Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/378 E. 2021/495 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/378
KARAR NO : 2021/495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI: 2016/116 E – 2017/306 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili DOSB sınırları içerisinde DOSB…. Kısım … Dilovası Gebze adresinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili OSB bünyesinde Atıksu Arıtma Tesisinin kurulmasından ve faaliyete geçirilmesinden sonra davalı şirket … Tic. A.Ş. ile müvekkili DOSB arasında 13/05/2010 tarihinde DOSB Atıksu Abone Sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşme gereğince davalı şirketin DOSB atıksularının kanalizasyona deşarjı talimatnamesine uymakla yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, talimatnamede belirtilen kirlilik değerlerinin üzerinde kirliliğe sahip atık suların deşarj edilmesi halinde KÖB uygulanacağı ve atık su faturasının bu duruma göre düzenleneceğinin hüküm altına alındığını, takibe konu faturada debimetrede belirtilen atıksu miktarına göre hesaplanan bedelin yanında, davalının limitlerin üzerinde ve ön arıtma yapmaksızın ortak arıtma tesisine deşarj ettiği atık sular nedeni ile Organize Sanayi Bölgeleri uygulama yönetmeliği uyarınca davalıyı bağlayıcı talimatnamede belirtilen KOİ ve AKM kirlilik katsayıları ve limitleri aşan kirlilikteki atık su nedeniyle kirlilik önlem bedelinin tahakkuk ettirilerek davalının faturalarına yansıtıldığını, DOSB Atıksuların Deşarjı Talimatnamesinin denetim, numune alma ve analiz yöntemleri başlıklı 15/7 maddesinde ön arıtma standartlarını sağlayamayan atıksu kaynaklarına 18.maddedeki yaptırımlar uygulanır dendiğini, davalı şirketin de ön arıtma standartlarını sağlayamadığını ve limit değerlerin kat kat üzerinde kirlilik atıksu deşarj ettiği için davalıya ayrıca 20.000,00 TL kirlilik önlem bedeli uygulandığını ve tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için Gebze …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine haksız şekilde itiraz ettiğini belirterek davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalının asıl alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bir özel hukuk tüzel kişisi olan davacının, deşarj limitini aştığı iddiası ile diğer bir özel hukuk tüzel kişisinden çevre cezası niteliğinde bir bedel talep ede- meyeceğini, davacının kuruluş yasası olan 4562 sayılı kanunda da Organize Sanayi Bölgelerinin çevre mevzuatına aykırı bir eylemin varlığı halinde para cezası niteliğinde bir işlem yapabileceklerine dair hiç bir yasal düzenleme bulunmadığını, kirlilik önlem bedelinin çevre cezası olduğunu, 2872 sayılı yasa ve bu yasaya göre hazırlanan yönetmeliğe göre çevre mevzuatına aykırı bir eylem olduğunda idari para cezasını kesecek olanın Çevre Ve Orman Bakanlığı ve onun taşra teşkilatı olduğunu, davacının böyle bir yetkisinin olmadığını, ayrıca davacının numunelerin alınması ve saklan- masına ilişkin yönetmelik ve tebliğe aykırı davrandığını, usulüne uygun numune alınmadığını, numune alma tutanağında ne tür bir numune olduğunun belirtilmediğini, kaç saatlik numune alındığının belli olmadığını, davacının aynı dönem içinde yaptırdığı diğer analiz tespitlerinin hiçbirinde deşarj kirlilik limit aşımının görülmemiş olmasının da davacının cezaya konu ettiği 07/07/2015 tarihli analizin hukuka aykırı bir şekilde yapılmış olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, ayrıca davacının katma değer vergisi talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının yargı harcından muaf olmadığını, gerekli nispi harcın yatırılması için kesin süre verilmesini belirterek bu sebeple davanın reddini ve %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince: “Tüm dosya kapsamına göre, takip konusu alacak ödenmeyen kirlilik önlem bedeline ilişkin faturaya dayanmaktadır. Davacı OSB Kanuna tabii olup bu Kanunun 20. maddesine göre katılımcılara alt yapı hizmeti vermektedir. Davalı şirket ile 03/05/2010 tarihinde DOSB Atıksu Abone Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme gereğince Dilovası OSB Atık suların Kanali- zasyona Deşarj Talimatnamesi uygulanacaktır. Taraflar arasında düzenlenmiş abonelik sözleşmesinin 5. maddesine göre talimatnamede belirtilen hükümlere aykırılık tespit edilmesi durumunda Kirlilik Önlem Bedeli (KÖB) tahakkuk ettirileceği ve atık su faturasının buna göre düzenleneceği kabul edilmiştir. Dilovası OSB Müteşebbis Heyeti kararı ile atıksu arıtma tesisi katılım bedeli belirlenmiştir. Bilirkişi heyet raporunda da tespit edildiği üzere davalı şirket tarafından deşarj edilen atık sular, Talimatname’de belirlenen limit değerlerinin üzerinde kirlilik oranına sahiptir. Bu nedenle KÖB faturası düzenlen- mesinde bir usulsüzlük yoktur. Bilirkişi raporunda DOSB MAT İşletmeci İdarenin usulüne uygun numune aldığı, numunelerin anlaşmalı laboratuvar tarafından yapılan analizlerinden limitlerin üzerinde kirlilik değerlerine sahip olduğu, numune alan ve analizleri yapan laboratuvarların analiz raporlarından da anlaşılacağı üzerine standartlara uygun numune taşıdığı ve analiz yaptığı tespit edilmiştir. Bu nedenle davalının aksi yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir” denilerek “davacının davasının KABULÜ ile Gebze … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyada davalının yaptığı itirazın iptali ile takipten itibaren ticari avans faizi ile birlikte devamına, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine” karar verilmiştir.İstinaf başvurusu : hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kirlilik önlem bedelinin çevre cezası olduğunu , özel hukuk tüzel kişisi olan davacının çevre cezası niteliğinde bir bedel talep edemeyeceğini, davacının kuruluş yasası olan 4562 sayılı kanunda da bu yönde bir yasal düzenleme bulunmadığını, 2872 sayılı yasa ve bu yasaya göre hazırlanan yönetmeliğe göre çevre mevzuatına aykırı bir eylem olduğunda idari para cezasının Çevre ve Orman Bakanlığı ve onun taşra teşkilatınca kesilmesi gerektiğini, davacının davacının numunelerin alınması ve saklanmasına ilişkin yönetmelik ve tebliğe aykırı davrandığını, usulüne uygun numune alınmadığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddini talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava; İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptaline ilişkindir.Dava konusu alacak davacı tarafından, davalı adına düzenlenen “Endüstriyel Katı Atık Bertaraf bedeli, Evsel Katı Atık Bertaraf Bedeli” açıklamalı … sayılı 31/07/2015 tarihli 25.760,01 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı borçlu takibe itirazında böyle bir borcu bulunmadığını, davaya cevabında ise takip dayanağı faturanın çevre faturası olduğunu, davacının çevre cezası kesemeyeceğini belirtmektedir. Alacağın dayanağını oluşturan çevre ölçüm analiz raporu, numune alma tutanakları, abone sözleşmesi vs celp edilmiştir.Mahkemece bir kimya mühendisi, bir çevre mühendisi, bir makine mühendisi, bir mali müşavir ve bir hukuk bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulu marifetiyle keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Tahsili talep edilen alacağın para cezası değil, abone sözleşmesine dayalı atık su bedeli olduğu, dosyadaki delillere, oluşa, hükme ve yargısal denetime elverişli olduğu anlaşılan 19/07/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre DOSB MAT İşletmeci İdarenin usulüne uygun olarak numune aldığı, numunelerin anlaşmalı laboratuvar tarafından usulünce analizlerinin yapıldığı, sonuçta alınan numuneye göre davalı şirket tarafından desarj edilen atık suların limitlerin üzerinde kirlilik değerlerine sahip olduğu, bu nedenle kirlilik önlem bedeli (KÖB) alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalının söz konusu fatura bedelini ödediğine dair delil sunmadığı, yerel mahkemece kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlen- dirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davalıdan alınması gereken 1.759,66TL TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 471,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.288,34 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/02/2021