Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2133 E. 2020/891 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/2133
KARAR NO : 2020/891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2019
NUMARASI : 2014/2350 E – 2019/73 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin müşterisi … ile yaptığı 12.06.2013 tarihli taşıma sözleşmesi ile bu şirkete ait kargoyu Rusya/Zelenograd bölgesinde yer alan teslim adresine en geç 31.10.2013 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, yükün alıcısı olan dava dışı … firmasının gereken gümrük işlemlerini zamanında yapmaması nedeniyle geminin limanda 12/10/2013 tarihinde beklemeye başladığını ve ancak 12.11.2013 tarihinde ayrılmaya hazır olduğunu, gecikme ve beklemenin sebebinin dava dışı … firmasının gümrük işlemlerini zamanında bitirmemesi olduğunu, dava dışı … firması ile yapılan müzakereler sonucunda, müvekkilinin 1.000.000 Euro civarında hesaplanan zararına karşılık olarak davalı aracılığı ile 740.000 Euro ödenmesinin kabul edildiğini, davalının 30.12.2013 tarihinde 150.000 Euro, 24.01.2014 tarihinde ise 200.000 Euro’yu müvekkilinin hesabına havale ettiğini, bunun dışında başkaca bir para gelmediğini bildirdiğini, … firması ile yapılan harici görüşmelerde davalının hesabına 740.000 Euro’nun gönderildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek, bakiye 390.000 Euro alacağın ve faizinin davalıdan tahsili istenmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin taşıma veya taşımalarda davacıya karşı hiçbir şekilde taşıyan konumunda olmadığını, davacı yanın dilekçesinde belirttiği sözleşmeleri dosyaya sunamadığını, davacının delil olarak sunduğu faturanın iade faturası ile iade edildiğini, bununla birlikte söz konusu fatura incelendiğinde hiçbir şekilde “…” ifadesinin de yer almadığım ve faturanın açıklama kısmında “…Derince/Moskova, Kazan yüklemesi” ifadesinin bulunduğunu, davacının delilleri arasında bir çok fatura sunduğunu ve bu faturaların taşımadan kaynaklı zarar olduğunu iddia ettiğini, ancak hangi faturanın hangi masrafa ait olduğunun, müvekkili şirket ile bağlantısının, davacının zararı ile bu faturaların bağlantısının ne olduğunun anlaşılmadığını, dava konusu olayda, yaşanan gecikmeler nedeniyle … firması için Moskova’ya gönderilecek malların taşıma maliyetinin arttığını, hava şartlarının daha da ağırlaşması üzerine geminin Rostov limanına dönmek zorunda kaldığını ve üzerindeki yükün indirilerek depo edildiğini, sürecin devamında davacı ile … firmasının malların davacı tarafından Moskova’ya götürülmesi ve … firmasına teslim edilmesi halinde toplam maliyetin 740.000 Euro olduğuna, malların … firmasına başarı ile ulaştırılması halinde ise … bu miktarın 350.000 Euro’ya denk gelen kısmını karşılayacağı yönünde mutabakata vardığını, bilahare davacı yanın parasal sıkıntılar yaşaması nedeniyle … firması tarafından, davacı yana ulaştırılmak üzere müvekkili şirkete 350.000 Euro gönderildiğini ve bu tutarın davacıya iletildiğini, ancak davacının ilgili malları ne Moskova’ya ne de herhangi bir şekilde … firmasına götürmediğini/teslim etmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ;1-389.850 Euro faizin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasa 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca euro cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,2-Fazlaya ilişkin 150 Euro’luk istemin REDDİNE, 3-Müddeabih olarak istenen 7.800 Euro ile ilgili talebin HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE, karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde özetle;mahkemenin uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu şeklindeki nitelemesinin ve somut olayı bu şekilde irdelemesinin hatalı bulunduğu, somut olayda müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp,dava dışı şirketin talimatı üzerine 350.000,-Euronun borç olarak verilmesi sebebiyle alacaklı durumunda olduğunu,dosyaya sunulan tazmin ve ibra belgesinin müvekkili ile davalı … arasında düzenlendiğini,davacının imzası olmadığı bu belgeye dayanarak hak talep ettiğini,bir an için alacak hakkı olsa bile bunu müvekkilinden değil dava dışı şirketten istemesi gerektiğini, bilirkişi raporunun çelişkili bulunduğu, çelişkilerin giderilmediğini, yapılan deftar incelemelerinde de davacının müvekkilinden alacaklı olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı,müvekkili şirketin uyuşmazlıkta taşıyan sıfatının bulunmadığını beyanla, kararın kaldırılması,davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda , Mahkemece de tesbit edildiği üzere ,davacı, müşterisi olan firmanın mallarının, aynı gemiye yüklenen dava dışı …şirketinin mallarının, … firmasının hatası yüzünden geminin bir ay limanda beklemesi ve sonrasında da kış nedeniyle nehir ulaşımının mümkün olmaması nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığını, … firmasının bu zararın karşılanmasını kabul ettiğini ve davalı şirket aracılığıyla davacıya 740.000 Euro gönderdiğini, ancak davalının bu paranın 390.000 Euro’luk kısmını ödemediğini belirterek işbu paranın ödenmesini talep etmektedir.Davalı ise, … firmasından gelen paranın davacıyla ilgisinin olmadığını, davalı tarafından davacıya gönderilen 350.000 Euro’nun da borç olarak verildiğini savunmaktadır.Mahkemece yargılamada bilirkişi kurulu raporu alınmış ,bilirkişiler tarafından davalı şirketin defterleri ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeye göre, ” Kore’deki dava dışı … firması, davalı şirketin … Bankası’ndaki hesabına ; 27.12.2013 tarihinde 517.925.- Euro, 28.01.2014 tarihinde 221.925.- Euro olmak üzere toplam 739.850.- Euro havale göndermiştir. Davalı şirket, dava dışı … firmasına 18.12.2013 tarihinde 518.000 Euro bedelli ve 20.02.014 tarihinde 222.000 Euro bedelli iki adet fatura kesmiştir. Faturaların toplamı 740.000.- Euro olup, açıklama kısmında “Derince/Yalabuga taşıma” şeklinde yazılı olduğu tespit edilmiştir.Dava konusu olayda orijinal metni İngilizce olan ve ayrıca İngilizce’den Türkçe’ye çevrilen “tazmin ve ibra sözleşmesi”nin davalı tarafından imzalandığı ve bu imzalı yazılı metnin HMK 199 anlamında belge niteliğinde bulunduğu,belgeye göre dava dışı … firmasının davacı … şirketine tazminat ödemeyi kabul ettiği ve bu tutarın davalı … Tic. A.Ş.’ye ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu tutardan 350.000 Euro’nun davacıya davalı tarafından dosya kapsamında bulunan ve “… ödemesi” açıklaması bulunan dekontlar ile ödendiği” tesbit ve kanaati beyan edilmiştir. Mahkemece ,Derince Gümrük Müdürlüğü’nün 18/08/2016 tarihli yazı cevabı ve ekleri dikkate alındığında ,dava dışı …`in davalı …`ya 265 kap halinde … sayılı konşimentoya kayden … gemisiyle transit yük olarak gönderdiği ve navlunu da 1.500.000,-USD. olarak kararlaştırılmış olan yükün dışında, navlunu 740.000,-Euro olan farklı bir taşımayı da dava dışı …`e karşı davalı 2K`nın üstlendiğine ilişkin bir sözleşme veya kayıt bulunmadığı anlaşılmakla, 740.000,- Euro`nun navlun ücreti olarak davalı şirkete gönderildiği şeklindeki savunmasına ve yine bakiye 390.000 Euro’ yönünden ilgili banka dekontlarının içeriği, tarihleri dikkate alındığında , davalı şirketin 350.000 Euro’nun davacıya borç olarak verildiğine ilişkin savunmasına itibar edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.Davalı tarafın ,dosyaya sunulan tazmin ve ibra belgesinin müvekkili ile davalı … arasında düzenlendiğini,davacının imzası olmadığı bu belgeye dayanarak hak talep ettiğine ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesiyle , orijinal metni İngilizce olan ve ayrıca İngilizce’den Türkçe’ye çevirisi ibraz edilen “tazmin ve ibra sözleşmesi”nin davalı tarafından imzalandığ,bu belgeye göre dava dışı … firmasının davacı … şirketine tazminat ödemeyi kabul ettiği ve bu tutarın davalı … Tic. A.Ş.’ye ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu tutardan 350.000 Euro’nun davacıya davalı tarafından dosya kapsamında bulunan ve “… ödemesi” açıklaması bulunan dekontlar ile ödendiği dikkate alındığında , davacıya ödenmeyen ve dava konusu edilen miktarın da aynı taahhüt kapsamında davalı şirkete gönderildiği anlaşılmıştır.Bu sebeple ,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.Böylece ,dosyadaki bilgi ve belgelere göre , 740.000 Euro`nun ,dava dışı …. şirketince kendilerinden kaynaklanan aksilikler yüzünden yaşanan gecikmeler sebebiyle , davacı şirketin uğradığı zararın tazmini için davacıya ödenmek üzere ,davalı şirkete gönderildiği sonuç ve kanaatine varılmakla , davalıya gönderilen 740.000 Euro’dan banka masrafları çıktıktan sonra tahsil edip, davacıya ödemediği tutar olan 389.850.- Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,bu sebeplerle davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 75.780,19 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 18.946,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 56.834,19 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/09/2020