin öngörülmesine rağmen tedarikçiye tek taraflı olarak teminatsız değişik bildirim yolları ile fesih hakkının tanındığı,” kelepçeleme sözleşme hükmü niteliğindeki bu hükmün davalı ile müzakere edilerek imzalandığına dair herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, yukarıda izahı yapılan TBK hükümleri gereği genel işlem koşulu niteliğinde olduğu ve sözleşmenin davalı yönünden devamını zorunlu kılan, davacı yönünden ise teminatsız fesih imkanı tanıyan bu hükmün davalıyı sözleşmeyle devama zorlayan hükmünün yazılmamış sayılması gerektiği, bir an için geçerli olduğu kabul olunsa bile teminat miktarının sözleşmede açıkça düzenlenmediği, davalı noter kanalıyla bildirimi sonrası davacının davalıya ödemesi gereken miktara ilişkin herhangi bir ihtarda bulunmadığı, sessiz kalarak sözleşmenin feshine ilişkin lehine olan cezai şart ve diğer şartların oluşmasını beklediği, bakiye tüketim faturası sunulamayan davalı kullanımına ilişkin fesih ile birlikte güvence bedeli talebinin dayanağının olmadığı, uygulamada tedarik şirketlerinin bu yollarla güvence bedellerinden fesih sonrası haksız kesintilere gittikleri dikkate alındığında bu durumun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, sözleşmenin davalının fesih bildirimi ile sona erdiğinin kabulünün gerektiği, yine sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacının piyasa maliyetleri adı altında sonradan düzenlemiş olduğu faturaların dayanağının bulunmadığı, düzenli fatura tahakkuk ettiren davacının sonradan maliyet faturası kesmesinin dayanağının bulunmadığı davalının genel işlem şartı niteliğindeki sözleşme hükmüne ve dayanağı bulunmayan piyasa maliyetlerine dayalı faturaya dayanarak davacı tarafça yapılan takibe davalının itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle; “Davanın reddine” karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;kararın hukuka aykırı olduğunu,takibe konu faturaların usule ve mevzuata uygun tahakkuk ettirildiğini,bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Somut davada ,davalı sözleşmeyi feshetmiş,davalıya bakiye borç bildirilmemiş olmasına rağmen,davacı tarafça davalı hakkında cezai şart ve maliyet bedeli adı altında alacak tahakkuk ettirilerek davalıdan tahsili talep edilmiştir.Sözleşmenin davalının fesih bildirimi ile sona ermesine rağmen ,davacının sessiz kalarak davalının ödemesi gereken tutarı bildirmediği,ayrıca lehine cezai şart oluşma koşullarını beklediği ve bakiye tüketim faturası ile fesih ve güvence bedeli talebinin,piyasa maliyetleri olarak düzenlenen faturaların dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, gerekçede açıklandığı üzere genel işlem koşulları açısından, yerinde bir değerlendirme yapıldığı,alınan bilirkişi raporunun ise taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2020