Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/491 E. 2021/611 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/491
KARAR NO : 2021/611
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI: 2016/829 E – 2018/871 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİH: 02/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat müteahhitliği yapan müvekkilinin … İlçesi … Mahallesi … Bulvarı No:…’de inşa edeceği konut amaçlı site merkezinde yer alacak bağımsız bölümlerin elektrik enerjisi ihtiyacı için davalı … kurumuna başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı tarafın tekel hakkını kullanarak dayatmacı bir yaklaşımla “şartname” adı altında sağlanacak olan enerjinin teknik altyapısının müvekkil şirketince yapılmasını ve daha sonra bu tesislerin işletme ve bakım karşılığında …’a devrini talep ettiğini, o anki zorunluluklar nedeniyle bu altyapının anlaşmaya varılan dava dışı …. San. ve Tic. A.Ş. tarafından tesis edildiğini, ancak “şartname” hükümlerinin Anayasa ve çeşitli mevzuat hükümlerinin emredici şartlarına aykırı olduğunu, bu sebeple mutlak butlanla batıl olması gerektiğini, inşa edilen enerji altyapısına ilişkin masrafların toplamı 130.000-TL ve diğer belirsiz kablo tesisi ile işçilik kazı vs. alacakların aradaki sözleşme ilişkisi batıl olduğundan dolayı tesisin yapımı tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,davaya konu edilen taleplerin zamanaşımına uğradığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, husumetin müvekkili şirkete yöneltilmesinin doğru olmadığını, …. ile imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümleri gereğince dağıtım tesislerinin mülkiyetinin …’a ait olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde davanın türünü belirsiz alacak davası olarak belirttiğini, davaya konu edilen taleplerin belirlenmesi bağlamında objektif bir imkansızlık halinin mevcut olmasının belirsiz alacak davası açılabilmesinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu, davacı tarafın sözleşme hükümlerinin kendisine dayatıldığına ilişkin olarak tek bir somut delili dahi bulunmadığını, aksine kendisine tanınan itiraz hakkını dahi kullanma iradesi göstermeksizin sözleşme hükümlerini kabul ettiğini, davacı tarafla müvekkili şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması da bulunmadığını beyanla ,davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … yönünden davanın kabulü ile 130.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı … vekili istinaf etmiş olup,istinaf dilekçesinde özetle ; dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak ikame edilen davanın müvekkili şirkete yöneltilmesi mümkün olmadığından ,pasif husumetten davanın reddi gerektiği,bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığı,belirsiz alacak davası açma şartlarının bulunmadığını,davacının alacak miktarını bilmediğinin kabul edilemeyeceğini,davaya konu edilen taleplerin 6098 sayılı TBK’nun 82. maddesi uyarınca ve dava dilekçesinde açıkça davacı tarafın müvekkili şirketçe istenilen taleplerin emredici kurallara aykırı olduğunu şartnamenin önerildiği tarihte bildiği anlaşıldığından , davacı tarafın bedel iadesine ilişkin talebinin zamanaşımına uğramış olduğuna ilişkin itirazlarının da dikkate alınmadığı , davacı tarafın herhangi bir şekilde ihtirazi kayıt dahi sunmaksızın imzalamış olduğu sözleşme hükümlerinin aradan geçen 6 yıl gibi bir süre sonra dayatıldığını iddia etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; taraflar arasında herhangi bir bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması olmadan bu bedellerin defaten ödenmesinin talep edilmesi yasal mevzuat karşısında mümkün olmadığı,davacı tarafın yapımı tamamlanan tesislere ilişkin olarak talepte bulunmasını kabul anlamına gelmemesi kaydıyla; bilirkişi heyetinin davacının sunduğu faturalar aynen kabul edilerek bu bedellerin davacıya ödenmesi gerektiği görüşünün de yasal düzenlemelere aykırılık teşkil ettiği,davacı tarafla müvekkili şirket arasında henüz bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması da bulunmadığı ,bu anlaşma tesis edilmeden huzurdaki dava ile tek seferde ödeme talebinin hukuka aykırı olduğu, mahkemece bu bedellerin mevzuata aykırı şekilde defaten ödenmesi gerektiğinin kabulünün de hukuka aykırı olduğunu,yasal düzenlemelerden tamamen farklı olarak bilirkişi yalnızca davacı tarafın dosyaya kazandırmış olduğu faturalar üzerinde inceleme yapmak ve başkaca bir değerlendirme sunmaksızın ikame etmiş olduğu raporunda, davacı tarafın müvekkili şirketten 130.000-TL alacaklı olduğunu beyan ettiğini ,oysaki davacı tarafın talepte bulunabileceği miktarın, davacı tarafça dosyaya sunulan faturalar vasıtasıyla değil, çeşitli verilerin ortalamasının ele alınması ve bu bedeller üzerinden %20 indirim uygulanması suretiyle elde edilen birim fiyat üzerinden hesaplanması gerektiği,davacı tarafça bu bedellerin bağımsız bölüm maliklerinden tahsili edip edilmediğinin araştırılmadığını, usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, davacı tarafça yaptırılan dağıtım ve iletim tesisi varlıklarının maliyetinin davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece yargılamada , bilirkişi kurulu kök ve ek raporu alınmış olup,bilirkişi kurulunca ” Davacı Şirket’in, “22695 Nolu (34,5/04 kV 1600 kVA) TM ve O.G., yer altı kablosu tesisi” işinin gerçekleşmesinde, Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği’nin Madde-18 hükmünde açıklanan hususlara uyduğunun, 28/01/2014 tarih ve 28896 saydı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı Ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin geçici ve son hükümlerinde “Kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıklarına ilişkin metodoloji” ve “mahsup yöntemiyle geri ödeme” hususlarının düzenlendiği, yine aynı yönetmeliğin 20 ve 21. Maddelerimde de kullanıcı tarafından tesis edilen iletim ve dağıtım varlıkları ile geri ödemeye ilişkin metodoloji usul ve esasların düzenlendiğini, davacı şirket tarafından “Rapor” içeriğinde açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde ilgili trafo, usulüne uygun olarak tamamlandığı, tesisin geçici kabul işlemlerinin 14/07/2011 tarihinde Davalı Şirket tarafından yapıldığı, ayrıca yine Davalı Şirket’in 19/07/2011 tarih ve 2832 sayılı kararı ile dava konusu Trafo Merkezi’nin elektrik sistemine dahil edildiğini, davacı yanın ticari defterlerinde yapdan inceleme sonucunda, dava dışı yüklenici firmaya yapılan iş karşılığında 130.000,00 TL ödeme yapıldığını, sonuç olarak davacının davasında malen ve diğer incelemeler kapsamında haklı olduğunu…” mütalaa etmişlerdir.Ne var ki; alınan raporların hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.Bilirkişi kurulu raporunda, ağırlıklı olarak mali yönden ve defter incelemesi yönünden görüş bildirilmiştir. Sözkonusu raporda ,davacı tarafça yaptırılan işlere ait faturaların ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu bildirilmiş ,ancak uyuşmazlığın niteliğine göre , faturalı ve faturasız söz konusu tutarların dava konusu tesis inşa tarihi ve yapılan işlemler ile kullanılan malzemeler göz önüne alındığında piyasa rayiç bedelleri içinde kalıp kalmadığı yönünden herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır. Raporda ,faturalı ve faturasız işler ayrılmamıştır. Diğer yandan, taraflar arasında bir sistem bağlantı anlaşması olmadığı beyan edilmekle, bunun sonuçları yönünden de raporda açıklama ve değerlendirme bulunmamaktadır. Bu sebeplerle ,davalı … istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı … istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda açıklanan şekilde , yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/03/2021