Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2159 E. 2021/1348 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2159
KARAR NO: 2021/1348
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2018/376 E – 2019/913 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerden … 26/04/2014 tarihinde … Ticaret İşletmesini kurduğunu, davalı ile müvekkilerden … söz konusu tarafından işletmeye ortak olma hususlarında anlaştıkları ve ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını, davalı tarafından işletme işlerinde kullanılmak üzere …’ın hesabına 8.000,00TL yatırıldığını, müvekkillerden … ile davalı aralarındaki ticari anlaşmadan dolayı teminat olarak boş senet verildiğini, senet … tarafından sadece teminat senedi olarak verildiğini, senedin verildiği tarihte davalı ile müvekkili …’ın işletme ortakları olduğunu, şirketin batık hale gelmesi üzerine ortaklığın sona erdiğini, davalı ile müvekkili … arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili … üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, buna karşın davalının kötüniyetli olarak çekte tahrifat yaptığını, teminat senedi olarak verilen senet davalı tarafından müvekkili … ile yaptıkları ticari anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, müvekkilerden …’ın babası …’ın imzası ve ismi senede eklendiğini belirterek Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip edilen 18/09/2017 vade tarihli, 42.000,00TL bedelindeki 10/10/2016 tarihli senetten dolayı müvekkilerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare ıslah dilekçesiyle takibin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…bilirkişi incelemesinde …’a atfen atılı imzaların Davacı …’e ait olmadığı yönünde alının rapor nedeniyle dava iş bu davacı yönünden kabul edilerek söz konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığı tespit edilmiştir…..Kambiyo senedi altındaki imzanın …’a ait olduğu bu imzanın inkar edilmediği,ancak içeriği hakkında anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası bulunmuş ise de bu hususta iddia dışında herhangi bir delilin ileri sürülemediği,senedin içeriğinden teminat senedi olduğu hakkında herhangi bir ibarenin bulunmadığı ,teminat senedi olduğu yönündeki iddianın ispat edilemediği ” gerekçeleriyle davanın … yönünden kabulüne, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip edilen 18/09/2017 vade tarihli, 42.000,00TL bedelindeki 10/10/2016 tarihli, senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, Davanın … yönünden reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalının cevap vermediği gibi bilirkişi raporuna da itiraz etmediğini, … yönünden verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporu ile senette tahrifat olduğunun ortaya konulduğunu, senedin teminat senedi olarak verildiğini, tahrifat nedeniyle senedin kambiyo senedi olma vasfını yitirdiğini, bu nedenle davacı … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi ve senedin ile takibin iptali gerektiğini, davalı lehine karşı vekalet ücretine ve mahkeme giderlerinin bir kısmının davacı müvekkili …’a yüklenmesinin de hatalı olduğunu, müvekkillerinin davayı açmaya sebebiyet vermediklerini, sözleşmenin uzun yıllar geçmesi nedeniyle bulunamadığını, müvekkili davacı …’ın borcun bir kısmı kabul ettiğini, davacı … yönünden dava kabul edilmesine rağmen kötüniyet(icra-inkar) tazminatına hükmedilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı istinaf başvurusunda özetle;yargılamanın eksik olarak yapıldığını ve kararda gerekçe gösterilmediğini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların dava açısından bakıldığında ileri sürülemeyecek iddialar olduğunu ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmadığını, mahkemece dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve maddi olaylar arasında her hangi bir nedensellik bağı olmadığı gibi mesnetten ari iddialar üzerinden inceleme yapıldığını, kambiyo senetlerinin “sebepten mücerrettir” olduğunu, senet üzerinde yapılan (yazı – imza örneklerinin) incelemelerinin doğru şekilde yapılması gerektiğini, davacıların baba-oğul olduklarını, babanın oğlunun yerine ya da oğlunun babasının yerine imza atıp atmadığı bu konuda birlikte hareket ederek üzerinde mal varlığı olmayan kişi üzerinde senet imzasının geçerli kılarak diğerinin taklit yapılmak suretiyle piyasaya senet tanzim ederek sürülmüş olması gibi etkenler ile bakıldığında davacıların el ürünü olup olmadığının araştırmasına gidilmeden verilen hüküm açıkça hatalı olduğunu, davada incelenmesi gereken husus senedin üzerinde kullanılan kalem, yazı, imzalar vb hususların aynı zamanda mı yoksa farklı tarihler de mi yapıldığının tespiti cihetine gidilmediğini, senedin üzerindeki borçlu ve kefil kısımlarında bulunan yazı ve imzaların aynı kalemden mi doğduğu, yazı yazan ve imza atılan işlemlerde aynı kişinin mi yapmış olduğu hususunda gerekli bir inceleme yapılmadığını, davacı yanın itiraz ettiği senet kendilerince doldurularak imza atmak suretiyle verildiğini, söz konusu imzaların diğer davacılar arasında atılmak suretiyle mi yoksa kendisi tarafından mı atılarak yapılmış olduğu hususunda gerekli inceleme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davacılar aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzanın davacı …’a ait olmadığı, davacı … yönünden ise senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğuna iddiasına dayalı menfi tespit ve takibin iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı tarafından davacılar aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 18/09/2017 vade tarihli, 42.000,00TL bedelindeki 10/10/2016 tarihli senede dayalı takip başlatıldığı, ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 11.06.2019 tarih ve 4271 sayılı raporunda ” İnceleme konusu senette …’a atfen atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığının” mütalaa edildiği, davalı tarafça raporu itiraz edilmediği, dava dilekçesinde senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğu ileri sürülmüş ise de sözleşmenin sunulmadığı. Senet üzerinde de teminat senedi olduğuna ilişkin ibare olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan değerlendirmede; davalının cevap dilekçesi sunmadığı, raporlara itiraz etmediği, bu sebeple istinaf itirazında dava sürecinde ileri sürülmeyen iddiaları ileri süremeyeceği gibi senedin yanında imzalanmasını sağlayarak almadığı nedenle bu iddiaların dinlenebilir olmadığı anlaşılmakla istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı yönünden yapılan değerlendirmede ise 25/10/2018 günlü celseye davalı vekilinin katıldığı, bu nedenle reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdiri ile yargılama gideri hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğu iddiasını ise ispatlayamadığından davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacılardan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin istinaf eden davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 2.869,02 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 762,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.106,62 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/04/2021