Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2094 E. 2021/1227 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2094
KARAR NO: 2021/1227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2019
NUMARASI: 2013/127 E – 2019/366 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.06.2007 tarihinde abonelik sözleşmesi ve devamında farklı tarihlerde abonelik sözleşmeleri ve taahhütnameler akdedildiğini, sözleşmeler gereğince davacı şirket tarafından davalıya GSM hatlarının verildiğini, abone kullanımına birden fazla GSM hattı verilmesi halinde numaraların tek bir abone numarası (…) altında toplandığını, borçlu/davalının almış olduğu GSM hatlarını kullandığını, … referans nolu son ödeme tarihi 20.04.2012 olan 1.038,25 TL’lik, … referans no’lu son ödeme tarihi 22.05.2012 olan 1008,50 TL’lik ve … referans no’nu son ödeme tarihi 22.06.2012 olan 7.149,37 TL’lik 3 adet ödenmemiş faturası bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girildiğini, davalının borcun 1.038,25 TL’lik kısmını kabul ettiğini, geri kalan kısmına itiraz ettiğini, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen ve ikale niteliği taşıyan 15.12.2010 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin; sözleşmenin 4.B maddesi ile 21 adet hat için, 24 ay süresince 1.000,- TL fatura ödemeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık davacı şirketin sözleşmenin 4.A maddesi ile her biri 100 TL tutarında 70 adet … yemek çekini davalı şirkete vermeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davacının sözleşme ile taahhüt ettiği yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine Üsküdar … Noterliğinin 23.03.2012 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek, davacıdan sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü tebliğden itibaren üç gün içinde yerine getirmesi, aksi halde süre sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını, …, …, … numaralı hatlar dışındaki hatların kapatılarak, fesihten sonra bu hatların taahhütsüz normal tarife üzerinden faturalandırılmasının ihtar edildiğini, ihtarnamenin davacıya 28.03.2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hatların kapatılması talebinin de dikkate alınmadığını, sözleşmenin fesih tarihi olan 01.04.2012 tarihinden sonraki dönem için ihtarnamede belirtilen hatların taahhütsüz normal tarife üzerinden faturalandırılmasının talep edilmesine rağmen, davacının ısrarla sözleşme koşullarını uygulamak istediğini, hatlarla ilgili davalıya fatura göndermediğini, bunun üzerine söz konusu hatlar da dahil olmak üzere davacı şirket nezdinde bulunan tüm hatların 07.07.2012 tarihinde dava dışı … A.Ş. ye taşındığını, davacı tarafından davalı şirket hakkında alacağı olduğundan bahisle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, fesih tarihine kadar doğan fatura borcu dışındaki talepler yönünden, kısmi itirazda bulunulduğunu, 07.07.2012 tarihine kadar …, …, … numaralı hatlarla ilgili ihtarda belirtildiği şekilde taraflarına fatura bildirilmediğinden ve icra takibinde bu konuda açıklık bulunmadığından, bu hatların borcuyla ilgili davacıya ödeme yapılamadığını, faturalar incelendiğinde, fatura kalemlerindeki rakamların nereden kaynaklandığının açıklık taşımadığını, davacı şirket alacağının dayanağını oluşturan fatura kalemlerini tek tek izah etmesi gerektiğini, diğer taraftan sözleşmede faiz şartı olmamasına rağmen, davacı şirketin fahiş faiz talebinde bulunduğunu, fatura üzerinde aylık %2,84 faiz oranı uygulanacağı yazmasına rağmen davacının %96 dan başlayan oranlarla faiz uyguladığını, davacının delil listesi ekinde sunduğu 14.02.2010 tarihli Cihaz Teslim Tutanağı ibareli belge üzerindeki imzanın davalı şirket temsilcisine ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava ödenmeyen fatura alacağı kaynaklı itirazın iptaline ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyada davacı tarafından davalı aleyhine 3 adet faturadan kaynaklı 9.165,62 TL asıl alacak, 935,99 TL işlemiş faiz, 0,60 TL matbu evrak masrafı olmak üzere toplam 10.132,71 TL nın tahsiline ilişkin ilamsız takip yapıldığı,borçlunun 1,038,25 TL bedel dışında kalan, tüm borç ve ferilere itiraz ettiği,itiraz edilen kısım için takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davacının sözleşme ile taahhüt ettiği yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle davalının haklı olarak sözleşmeyi feshettiği ileri sürüldüğünden ispat yükünün yer değiştirerek davalıya geçtiğini,sözleşmenin 4.B.b maddesine göre haksız ve tek taraflı fesih durumunda yaptırım olarak davacının talep edebileceği tutarın verilen hediye çeklerinin bedeli olan 7.000 TL’ olduğu ve bu yaptırımın sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinde kabul edildiğini, davacı tarafın bu tutar ile ilgili bir talebi bulunmadığından sözleşmenin haksız feshedilip feshedilmediğinin değerlendirilmesine yer olmadığını,davalı vekili tarafından 14.02.2010 tarihli Cihaz Teslim Tutanağı ibareli belge üzerindeki imzanın davalıya ait olmadığı iddia edilmiş ise de, sözleşmenin geçerliliği ile ilgili olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığından teslim tutanağındaki imzanın aidiyetinin incelenmediği, davalı tarafa ait olduğunun kabul edildiğini,davalının itiraz sebeplerini kanıtlayamadığından 21/03/2018 tarihli kök ve 18/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporlarındaki tespitlere dayanılarak takipteki davacı alacağının toplam 3.244,08 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle ; “Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 2.557,99 TL asıl alacak, 30,50 TL önceki faiz ve 655,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.244,08 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verimiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde,davalı tarafça takibe konu edilen 3 adet faturanın ödenmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hükme elverişli olmadığını,davalının sözleşmeyi haksız feshettiği için bağlılık sözleşme iptal bedelini ödemesi gerektiğini,sözleşme hükümlerinin hatalı değerlendirildiğini,davanın tümden kabulü gerektiğini beyanla kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde davanın reddi gerektiğini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiş isede, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi 20109 yılı itibarıyla, kesinlik sınırı ise 4.400,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen miktar 3.244,08 TL olduğundan olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ayrıca alınan bilirkişi raporlarından , hükme dayanak ve takibe konu 3 adet fatura gereği asıl alacak ve faizleri ile birlikte ödenmesi gereken tutara ilişkin hesaplamaları içerir 21/03/2018 tarihli kök ve 18/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporlarının ilgili mevzuat ,taraflar arasındaki sözleşme ve taahhüt hükümlerine uygun, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür.Yeni bilirkişi incelemesine gerek kalmamıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, ayrıca davalının istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalının istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/04/2021