Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/22 E. 2019/70 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/22
KARAR NO : 2019/70
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2018
NUMARASI : 2016/465 E – 2018/1006 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, 1.275,07 TL PSH bedeli (sayaç okuma bedeli dahil), 9.977,47 TL kayıp kaçak bedeli, 7.213,54 TL dağıtım bedeli, 2.157,53 TL iletim bedeli olmak üzere şimdilik toplam 20.623,61 TL’nin ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla derece mahkemelerinin kayıp kaçak ve diğer bedeller bakımından idarenin (EPDK’nın) tarifelerini ve bunları uygulayan elektrik şirketlerinin faturalara yansıtmasını esastan denetlemesini beklediğini, bu sebeple 6719 sayılı yasa öncesinde Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ve HGK’nın verdiği kararlardaki ilkeler ışığında haksız tahsil edilen bedellerin iadesinin gerektiğini, aksi halde dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, dava açmakta haksız sayılmayacağından, lehine yargılama giderine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, lehine yargılama giderine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Karar tarihinde Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını 28/12/2017 tarihinde reddetmiştir.Kararın Resmi Gazete’de yayımlanması 15/02/2018’dir. HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davacı dava konusu bedellerin faturalara yansıtılmasının denetlenmesine yönelik istinaf başvuru yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı tarafın dava dilekçesindeki talebinin dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğu, yargılama sırasında da yerindelik denetimi ile ilgili ıslah talebinde bulunmadığı görüldüğünden, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacının yargılama giderlerine yönelik istinaf nedenleri yönünden yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, mevzuat ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları uyarınca dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi suretiyle hüküm düzeltilerek, yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca, hükmün 4. bendi düzeltilerek, yeniden esas hakkında; 1-Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeni ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Harçlar yasasına göre alınması gereken 35,90 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 352,20 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 316,30 TL’nin dava kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,4-Davacının peşin yatırdığı ve alınması gereken 35,90 TL harç ile yapmış olduğu 92,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,Sair istinaf taleplerinin reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 51,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/01/2019