Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/381 E. 2021/409 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/381
KARAR NO : 2021/409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2014/625 E – 2018/395 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 16/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davaca vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin işyerinde kurulu tesisatın yasal abonesi olduğunu, davalı tarafından mahalde kurulu tesisatın ödenmeyen borçları için abone sözleşmesinin fesh edildiğinin bildirildiğini, bu bildirime dayalı olarak 2014/6 dönem 03.07.2014 son ödeme tarihli elektrik faturasının 1.5 kat ile çarpılarak 10.076,10TL tahakkuk ettirildiglni, müvekkilinin bu faturanın 3.214,10TL kısmından sorumlu olduğunu, davalının yaptığı feshin geçerli olmadığını, davalı tarafından yapılan Parekende Satış Sözleşmesi’nin feshinin geçersiziiğine, davalı tarafından gönderilen 2014/6 döneme ait fonsuz elektrik bedelinin 1,5 katı ile çarpılmasıyla tahakkuk ettirilen 24.06.2014 tarih ve 10.078,10TL bedelli faturadan müvekkilinin yalnızca 3.214,10TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının menfi tespitini talep ettiği dönem borcunun tüketicinin kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan borç olduğunu, hesaplamaların ELMHY hükümlerine göre yapıldığını beyanla , açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece , “Davanın kısmen kabulüne, 24/06/2014 tarihli 10.078,10TL fatura nedeniyle davacı tarafın 6.237,02TL borçlu olmadığının tespitine, Diğer taleplerin reddine” karar verilmiştir. Kararı davalılar … ve … vekili istinaf etmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinafa konu kararın yetkili mahkemece tesis edilmediğini ,mahkemece hatalı ve eksik inceleme ile hüküm tesisi edildiğini , bilirkişi raporuna karşı itirazlarının mahkemece karşılanmadığını,nitekim davacı tarafına tahakkuk ettirilen 10.078,10 TL kaçak kullanım bedellerinden 3.214,10 TL’sinden borçlu olduğunu kabul edip , dava ile bakiye bedel olan 6.864,00 TL kaçak kullanım bedelinden borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini,bilirkişi tarafından talep aşılarak hesaplama yapıldığı gibi mahkemece de talep aşılarak karar verdiğini ,esasa ilişkin olarak ise ,müvekkili şirket … tarafından davacı yana tahakkuk edilen kaçak elektrik kullanım bedellerinde herhangi bir hata söz konusu olmamakla beraber, abonelik sözleşmesinin de müvekkili … tarafından haklı olarak feshedildiğini ileri sürmüş,kararın kaldırılarak,davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; mahkemece 10/04/2018 tarihli duruşmada verilen kısa kararda “Davanın kısmen kabulüne, 24/06/2014 tarihli 10.078,10TL fatura nedeniyle davacı tarafın 6.237,02TL borçlu olmadığının tespitine ” şeklinde karar verilmesi suretiyle ,gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki yaratılmıştır. HMK’nın 294. maddesinde, hükmün verilmesi ve tefhimi hususları düzenlenmiş olup, HMK’nın 298/2 maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” şeklinde emredici düzenleme yer almaktadır. Kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olması hususu HMK. 355 maddesine göre kamu düzerine aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemece, bu şekilde kamu düzenine aykırı şekilde karar verildiğinden, bu haliyle de, kısa karar ve gerekçeli karar arasında oluşan çelişki nedeniyle denetlenebilir ve uygulanabilir olmaktan uzak olan yerel mahkeme kararı, Anayasa ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun emredici hükümlerine de açıkça aykırılık oluşturduğundan, bu husus HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzenine ilişkin ve re’sen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, HMK’nın 298/2 , 355., 353. maddeleri gereğince, ilgili mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilgili mahkemeye iadesine karar verilmesi gerekmiştir.Kabule göre de ,davacının dava dilekçesinde menfi tespit ettiği miktar dikkate alınmadan ,HMK’nun 26. maddesine aykırı olarak karar verilmesi de usul ve hukuka aykırı görülmüştür.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ,HMK’nın 298/2 ,355. maddeleri gereğince, istinaf konusu kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilgili mahkemeye iadesine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/02/2021