Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2093 E. 2021/1234 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/2093
KARAR NO : 2021/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2019
NUMARASI : 2018/1123 E – 2019/598 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile borçlu şirket arasında iş ilişkisi bulunduğunu, tarafların davalı şirket bünyesindeki otel ve restoran işletmelerinde gerçekleşen düğün, organizasyon ve benzeri törenlerde fotoğraf ve video çekimi yapılması ve elde edilen gelirin şirket yönünden %60,davacı yönünden %40 olacak şekilde paylaştırılması konusunda anlaştıklarını, davacı le davalı şirketin daha sonra otelde yapılan organizasyonlardaki çekim işlerinden elde edilecek gelirin tamamen kendisine tahsis edilmesi vaadiyle davalı tarafa ait otel ve yine davalıya ait mağazanın çekimlerini yapmasına rağmen karşılığında kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını, hatta davacının maliyetli olarak çekimleri havadan dronla yaptığını, ancak davalı şirketin, çekim işleri için bundan sonra kendisiyle devam etmeyeceklerini bildirerek önceki çekim masraflarını da ödemeyerek davacıyı mağdur ettiğini, borçlunun faturalarla sabit olan 21.712,00 TL’ asıl alacak, 1.032,00 TL’lik işlemiş olan yasal faiz olarak toplam 22.744,36 TL.nın tahsili yönünden Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının beyanlarının tamamının gerçek dışı veya çarptırıldığını, davacının düğün sahibi müşterilere talep etmeleri halinde düğün vs organizasyonlarında drone ile video çekimi de yapabileceğini, bunun için otelde bir demo çekim yapıp müşterilere örnek olarak göstermenin faydalı olacağını belirttiğini , bu konuda izin istediğini, anılan çekimin otelin tanıtımı için değil, davacının bizzat kendi video ve fotoğraf hizmetlerinin reklamı için olduğunu, davalının , davacıya dilerse bunu yapabileceğini ama kendisinin böyle bir hizmet talep etmediğini ve kendisine bunun için bir ödeme yapmayacağını söylediğini ve davacının da kendi reklamı için demo çekimi yaptığını, davacının söylediği masrafları ve çalışmayı hiçbir avans almadan, sözleşme imzalamadan, belge taahhüt almadan yapmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu belirterek,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığını,davalının akti ilişkiyi inkar ettiğini,yasal düzenleme karşısında davalının cevap dilekçesi ile tanık dinletilmesine muvafakat etmediği,eser sözleşmesinin varlığının da anılan içtihat uyarınca zira tanıkla da ispat edilemeyeceği ,taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı bu halde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle; “Açılan davanın reddine” karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davacının eser sözleşmesinden doğan sorumluluğunu yerine getirdiği ancak karşılığını alamadığını, davalı tarafça eserin ayıplı olduğuna/ eser sözleşmesini feshettiğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığını, TBK m.477’ye göre iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayıldığını, çekimlerin davacının kendi tanıtımını yapmak için olmadığını,HMK m.297 1/c’ye göre “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.” gerekçeli kararda belirtilmesi gerektiğini,sadece davalı tarafın beyanlarına göre ve eksik incelemeyle diğer deliller dikkate alınmadan ve hangi delillerin neden değerlendirip değerlendirilmediği gerekçeli kararda açık ve net bir şekilde belirtilmeden karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Bu arada 3 ayrı dairenin aidiyet kararı sonrası dosyanın dairemize gönderildiği,davacının ise istinaf talebinden sonra istinaf aşamasında 11/09/2020 tarihinde vefat ettiği uyap kayıtlarından anlaşılmış,ayrıca davacı mirasçıları vekili tarafından dosyanın öne alım talebini içerir dilekçenin dosyaya sunulduğu görülmüş,davacı mirasçılarının veraset ilamı ile vekaletnamelerinin ise daha sonra ibraz edildiği anlaşılmıştır.Davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmıştır.Ayrıca hem eser sözleşmesi hemde adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu da ileri sürmüştür.O halde , mahkemece, davacının yemin deliline de dayandığı gözetilerek, davacı mirasçılarına bu hakkı hatırlatılarak, bu hakkı kullanıp kullanmayacaklarının tespit edilmesi ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken, bu delilin hiç değerlendirilmediği gibi, karar gerekçesinde de hiç tartışılmaması nedeniyle, davacıların istinaf talebinin kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021