Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/433 E. 2020/2046 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/433
KARAR NO : 2020/2046
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI : 2016/711 E – 2018/1157 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının büfe olarak kullandığı iş yerinde 15/11/2018 tarihinde elektrik sayacından kaynaklı yangın çıktığını, yangından kısa bir süre önce elektrik sayacının davalı kurum tarafından değiştirildiğini, bağlantı işlemlerinin de davalı yetkili kurum tarafından yapıldığını, yerinde yapılan incelemelerde yangının kaçak akım rölesinin tespit edilemediğini, sayaç bölümünde oluşan hatadan dolayı sayacın yanarak panoda tahribat oluşturduğunu, işletmenin tesise elektrik vermemesi gerekirken elektrik vermeye devam ederek yangına sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini,davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 28.635,41 TL maddi zararının yangının meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili yargılama sırasında sunduğu 30/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 18.679,81 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talebi ile Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/129 D.iş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; elektrik kontağından çıkan yangının iş yerinde çekilen gücün limit üstü olmasından ve iş yeri sahibinin kanun ve yönetmelik gereği tesisatının yıllık kontrollerini yerine getirmemesinden kaynakladığının tespit edildiğini, yangının meydana gelmesinde dağıtıcı firmanın sorumluluğunun olmadığını, taraflı olarak hazırlanmış olan teknik inceleme raporuna itibar edilmemesi gerektiğini, çıkan yangında davalı şirkete kusur isnat edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında alınan kök ve ek heyet bilirkişi raporunda ; davacının işyerinin bulunduğu adreste 15/11/2015 tarihinde çıkan yangının, işyerinin elektrik sayacının bağlı bulunduğu elektrik panosunda aşırı yüklemeye bağlı olarak kablo izolelerin tutuşması neticesinde meydana geldiği, iş yerine ait elektrik tesisatının, iş yerindeki cihazların gücüne uygun olmadığı, kablo kesitlerinin veya sigorta büyüklüklerinin yetersiz kalması sonucu ısınan kablo izolelerinin sayaç panosunu tutuşturduğu ve yangının başlamasına neden olduğu, teknik raporlar arasında bu hususlar arasında herhangi bir çelişki bulunmadığı, yasal düzenlemeler gereğince davacının, iş yerine ait elektrik tesisatını yangın tehlikesine karşı bakımlarını yaptırması ve yangının meydana geldiği tespit edilen elektrik panosunda seçicilik ilkesine uygun olarak kaçak akım rolesini tesis etmesi gerektiği, ancak yapılan tespitlere göre kaçak akım rolesinin mevcut olmadığı, elektrik panosunun periyodik bakım ve kontrollerinin yapıldığına dair herhangi belgenin bulunmadığı, davalı tarafça davacıya 29/09/2015 tarihi itibariyle 12/11/2015 tarihinde söz konusu elektrik tesisasında limit üstü güç çekildiğine dair ihbarname gönderildiği, yangnıın meydana gelmesinde her iki tarafına kusurunun bulunduğu, davacının kusur oranının %75, davalının ise %25 oranında olduğu, mali incelemelere göre davacının kar kaybının 186,52 TL, yangın nedeniyle emtia kaybının 74.532,73 TL, demirbaşların bakım onarım ve tamir masraflarının ise 28.019,67 TL olduğunun belirlendiğini, bu rapor kapsamında, yangının elektrik tesisatından çıktığı, davacı tarafça elektrik tesisatında bulunması gereken kaçak akım rölesinin takılı olmadığı gibi tesisatın bakımının yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından yangının çıkışında davacının %75 oranında, davalının ise %25 oranında kusurlu bulunduğu, davacının sunduğu talebin azaltılmasına ilişkin 30/01/2018 tarihli ıslah dilekçesinin bir nevi kısmi feragat niteliğinde olduğu gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile, 18.679,81 TL nin 15/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yangının ve zararın meydana gelmesinde davalının kusuru bulunmadığını,davada adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini,dava dilekçesinin çelişkili olduğunu, delil tespit bilirkişi raporunda davalı tarafın kusurunun olmadığının belirlendiğini, kablo üzerindeki izole malzemesinin tutuşması sonrası yangının meydana geldiğini,davacının işyerinde kaçak akım rölesi olmadığını, tesisatın akım gücüne uygun olup olmadığının davada araştırılmadığını, hükme esas bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek davanın reddine ve kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Somut davada , mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda yangının nedeni ve dava konusu yerde kaçak akım rölesi bulunmayışı ve davalının karşı tarafın limit arttırım talebi konusunda yerinde gerekli kontrol araştırma yapmadan elektrik vermesi nedeniyle yangında müterafik kusur değerlendirmesi yapılarak ,olayda %75 oranda davacının ,%25 oranda ise davalının kusurlu olarak belirlenmesine ve buna göre tespit edilen zarar bedeline dair hesaplamaların ve tespitlerin, bu açıdan hükme esas kök ve ek heyet raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür.Davacı taraf ıslah dilekçesi ile talebini 18.679,81 TLya indirerek davada kısmi feragatta bulunmuştur.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacağı açıktır.bu nedenle mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 1.276,02 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 344,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 931,62 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/12/2020