Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/212 E. 2021/254 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/212
KARAR NO : 2021/254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/09/2018
NUMARASI: 2017/255 E – 2018/767 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bağımsız denetim firmasına yaptırılan inceleme raporu uyarınca müvekkili şirketle gerçekte herhangi bir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen ,davalıya 144.944,00 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığını, bunun üzerine davalının hesabına gönderilen bedelin iade edilmesi için ihtarname gönderildiğini, ödemenin yapılmaması nedeniyle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafın %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, davacı çalışanları olduğunu sonradan öğrendikleri … müvekkilinin ortak olduğu şirket adresine gelerek araç almak istediklerini, araç bedelinin bir kısmının peşin, kalan kısmının vadeli olarak ödenmesi talep edildiğinden araç kaydına haciz konulması şartıyla ilki 27/08/2014 tarihinde, sonuncusunun 24/06/2016 tarihinde olmak üzere 9 adet araç satışı yapıldığnı, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden satın aldıkları araçların vadeli bakiye borçlarının ödeme zamanı geldiğinde çalıştıkları şirket olan … A.Ş’nden müvekkiline ve diğer şirket ortağı … şahsi hesaplarına ödemeler gelmesi üzerine bu durum sorulduğunda bu paraların kendi maaş ve prim alacaklarına karşılık olarak davacı şirket tarafından gönderildiği bildirildiğinden ve müvekkili tarafından da bu hususta herhangi bir şüphe duyulmadığından sebepsiz zenginleşmesinin mümkün olmadığını, davacının hesaplarından 2.500,000,00 TL para transferini fark edememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve olayın kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, “Davanın kabulü ile 144.944,00 TL asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına ; asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine ” karar verilmiştir.Sözkonusu kararı katılma yoluyla davacı ve davalı vekili istinaf etmiş olup, davacı vekili katılma yoluyla sunmuş olduğu dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin verilen kararın bu yönden hukuka uygun olmasına rağmen, icra inkar tazminatı taleplerine ilişkin hüküm kurulmamış olması nedeniyle kararın bu yönüyle hatalı olduğu ve düzeltilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususlar tekrar edilerek, davacı çalışanları olduğunu sonradan öğrendikleri … ve … müvekkilinin ortak olduğu şirket adresine gelerek araç almak istediklerini, araç bedelinin bir kısmının peşin, kalan kısmının vadeli olarak ödenmesi talep edildiğinden araç kaydına haciz konulması şartıyla 9 adet araç satışı yapıldığnı, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden satın aldıkları araçların vadeli bakiye borçlarının ödeme zamanı geldiğinde çalıştıkları şirket olan … A.Ş’nden müvekkiline ve diğer şirket ortağı … şahsi hesaplarına ödemeler geldiğini,şirket çalışanları olan bu kişilerin paraların kendi maaş ve prim alacaklarına karşılık olarak davacı şirket tarafından gönderildiği bildirildiğini, davacının hesaplarından 2.500,000,00 TL para transferini fark edememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve olayın kendi kusurundan kaynaklandığını , verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.HMK 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ; dava, sebepsiz zenginleşme iddiası ile başlatılan takipte ,itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi heyeti raporu alınmış,taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda; davacının 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği bulunduğunu, davalı evrak sunmadığından ticari defter ve evraklarının incelenemediği, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının 144.944,00 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77 ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.Bu yasal düzenleme ışığında somut olay değerlendirildiğinde , mahkemenin de karar gerekçesinde açıkladığı üzere, davacı şirket çalışanları olan dava dışı … tarafından kendi adlarına alınan araçlara istinaden şirket hesaplarından ödemelerin yapıldığı, davacı şirket adına mal veya hizmet kabul etmeye yetkili olmayan … bir kısım mal teslim edilmiş olmasının davacıyı borç altına sokmasının beklenemeyeceği ,bu durumda davacı şirket hesabından, davalıya yapılan ödemelerin haklı bir sebebinin bulunmadığı dikkate alındığında, sebepsiz zenginleşen olarak davacıya karşı söz konusu sebepsiz zenginleşme tutarını ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmakla, yeterli inceleme içeren bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınmasında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekir. Davacı tarafın katılma yolu ile istinaf talebinin incelenmesiyle, alacağın likit ve hesaplanabilir olmasına rağmen, davacının icra inkar tazminatı talebi hakkında aksi gerekçe ile red kararı verilmesi sebebiyle, istinaf konusu kararın bu yönden usul ve hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar bu yönden düzeltilip yeniden esas hakkında, aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilip , yeniden esas hakkında;1-Davanın kabulü ile 144.944,00 TL asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıla alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile ,itirazın iptal edilen kısmı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak ,davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 9.901,12 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.750,57 TL harcın mahsubuyla bakiye 8.150,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafça yapılan 1.791,77 TL harç 1.234,10 TL posta, tebligat, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.025,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-AAÜT gereğince hesap edilen 14.345,52 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan delil avansı varsa , karar kesinleştiğinde resen davalıya iadesine, 7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 9.901,12 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.475,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 7.425,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 70,00 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2021