Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/223
KARAR NO : 2020/1988
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
NUMARASI : 2016/699 E – 2018/813 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından davalının iş makinesine ”servis hizmeti verilip, yedek parça satışı ” yapıldığını, bunun karşılığında fatura kesildiğini, davalı hakkında İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasyla bakiye kalan 15.607,00 TL.alacağın tahsiline dair yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan % 20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 26/06/2013 tarihinde … A.Ş aracılığıyla Hyundai marka ekskavatör cinsi bir iş makinesi aldığını,bir müddet sonra motorunda sıkıntı çıktığını, davacının yetkili servis olması nedeniyle iş makinesini ona getirtiklerini, davalı tarafından sıkıntının mazot deposundan kaynaklandığı belirtilmesine rağmen davacı yetkili servisin farklı bir kanaat ile mazot pompasını değiştirdiğini, arızanın pompadan kaynaklandığının bildirildiğini ,arızanın devamı nedeniyle tekrar davacıya başvurduğunu, davacının bu kez yaptığı muayene sonunda sıkıntının mazot deposundaki ”pas” dan kaynaklandığını belirlediğini , pas giderilince probleminde bittiğini, bu işlemlerin garanti sisteminden yapılması gerektiğini, zaten arızanın gizli ayıp nedeniyle çıktığını, davalıdan pompa değiştirme ücretinin dahi istenmekte olduğunu, pompanın değişmesinin gerekmediğini, davacının hatalı teşhisi sebebiyle pompanın değişmek zorunda kaldığını, Erzurum Mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek ,yetki itirazı ile birlikte davanın reddini talep etmiştir. Dava konusu olan alacağın, verilen servis hizmeti nedeniyle, hizmet bedeli ve parça satış bedelinden kaynaklandığı, bakiye alacak bedeli15.607,00 TL yönünden icra takibi yapıldığı, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, servis hizmeti verildiği ve yedek parça takıldığı konusunda ihtilaf olmadığı, davacı tarafça davalıya 22.857,00 TL ‘lik fatura olarak düzenlenen fatura karşılığı davalının 7.250,00 TL ödediği anlaşılmıştır.Mahkeme ,servis kayıtları, garanti belgesi incelenerek alınan bilirkişi raporunda; söz konusu makinenin 26/06/2013 tarihinde satın alındığı, 9 ay 18 gün ve 1100 saat kullanıldıktan sonra servise başvurulduğu enjektör ve filtreler değiştirilerek 17/04/2014 tarihinde 13.393,00 TL tutarında fatura düzenlendiği, faturanın kapalı fatura olduğu ancak arızanın kök nedenin ayıplı yakıt deposunun paslanması olduğu bu nedenle 13.393,00 TL tutarındaki fatura bedelinin talep edilmemesi gerektiği, zira gereksiz değişikliklerin yanlış teşhisle gerçekleştiği, bilahare davalı müşterinin tekrar servise başvurduğu, bu başvurunun yazılı belgeyle yapıldığı ancak yazılı belgenin tarihsiz olduğu, ancak bu yazıya davacı servisin 07/05/2015 tarihinde cevap verdiği ve verdiği cevapta depoda su toplanmaması için akşamları yarıdan fazlasının sürekli dolu olması, ekskavatörün çalıştırılmadan önce seperatörde toplanan suyun boşaltılmasının önerildiği, 29/05/2014 tarihinde makine satın alındıktan sonra 11 ay 3 gün ve 1206 saat kullanıldıktan sonra yeniden şikayetle servise başvurulduğunu, bunun üzerine servisin ”yakıt pompasının” değiştirerek 29/05/2014 tarihli 7.080,00 TL bedelli faturayı düzenlediğini, burada da davacı servisin yanlış teşhis koyduğunu gereksiz olarak yakıt pompasını değiştirdiği bu nedenle bu fatura bedelini de isteyemeyeceği, davacının 31/07/2014 tarihinde 1 yıl 3 ay sonra yakıt deposunun değiştirilerek arızanın giderildiği, ekskavatöründe bir daha arızalanmadığı, yakıt deposunun ise garantiden değiştirildiğini ve davalıdan bedel istenmediği , bütün arızalarının kök nedeni yakıt deposunun ayıplı olmasından kaynaklandığı ,standart bir yakıt deposunun tamamen su içinde 10 yıl dahi beklese paslanmayacağı, 1 yıldan kısa sürede paslanmasının üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği , arıza nedenin gizli ayıp niteliğinde olması, zaten arızanın gerçek sebebinin sonunda davacı servis şirket tarafından doğru olarak tespit edildiğinde yapılan işlemin garanti kapsamına sokulduğu; icra takibine konu fatura alacaklarının davacı şirketin yanlış teşhisinden dolayı yaptığı hizmet ve parça değişim bedelleri olduğu bu nedenle istenemeyeceği, gerçek arıza nedeninin garanti kapsamında kaldığı gerekçesiyle “Davanın reddine” karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini,itirazları doğrultusunda ek rapor alınmadığını, araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını,ayrıca yakıt sistemi arızalarının garanti kapsamında olmadığını belirterek ,davanın kabulü için kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava konusu aracın garanti süresinin arıza tamir sürecinde dolmadığı,davacı servis tarafından anlatılan süreçler göz önüne alındığında araçtaki arıza nedeninin hatalı ve geç tespit edildiği,daha sonra aracın yakıt deposunun garanti kapsamında değiştirildiği ve araçtaki sorunun tamamen giderilmesine rağmen,hatalı arıza tespiti ve yönlendirmesi ile yapılan hizmet ve yedek parça talebine dair davacının alacak iddiasının yerinde olmadığı ,aracın yakıt deposunun gizli ayıplı olduğu,kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı belirlendiğinden,bütün bu hususların tespitine ilişkin bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır.Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı almayacağı açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/12/2020