Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/515 E. 2019/439 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/515
KARAR NO : 2019/439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2017
NUMARASI : 2016/191 E – 2017/423 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 3.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 6719 Sayılı Kanun uyarınca hedef kayıp kaçak oranlarını aşan kısmı olup olmadığı yönünde araştırma yapılması ve davanın kabul edilmesi gerektiğini, aksi halde de verilecek kararın red değil, konusuz kalma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair olması gerektiğini, dava başında, dava açmakta haklı olmaları sebebiyle, davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını,davanın reddini gerektiğini beyanla, ayrıca davalı lehine yargılama gideri verilmek ve davacı lehine verilen yargılama gideri kaldırılmak üzere yeniden karar verilmesini istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından davacının buna dair istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştir.Davacı tarafın bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi yönünden ise, talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı kanaati ile davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2018/5200 E.-2019/115 K. emsal ilamı)Ayrıca davalının istinaf sebeplerine göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, mevzuat ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin muhtelif kararları uyarınca dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davalı lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup bu nedenle davalı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalının bu konudaki istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davacının vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerine gelince; somut olayda; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E – 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, vekalet ücreti yönünden , davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutularak, anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince, davacı lehine maktu vekaleti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.Buna göre davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereğince reddine,davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın “red” kısmının “konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde düzeltilmesine ve hükme “Davacı lehine 1980-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,2-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereği 1980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 736,49 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Davacı ve davalı tarafça tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine, 5-Bu dava sebebiyle 31,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 51,24 TL den mahsubu ile fazla alınan 19,84TL nin davacı tarafa iadesine,Davacının sair istinaf sebeplerinin reddine,Davacı taraftan istinaf sebebiyle peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,Davalı taraftan alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 27,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davalı istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/03/2019