Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/260 E. 2019/2104 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/260
KARAR NO : 2019/2104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2017
NUMARASI : 2015/324 E – 2017/709 K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 270.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri vekili cevap dilekçelerinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle,yasa değişikliği sebebiyle davanın reddine karar verildiğini,davacının dava açmakta haklı olduğunu,davadan sonra yürürlüge giren yasanın geriye uygulanmasının geriye yürümezlik kuralına aykırılık teşkil ettiğini, Anayasa Mahkemesinde açılan iptal davası sonucunun beklenmediğini ve yeni yasa sebebiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı ile davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir. Söz konusu kararı davacı vekili ile katılma yoluyla davalılardan … vekili istinaf etmiştir. Davacının istinaf dilekçesine cevap veren davalı …’ın kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunması gerektiği ileri sürülerek aynı zamanda katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulduğu halde, usulünce, istinaf harçlarının yatırılmadığı, bunun usuli eksiklik olduğu tespit edilmekle, Dairemizin ilk istinaf incelemesi sırasında 2017/2121 E. – 2018/608 K. sayılı kararı ile istinaf harç eksikliğinin tamamlanması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesine rağmen istinaf harçlarının yatırılmadığı görülmüştür. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Davacının istinaf dilekçesine verdiği cevap dilekçesiyle, kararı istinaf ettiği anlaşılan davalı … tarafından, istinaf harçlarının yatırılması için dosya mahkemesine geri çevrilmiş ise de, istinaf harçlarının yatırılmadığı görülmekle, HMK 344, 352/1-ç maddeleri gereğince davalı … ‘ın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve maktu vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama gideri ve maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı …ın istinaf başvurusunun HMK 344. madde uyarınca yapılmamış sayılmasına, davacı tarafın istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, red hükmü ve 3. bent karardan çıkartılarak yeniden esas hakkında; “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının yaptığı yargılama gideri ile karar tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” sair istinaf taleplerinin reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 344 ve 352/1-ç maddeleri uyarınca yapılmamış sayılmasına, B-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gereken harç 31,40 TL olup peşin alınan 4.610,93 TL’den mahsubu ile fazla alınan 4.579,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yapmış olduğu 2.150,00 TL yargılama gideri ile 31.40 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı lehine yargılama gideri ile karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehlerine vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider/delil avanslarının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleşince taraflara iadesine, Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 148.20 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/12/2019