Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/481 E. 2020/1963 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/481
KARAR NO : 2020/1963
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2018
NUMARASI : 2017/652 E – 2018/1381 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkilinden abonelik kapsamında elektrik enerjisi hizmeti almasına karşın bu hizmetin karşılığı olan bedeli ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının kendisine karşı başlatılan icra takibine de yine kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu,itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki yetki sözleşmesine atılan imzanın müvekkili şirketi temsil etmediğinden sözleşmenin yok hükmünde olduğunu, genel yetki kuralına göre İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğundan icra dairesinin yetkisizliğinin tespiti ve iş bu davanın reddinin gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarında ise; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıdan hizmet ya da mal satın almadığını, takip talebinde yazılı miktarların hiçbir somut dayanağının ve izahının olmadığını, müvekkili şirketin davacıdan hiçbir şekilde mal satın ve teslim almadığından kendisinden enerji bedeli adı altında ücret tahsil edilemeyeceğini, bu nedenlerle İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğinin tespit edilmesini ve buna bağlı olarak İstanbul Mahkemelerinde açılmış davanın reddine, aksi halde somut dayanak yoksun haksız takip nedeniyle davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20 az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, “Davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, taraflar arasında mevcut olduğu beyan olunan abonelik sözleşmesinde İstanbul Avrupa Yakası Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, ancak geçerli bir yetki sözleşmesi olmadığı ve yetki sözleşmesinde belirtilen icra dairesi ve mahkemenin belirli bir yeri içermidiği, davalının ikametgahının da Kadıköy olmakla takibin geçersiz ( yetkisiz ) icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle , geçersiz ( yetkisiz ) icra takibine dayalı olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine ” karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;”… asla kabul anlamına gelmemesi kaydıyla yetki sözleşmesinin bir an geçersiz olduğu kabul edilse dahi dava konusu icra takibi yetkili icra müdürlüğünde başlatılmıştır. Dava konusu fatura karşılığı borç sözleşme ilişkisinden kaynaklanan bir borç olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesinde “…Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiştir.Taraflar arasındaki sözleşmenin de her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu ortada olan bir gerçektir. Bu sözleşmeye göre müvekkilin üzerine düşen borç elektrik enerjisini tedarik etmek iken, davalının üzerine düşen borç ise kullanmış oluğu elektrik enerjisi bedelini ödemektir. Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesi:” …Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,…ifa edilir.” Anılan hükümden de görüleceği üzere para borcunun ifa edileceği yerin alacaklının yerleşim yeri olduğu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortadadır. Müvekkil şirketinde adresi de Kağıthane olduğundan icra takibinin de İstanbul …İcra Müdürlüğü’nde açılması da, takibin usulüne uygun açıldığını göstermektedir. Zira para borçlarında kesin yetki kuralı bulunmamakta, alacaklının bu hususta seçimlik hakkı olduğu da izahtan varestedir. Genel yetkinin diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmadığı, seçimlik yetkinin davacıda(alacaklıda) bulunduğu, ifa yeri olan alacaklının ikametgahının bağlı bulunduğu İstanbul İcra Dairesince yapılan icra takibi ile takibe yapılan itirazın kaldırılması (iptali) amacıyla açılmış olan davanın yetkili yer mahkemesinde ikame edildiği ” şeklinde istinaf sebepleri ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, faturaya dayalı başlatılan takibe itiraz üzerine vaki itirazın iptali talebidir.Taraflar arasında ,abonelik sözleşmesi bulunmaktadır.Mahkeme tarafından İstanbul İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davasıdır.Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur.Davacı tarafça ödenmeyen elektrik borcu iddiası ile başlatılan ilamsız takipte, itirazın iptali talebine ilişkindir. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Takip davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Takibin konusu para borcu olduğunda ise, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır. Davada ise davacının ikametgahın adresine göre icra takibinin davacı adresinin bağlı olduğu İstanbul (Merkez) İcra dairesinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. O halde; davacı alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan İstanbul (Merkez) İcra Dairelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile, mahkemece davanın esasına girilerek, taraflarca davanın esası ile ilgili olarak bildirilen delillerin celp ve değerlendirilmesi gerektiğinden, karar bu sebeplerle usul ve hukuka aykırı görülmekle, asıl karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/12/2020