Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/266 E. 2020/522 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/266
KARAR NO: 2020/522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2013/188 E – 2018/305 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1 ve 2 no’lu davalıların yönetim ve işletiminde bulunan … ve … Çarşısı … Blok No: … de faaliyet gösteren … isimli işyerinde çalışmakta iken 16.06.2012 tarihinde … Blokta bulunan ve garaja inmek için kullanılan asansöre 3.kattan bindiğini, ancak asansörün zemine çakılması sonucunda ayaklarının kırıldığını, omuriliğinin zedelendiğini, kaza sonrasında delillerin kaybolma ihtimaline binaen İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/49 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, bilirkişi raporunda kazanın etken sebebinin ihmal ve tedbirsizlik olduğunun açıklandığı, 1 ve 2 no’lu davalılar ile sözleşmeyle asansörün bakımını üstlendiği anlaşılan davalı asansör firmasının ağır kusurunun olması sebebiyle zarardan sorumluluğu bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren asansörün 2 No’lu davalı tarafından ….’ne … no’lu poliçeyle Asansör Mali Sorumluluk Sigortası yaptırıldığından zarardan sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, kaza sonrasında 1 ve 2 no’lu davalı tarafından manevi zararların giderildiği ve ayrıca tedavi giderlerinin de sigorta şirketi tarafından 16.000,00 TL ödenerek karşılandığından bu zararların dava dışında bırakıldığını, kaza anında davacının 950,00 TL net ücretle çalıştığını, kaza sonucu bedensel gücü zayıfladığından çalışamadığını ve iş bulamadığını beyanla; davacının 16.06.2012 tarihinden dava tarihine kadar uğradığını beyanla, kazanç kaybının, iş gücü kaybı, efor kaybı, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan tüm kayıpları sebebiyle şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ile kat malikleri adına … vekili cevap dilekçesinde; davalı kooperatif ile davalı … Ltd Şti. arasında 22.03.2007 tarihinden itibaren aralıksız olarak her yıl yenilenen asansör bakım sözleşmesi bağıtlandığını, her türlü tedbirin alındığını, Fatih Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 12.09.2011 tarihinde asansörün kontrol edilerek 12.09.2012 tarihine kadar çalıştırılmasında sakınca olmadığına ilişkin uygunluk raporu verildiğini, ayrıca davalı kooparatif tarafından … Sigorta AŞ’ne 09/07/2011 / 09/07/2017 tarihlerini kapsayan … Nolu Asansör mali sorumluluk sigortası yaptırıldığını, bu sigorta poliçesi kapsamında asansörlerde meydana gelebilecek kazalarda 3. kişiler tarafından ileri sürülebilecek maddi tazminatlar bakımından kişi başına 50.000 TL bedelle bedeni hasar teminatı verildiğini, İstanbul 5 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/43 D.iş dosyasından yaptırılan tespit ile davalıya atfedilen kusur ve ihmali kabul etmediklerini, dolayısıyla davalıların asansör bakım sözleşmelerini devamlı olarak yaptırmaları, ilgili idareden asansörlerin kullanımı hususunda uygunluk onayı almaları, asansör mali sorumluluk sigortasının yaptırılması, olay sonrasında kazazedeye zarar verilecek bir davranışın söz konusu olmaması sebebiyle davalıların bakım noksanlığından söz edilemeyeceğini, yapı sahibi olarak binanın bakım noksanlığından da bahsedilemeyeceğini, manevi zararın ödenmiş olmasının kusuru kabul ettikleri anlamına gelmeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde ; davacı taraf ile sulh olunduğunu 24.10.2013 tarihinde asıl alacak ve fer’ileri için 40.550 TL ödeme yapmaları sebebiyle vekil edeni şirket aleyhine açılan davadan feragat edildiğini beyanla maddi tazminat talepleri ile ilgili olarak davanın konusuz kalması nedeniyle talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; İMÇ Kat Malikleri Yönetim Kurulu ile aralarında 15.07.2011 tarihinde ” Asansör Koruyucu Bakım Anlaşması imzalandığını, sözleşme ile Yönetim Kurulunun kontrol ve denetimi altında mevzuat hükümleri dahilinde 9 adet yük asansörü ve 8 adet insan asansörünün aylık koruyucu bakım ve muayene işlerinin yapılmasının üstlenildiğini, davalı şirketin aylık rutin kontroller sırasında sözleşme konusu asansörlerde değiştirilmesi ve tamiri gerekli parçaları tespit etmiş olup, 21.02.2012 tarihinde Olumsuzluk Bildirim Tutanağı ile liste halinde yönetime bildirdiğini, detaylı rapor ve fiyat tekliflerini de sunduğunu, tutanağın yönetim adına … imzasına teslim edilmesine rağmen dönüş olmadığını, kazanın aksaklıkları belirten raporun 21.02.2012 tarihinde verilmesinden sonra 16.06.2012 tarihinde meydana geldiğini, sorumluluklarının bulunmadığını, C.Savcılığı nezdinde davalı şirket yönünden takipsizlik kararı verildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın asansör kazası sebebiyle davacının işgücü kaybı, efor kaybı, çalışamaması sebebi ile uğradığı gelir kaybından dolayı ,TBK 54 maddesi ile sözleşme ve sigorta poliçesi kapsamında zaraarının tazmini talebine ilişkindir. Davacının işgücü kaybı açısından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 09/10/2015 tarihli raporda :” …. oğlu 1989 doğumlu …’ın 16.6.2012 tarihinde geçirdiği iş kazasına bağlı arızasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğinden yararlanılmak suretiyle ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup 1(bir)kabul olunarak,E cetveline göre %34.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresi geçici iş göremezlik süresinin 16.6.2012 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği ” belirlenmiştir. İstanbul 5 Sulh hukuk mahkemesinin 2012/49 D.iş sayılı dosyasında ise davacının tespit talebi üzerine ,29/06/2012 tarihli Makina Mühendisinden alınan bilirkişi raporunda “Asansör kazası ile delillerin heyet inceleme tarihi itibariyle ortadan kaldırılmadığı, bu haliyle kazanın tahrik kasnağı ve makara tahribatından kurtulan halat gurubunun asansör kabininin boşa çıkarması sonucu oluşturduğu, aşağı düşüşte devreye girmesi gereken firen mekanizma ve sistemlerin çalışmaması sonucunda kabinin kuyu dibinde muhtemelen tamponlara ve karşı ağırlığa çarparak durduğu kazanın etken sebebinin ihmal ve tedbirsizlik olduğu” hususları belirtilmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/89658 nolu soruşturma dosyasında söz konusu kaza sebebiyle müşteki Mesut Turha’nın şikayetten vazgeçmesinden dolayı 03/01/2013 tarihli kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında davacının davalı … aleyhine açılan davada zarar miktarının karşılandığı gerekçesiyle,bu davalı hakkındaki davadan feragat edildiği görülmüştür. Mahkemece,son alınan kök ve ek bilirkişi raporu kapsamında ,davacı …’ın … Çarşısı … Blok No: … de faaliyet gösteren … isimli iş yerinde çalıştığı sırada 16/06/2012 tarihinde … Blok 2. İnsan Asansör kabininin kuyuya düşmesi sonucu 3. Kattan düşerek yaralandığı, ATK 3. İhtisas kurulunun raporuna göre davacının %34 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzadığı, özellikle davalıların kusuru yönünden itirazları nazara alınarak olayın akabinde İstanbul 5 Sulh Hukuk mahkemesinin 2012/49 D.iş dosyası ile alınan rapor, dosyaya ibraz edilen tüm bilgi ve belgeler referans alınarak düzenlenen 24/10/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; olayın teknik tüm ayrıntıları verilmek suretiyle mevcut kazadan dolayı … Ltd. Şti.’ nin tüm asansörlerde yaptığı inceleme sonucu gördüğü aksaklık ve teknik noksanlıkları 15/06/2011 tarihinde rapor haline getirdiği halde bu raporu 8 ay sonra İMÇ Yönetim kuruluna 21/02/2012 tarihinde ibraz ederek önlem alınmasını sağlamada etkin davranmadığı, Fatih Belediye Başkanlığına 12/09/2012 tarihinde asansörlerin halat, firen tertibatlarının emniyetli ve çalışır durumda olduğu yönünde taahütte bulunarak köklü iyileştirme ihtiyacını zorunlu olmaktan çıkardığı, asansörlerin yıllık kontrollerinin sadece onaylanmış kuruluşlar tarafından yapılacağı 2011 yılında, sadece bu konuda yetkin kuruluşların; Makina Mühendisleri Odası ve TSE olduğu, oysa yıllık uygunluğun Fatih Beledeyisi Başkanlığı tarafından kontrol edilmeden onaylandığı, Fatih Belediye Başkanlığının onaylanmış kuruluş dahi olmadığı, davalı … Ltd. Şti.’ nin kontrol edilmesi gereken işin yüklenicisi olduğu, yüklenicinin aynı zamanda kontrol vazifesi yapamayacağı ve kontrol raporunun … Ltd. Şti. taahüdütüne dayandırılamayacağı, tüm bu hususlar nazara alınarak asansör kabininin kuyuya düşmesiyle davacının yaralanmasında … Ltd. Şti. ‘ nin asli ve %40 oranında kusurlu olduğu davalının yargılama boyunca ileri sürdüğü 2008/2011 tarihli yönetmeliklerinde herhangi birinin uygulanmasının davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, davalı … şirketi dışında malik ve işleten sıfatıyla diğer davalılardan; İMÇ kat malikleri yönetim kurulunun ise 21/02/2012 tarihli olumsuzluk bildirim tutanağı kapsamındaki iyileştirmelerin 1 ay içinde yapılmasını sağlamadığı, aynı zamanda asansörlerin yıllık kontrollerini onaylanmış kuruluşlar, Makina Mühendisleri Odasına ve TSE’ne yaptırmadığı, bu itibarla asli ve %40 oranında kusurlu olduğu, davalı İMÇ kooperatifin ise yönetim kuruluna her konuda yetki verdiği, sınırlandırdığı ve mevcut olayda tali ve %20 oranında kusurlu olduğu, kusur oranları bir yana davalıların kusurlu olduğuna ilişkin düzenlenen teknik raporun mahkemece de benimsendiği, ayrıca olay tarihinde yürürlülükte bulunan BK 58 Madde uyarınca binalarda ve yapı ve eserlerinden dolayı meydana gelen zararlarda bina malikinin kusursuz sorumluluğuda esas alınarak yapı sahibi ve işletmecinin de sorumlu tutulacağı gözetilmek suretiyle, ancak davacının tazminatın kusurlu olan davalılardan müştereken/müteselsilen tahsil edilmesi hususunda ki talepleri nazara alınarak kusur oranları esasa alınmaksızın hükmedilecek tazminatın ileride tarafların iç ilişkisinde kusur oranlarına göre birbirlerine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu yoluna gidildiği, davacı işçinin aylık bürüt kazançlarının yasal asgari ücrete eşit olduğuna dair belgeler, SGK Unkapanından gelen davacıya sürekli maluliyet geliri bağlanmadığına dair ve rücuya tabi ödeme yapılmadığına dair yazı cevabı ve ATK 3. İhtisas kurulu raporu doğrultusunda davacı …’nın maluliyeti sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının 239.157,70-TL olduğu … Sigorta tarafından yapılan 34.000-TL ödemenin mahsubundan sonra bakiye maddi zararın 205.157,70-TL olduğu gerekçesiyle; “Davacı tarafından …. Aleyhine açılan davanın vaki feragat sebebiyle reddine, diğer davalılar yönünden ıslah dilekçesi de nazara alınarak davanın kabulüne, 205.157,70-TL’nin kaza tarihi 16.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … (Kat malikleri adına) ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Söz konusu karara karşı davalılar …, … (Kat malikleri adına) vekili ile diğer davalı … Ltd Şti’ vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalılar …, … (Kat malikleri adına) vekili stinaf dilekçesinde;davacının maluliyet oranı ve bu maluliyetin sürekli olduğunun kanıtlanamadığını,istinaf eden davalıların kusurlarının bulunmadığı gibi,kusursuz sorumluluğa ilişkin şartların gerçekleşmediğini,SGK ile Adli Tıp raporu arasındaki maliyite dair çelişkinin giderilmediğini,her iki davalının olayda kusurlarının bulunmadığını,kusur tespitine dair raporu kabul etmediklerini,kaldıki asansörün mali sorumluluk poliçesi ile sigortalandığını,asansörün periyodik bakımlarının yapıldığını,bakım noksanlığından söz edilemeyeceğini,davacıya düzenli olarak manevi tazminat ödemesi yapıldığını,olayda asansör firmasının kusurlu bulunduğunu belirterek davanın istinaf eden bu davalılar yönünden reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemişlerdir. Davalı … Ltd Şti’ vekili istinaf dilekçesinde;davalı asansör firmasının olayda kusurunun olmadığını,sorumluluğun bina malikine ait olduğunu,olayda aylık rutin kontrol sırasında sözleşme konusu asansörün değiştirilmesi ve tamiri gereken parçalarının tespit edilerek 21/02/2012 tarihli olumsuz bildirim tutanağının liste halinde düzenlendiğini,İMC kat malikleri kuruluna aksaklık ve eksikliklerin bildirim ve tutanağının sunulduğunu,davalı … firmasının genel periyodik bakım dışında parça değişim yetkisinin bulunmadığını,sadece olumsuzluklar konusunda uyarı yükümlülüğü bulunduğunu,bu bildirimin yapıldığını,21/02/2012 tarihli yazılı bildirim sonrası kazanın 16/06/2012 tarihinde meydana geldiğini ,kazadaki tüm sorumluluğun bina sahibi İMÇ ye ait olduğunu beyanla bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Taraflarca ileri sürülen istinaf sebeplerinin birlikte değerlendirilmesi sonrası, Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet tespitine ve iyileşme süresine ilişkin rapor ve olayın meydana gelmesinde taraflara yüklenen kusur oranları ve zarar hesaplamasına dair en son alınan ek bilirkişi raporundaki gerek kusur ve gerekse zarar miktarı açısından bu ek bilirkişi raporu ile davacının toplam zararının 205.157,70 TL olduğu belirlenerek , sigorta şirketinin yaptığı 34.000 TL’lik ödemenin diğer davalı asansör şirketi dışındaki diğer davalıların ödemesi gereken tutardan düşülmesi sonucu davacı zararının belirlenmesine yönelik yapılan hesaplamayı içerir bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun olduğu,son ek bilirkişi raporu kapsamında ıslah edilen davada davanın kabulüne dair kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu gözetilerek,istinaf eden tüm davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1b-1.madde gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalılar … Ltd. Şti, … ve …nin istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davalı …’den alınması gereken 14.014,32 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.504,00 TL harçtan mahsubuna, bakiye 10.510,32 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf eden diğer iki davalıdan alınması gereken 14.014,32 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.503,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.510,72 TL’nin bu davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/06/2020