Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2197 E. 2021/1836 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/2197
KARAR NO : 2021/1836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/1223 E – 2019/712 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın, yük ve yolcu taşıma araçlarının satışı, tedariki, bakımı ve onarımı konusunda iştigal ettiğini, davacı tarafça davalıya ait … plakalı aracın tamir ve bakım işleminin yapıldığını, buna dair düzenlenen 28/02/2018 tarih ve 5.970.01 TL bedelle faturanın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20’sinden daha aşağı olmamak üzere icra inkar taz- minatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin adresi itibariyle iş bu davada Büyük- çekmece mahkemelerinin yetkili olduğunu,Davacının müvekkili şirkete karşı edimlerini tam olarak gereği gibi yerine getirmediğini, eksik ve kusurlu hizmet sunduğunu, bu nedenle takibe konu alacağın oluşmadığını, Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 25/02/2018 tarihinde gece sevkıyat için İzmit otobanında seyir halinde iken teklemeye başladığını, arıza vererek stop ettiğini, Bunun üzerine aracın şoförü tarafından yetkili servisin arandığını , enjektör sorunu oldu- ğunun belirtildiğini, aracın çekici ile davacıya ait yetkili servise getirildiğini, davacı şirket tarafından yapılan incelemede, mazotta su olduğu için arıza oluştuğu belirtildiğini, ancak davacının bu tespitini kabul etmediklerini, araçlarda taşıt tanıma programı olduğunu, Shell harici hiçbir yerden alım yapılma- dığını ifade ettiklerini, 28/02/2018 tarihinde aracın davacı servisten teslim alındığını, ancak 02/03/2018 tarihinde -2 gün sonra- aynı arızanın tekrarladığını, bu sefer aracın dava dışı … Tic. San. Ltd. Şti’ye götürüldüğünü, burada yapılan incelemede aynı arızanın tekrarladığının tespit edildiğini, ayrıca “yakıt deposunda sorun olduğu ve şamandıranın değiştirilmesi gerekirken değiştirilmediği ve bu şekilde bu işlemler yapılmadan çıkar ise ,aynı arızanın tekrarlanmasının kaçınılmaz olduğu”nun belirtildiğini, Davacının “mazotta su olduğu” iddiaları nedeniyle, müvekkili şirket tarafından … baş vurularak, akaryakıt ve depoda analiz yapılmasının istenildiğini, yapılan analizlerde ürün kalitesinde sorun olmadığının tespit edildiğini, Diğer yandan aracın 2. kez aynı arızayı vermesi nedeni dava dışı … Tic. San, Ltd. Şti.de yapılan inceleme ve işlemler ile davacının yaptığı işlemler karşılaştırıldığında da, davalının eksik ve kusurlu hizmet verdiğinin açıkça anlaşıldığını, Müvekkili şirket tarafından aracın 2. Kez arızalanmasından hemen sonra davacının ilgili ve yetkililerine durumun bildirdiğini,Söz konusu faturaya dayalı alacak talebini haksız ,takibin kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesince: “Davalı firmanın, dava konusu 28/02/2108 gün ve … seri numaralı faturayı her hangi bir itirazi kayıt olmadan defterlerine kaydettiği, kayıtların davacı kayıtları ile uyumlu olduğu, davacının davalı firmadan takip tarihi itibari ile 5.970.01 TL alacağının olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda taraf ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, her iki tarafın ticari defter ve kayıt- larının birbiri ile uyumlu olduğu ve sahibinin lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen ticari defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan 5.970,01 TL alacaklı olduğu” gerekçesiyle ” davanın kabulüne, davalı borçlunun İAA. …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın davaya esas değer yönünden iptali ile, takibin 5.970,01 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihi itibariyle avans faizi uygulanmasına, alacağın likid olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili katılma yoluyla ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;Dava konusu alacağın faturaya dayalı likit alacak olduğunu, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonunda söz konusu faturanın iki tarafın defterine kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, dava- lının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini , icra -inkar tazminatına ilişkin taleplerinin de hüküm altına alınması gerekirken bu yönden talebin reddinin doğru olmadığını beyanla kararın icra inkar tazminatına ilişkin kısmının kaldırılarak müvekkili lehine icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Her ne kadar dava Ticaret Mahkemesi’nde ikame olunmuş ise de; dava konusu uyuşmaz- lığın müvekkilinin ticari işletmesiyle ilgili olmadığını, müvekkilinin “tüketici” vasfıyla hizmet alımı nedeniyle davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, TKHK gereğince müvekkilinin adresi itibariyle iş bu davada Büyükçekmece Mahkeme- lerinin yetkili olduğunu,Dava konusu tamir işlemi sonrası , davacı şirket ile telefon yoluyla defalarca görüşme ya- pıldığını ve bu görüşmeler sırasında ayıp bildiriminde bulunulduğunu,buna dair tanık deliline başvur- duklarını, ancak mahkemece dikkate alınmadığını,Davacının icra-inkar tazminatına ilişkin talebinin yerinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddini talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup davacı davalıya sunduğu araç tamir /bakım hizmetine ilişkin olarak düzenlediği faturaya dayalı alacağın tahsilini talep etmektedir. Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahi- binin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.”Yüklenicinin Borçları” başlıklı 471. maddesinde “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorum- luluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir” hükmüne yer verilmiştir.Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2014/2954 Esas , 2015/1463 Karar nolu 24/03/2015 tarihli ilamında ; “Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. Mad- delerinde düzenlenen ‘eser sözleşmesi’, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması ile birlikte yüklenici, eseri imal etme, iş sahibi ise ücret ödeme borcu altına girmektedir. Taraflar aksini karar- laştırmadıkları sürece yüklenici işin tesliminde ücrete hak kazanacaktır. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu’nun 474/I. maddesinde açık ayıplar yönünden iş sahibinin eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek yükümlülüğü getirilmiştir. Aksi halde, yani iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK.nın 477/2). Gizli ayıplar yönünden ise, iş sahibi, gecikmesinin yükleniciye bildirmek zorundadır. Bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK. 477/3)”denilmektedir.Dosya içeriğinden ; davacı şirket tarafından, davalı şirkete ait … plakalı araca tamir/bakım hizmeti sunulduğu, hizmet bedeli olarak düzenlenen faturanın ödenmemesi üzerine ilamsız takibe girişildiği, davalının süresi içindeki itirazı üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Davalının usule ilişkin itirazları ileri ilgili istinaf sebeplerinin tetkikinde;Tamir/bakım hizmetine konu aracın “ticari araç” olduğu, davanın her iki tarafının ticaret şirketi olduğu ,davalının “tüketici” vasfının bulunmadığı, uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği , TKHK kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı ,buna göre davanın açılıp karara bağlandığı Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu tespit edilmiştir.HMK’nun 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin “davalının ikametgahının bulunduğu” yer mahkemesi olduğu belirtilmiş ise de, BK 89 md gereğince ,para borcundan kaynaklanan davanın alacak- lının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de açılması mümkündür. Dosya içeriğinden davacı alacaklının adresinin bulunduğu “Sancaktepe/İstanbul ” adresi itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla mahkemenin yetkisine ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Ayıplı hizmet sunulduğuna dair itiraz ve savunmalara gelince;TTK ‘nun “Tacir Olmanın Hükümleri ” başlıklı 18. Maddesinin 3. Fıkrasında ” Tacirler ara- sında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. ” “Fatura ve Teyit Mektubu ” başlıklı 21. maddesinin 2.fıkrasında ise ” Bir fatura alan kişi aldı- ğı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda; dava konusu aracın tamirinden sonra davalıya teslim edildiği, dava konusu faturayı itirazı kayıt ileri sürmeksizin ticari defterlerine kaydettiği, davalının yasal süre içinde sunulan tamir hizmeti ile ilgili olarak usulünce /yazılı ayıp bildiriminde bulunmadığı anlaşılmaktadır.Taraflar tacir olduğuna göre, TTK hükümleri karşısında sözlü ayıp bildiriminde bulunulduğu yönündeki savun- maya ve bu savunmanın ispatı noktasında dayanılan tanık ve bilirkişi deliline itibar edilemeyecek, davalı dava konusu aracı mevcut hal ile kabul etmiş sayılacaktır.Buna göre, sonuç olarak davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir.Ancak, dava konusu alacak faturaya dayalı, belirlenebilir likit bir alacak olup davalı/ borç- lunun haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği de sabittir. Bu nedenle icra- inkar tazmi- natına hükmedilmesi gerekir.Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince red- dine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile icra inkar tazminatı yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A- Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B- Davacının İstinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;1- Davanın Kabulüne, Davalı/Borçlunun İstanbul Anadolu ….İcra Müdürü’nün … E. sayılı dosyası üzerinde takibine girişilen borcu vaki itirazının iptaline, 2- Haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı borçlunun asıl alacak kısmı olan 5.970,01 TL’nin %20’si oranında icra-inkar tazminatı ile mahkumiyetine, 3- Alınması gereken 407,81-TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 101,96-TL nin mahsubu ile bakiye 305,85.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4- Davacının yatırdığı 101,96TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5- Davacı tarafça yapılan 593,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6- Davacı lehine AAÜT uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 18,00- TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalıdan alınması gereken 407,81TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 102,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 305,81TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalının istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2021