Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2158 E. 2020/127 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2158
KARAR NO: 2020/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI: 2016/436 E – 2018/360 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, dağıtım bedeli, iletim sistemlerini kullanma bedeli ve perakende satış hizmet bedeli gibi kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, perakende satış hizmet ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerden olan perakende satış hizmet, dağıtım/iletim bedellerinin her ay değişen fiyatlandırma ve birim fiyatlar belirleyerek objektiflikten uzak, denetim imkanı olmayan bir şekilde tahsil edildiğini, bu durumun bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağını, ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesinin yapılmadığını, dava tarihinde dava açmakta haklı olduklarını, dava tarihinden sonra hasıl olan yasa nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, aboneden tahsil edilen dağıtım, iletim vb. diğer bir kısım bedelleri haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Davacının bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi yönünden istinaf sebeplerinin incelenmesinde, davacı tarafın talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı kanaati ile davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2018/5200 E. – 2019/115 K. ilamı) Davacının, lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği yolundaki istinafı yönünden yapılan incelemeye göre ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen, red kararı verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında; “Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,” sair istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 134,88 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan 578,00 TL yargılama giderinin ve 35,90 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince taraflara iadesine, Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak; İstinaf eden davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 88,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/02/2020