Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2109 E. 2021/2009 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2109
KARAR NO: 2021/2009
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/1365 E – 2019/1036 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında imzalanan Abonelik Sözleşmesi ile davalıya taahhütlü 38 adet hat kullandırıldığını, davalı ödemelerin tam ve zamanında yapılmamış olması nedeniyle borçlu bulunmakta olduğunu, davalının kullanmış olduğu hatlara ilişkin olarak gönderilen; 20/04/2012 son ödeme tarihli 5.896,75TL, 22/05/2012 son ödeme tarihli 1.854,75TL, 22/06/2012 son Ödeme tarihli 2.040,00TL, 20/07/2012 son ödeme tarihli 34 .319,75 TL tutarlı faturaları ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlu takip konusu alacağa karşı tüjm borca yasal süresinde itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, taraflar aralarında imzalanan; sözleşme ile ödeme şekli ve faiz oran ve miktarını belirlemiş olduğunu, borç miktarı ve faiz hesabı Sözleşmeye ve ilgili Kanunlara uygun olarak tespit edildiğini, davalı borçlunun itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili firma İle davacı arasında davacının müşteri temsilcisi; … aracılığıyla 16/01/2012 tarihli abonelik sözleşmesi yapıldığını, yapılan sözleşme ekinde 16/01/2012 tarihli aslı tek nüsha olan adet vs kısımları boş olan format olarak düzenlemiş olan ek başlığı altında -cihaz teslim edilmemesine rağmen ileri tarihte teslim edileceği bilgisi verilerek- teslim belgeleri imzalatıldığını, Müşteri temsilcisi tarafından: Cihaz teslim edilmeden alman imzaların prosedür gereği alındığı, müşterinin talebi doğrultusunda belirlenen cihazın söyleşmenin ve eklerinin imzalanmasından sonra müşteriye teslim edildiği” bilgisi verildiğini, bu bilgilendirmenin ardından müvekkiline sözleşmeleri ve eklerini imzaladığını; davacının çalışanı olan müşteri temsilcisinin belirttiği tarihte cihazların müvekkiline teslim edilmemesi üzerine davacı şirkete ve müşteri temsilcisine sözleşmedeki cihazların teslimi talebinde bulunulduğunu, bir süre sonra müvekkilinin müşteri temsilcisine ulaşamadığını, davacı kurum müşteri temsilcisinin işten ayrıldığını bildirdiğini, Sözleşme kapsamında yeni müşteri temsilcisiyle görüşmek istenilmiş, sözleşme ekindeki cihazların teslim edilmesi istendiğini, taleplerin sonuçsuz kaldığını belirterek davacının kötü niyetli olarak belgeler üzerinde gerçeğe aykırı olarak oynama yaptığı ve müvekkilinin haklı olduğunu, tarihleri değişiklikler, boş olan kısımların doldurulduğunun ortaya çıkacağını, suç duyurusunda bulunma hakkını saklı tutuğunu, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıma hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasının reddine, davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, mahkemece kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Davalı taraf, sözkonusu kararı yasal 2 haftalık süre içerisinde istinaf etmemiştir. Ancak, davacı tarafın istinaf dilekçesinin tebliği üzerine, yasal cevap süresinde, cevapları ile birlikte aynı zamanda verilen kararı kötüniyet tazminatı talebinin haksız reddedildiği gerekçesiyle istinaf etmiştir. Davalının bu istinafı açıkça katılma yolu ile istinaf yapıldığı yazılmamış ise de, katılma yolu ile istinaf sayılmalıdır. Ancak, davalı tarafın istinaf talebi ile ilgili olarak gerekli harçların yatırılmadığı ve bu dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK 344/1. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin 2. hükmü kıyas yoluyla uygulanır” hükmü getirilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağından, yapılan bu açıklamalar doğrultusunda, Mahkemece öncelikle kararın niteliğine göre yatırılması gereken, maktu istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının mahkeme veznesine yatırması için bu davalı tarafa muhtıra çıkarılarak harçların 1 haftalık kesin süre içinde yatırılmasının sağlanması, süresi içinde harç yatırıldığı takdirde,dilekçenin bir suretinin karşı tarafa tebliği ile 2 haftalık cevap süresinin beklenmesi ve davalı için de istinaf incelemesi yapılabilmesi yönünden dosyanın Dairemize gönderilmesini teminen, dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin kararı istinaf etmesine karşın, istinaf harcını yatırmadığı, Harçlar Kanunu HMK 352/1-ç, 344 ve 346. maddeleri uyarınca bu eksikliğin ikmalini sağlamak üzere, Dairemize gönderilmesinin temini için HMK 355, 352/1-ç ve 347. maddeleri uyarınca dosyanın mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/07/2021