Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2084 E. 2021/1226 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2084
KARAR NO: 2021/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2014/434 E – 2018/1336 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının karşı taraf ile 02/05/2009 tarihli abonelik sözleşmesini ve devamında farklı tarihlerde abonelik sözleşmesi ve taahhütnameler akdettiğini, bu sözleşmeler gereğince davacı şirket tarafından davalıya GSM hatları verildiği, abone kullanımına şirket hattı olarak birden fazla GSM hattı verilmesi halinde numaraların tek bir abone numarası altında toplandığını, davalının almış olduğu GSM hatlarını kullandığını son ödeme tarihi 22/11/2012 olan 26.296,86-TL’lik bir adet ödenmemiş faturası nedeniyle bu faturanın tahsili yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı takipte … ve onun şahıs şirketinin borçlu gösterilmesine rağmen, itirazın iptali davasının … Limited Şirketine karşı açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, sözleşmeye aykırı açılan davanın esastan reddinin gerektiğini, davacının sözleşmede vaat ettiği edimleri yerine getirmediğini, 125 adet … 100 cep telefonunun ücretsiz davalı aboneye verileceği taahhüt edildiğini ancak ürünlerin davalı aboneye verilmediğini, ancak 19/04/2012 tarihli … Kampanyası Taahhütnamesi gereği ücretsiz olarak sahip olması gereken … 100 telefonları ile ilgili faturasından her ay 534,71-TL bedel yansıtmaya başladığını fark ettiğini, 125 adet telefona ait karşı tarafça fatura tanzim edilerek davalı şirkete sunulmadığını, aylık ortalama fatura tutarının 20 katı tutarın cezai bedeli olarak karşı tarafça talep edildiğini, davacıya ödenen 6 adet fatura içeriğindeki hediye puanlar ile alınmış olmasına rağmen tüm faturalara her ay tahakkuk ettirilen 534,71-TL’lik tutarlardan dolayı 6 x 534,71-TL = 3.208,26-TL’lik fazladan bedel tahsil edilmiş olduğunu, fazladan ödenen 3.208,26-TL tutarın iadesinin talep edildiğini ve bu şekilde karşı dava ikame edildiğini, sözleşmedeki imzaların şirket yetkilileri … ve …’a ait olmadığını bildirmiştir. Söz konusu asıl davada ödenmeyen fatura alacağına yönelik itirazın iptali,karşı davada ise cihaz bedellerinin istirdadı istenilmişir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 26.296,86-TL lik fatura nedeniyle toplam 29.023,10-TLlık ilamsız takip yapıldığı ve itirazla takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, davacı karşı davalının, davalı karşı davacıdan taraflar arasındaki 19/04/2012 tarihli taahhütname’nin 1,4,17 maddeleri ile ek-1 de yer alan puan kullanım tablosu kapsamında 5.671,10-TL cihaz bedelinin tahsilini taahhüde aykırılık nedeniyle talep edebileceği, bu cihazların davalı karşı davacıya puan karşılığı bedelsiz teslimi gerekirken, davalı karşı davacıdan 22/05/2012, 22/06/2012, 22/07/2012, 22/08/2012, 21/09/2012 ve 22/10/2012 tarihli faturalar her ay 534,71-TL tahsil edildiği, tahsil edilen toplam tutarın 534,71-TLx6=3.208,26-TL olduğu, bu haliyle davacı karşı davalının talep edebileceği tutarın 5.671,10-3.208=2.466,84-TL olduğu,karşı davada ise, davalı karşı davacının taahhüde aykırılık nedeniyle cihaz bedeli iade borcunun bulunduğu, kendisinden yapılan tahsilatların iade borcundan düşülmesi sonrası davacı karşı davalıdan karşı dava tarihi itibariyle herhangi bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle; “1-Asıl davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 2.466,84 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin bu tutara takip tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte devamına, davalının 2.466,84 TL ‘nin %20’si oranındaki 493,37-TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, 2-Karşı davanın reddine” karar verilmiştir. Kararı davalı karşı davacı vekili katılma yoluyla,asıl davada davacı vekili istinaf etmiştir. Karşı davada karşı davacı 3.208,26 TLlık cihaz bedelinin iadesini talep etmiştir.Asıl davada da 2.466,84 TL yönünden davalı karşı davacı hakkında itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı karşı davacı vekili katılma yoluyla asıl ve karşı davaya yönelik istinaf dilekçesinde; asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Asıl dava davacı vekili istinaf dilekçesinde;davalının son ödeme tarihi 22/11/2012 tarihi olan 26.296,86 TL’lik 1 adet ödenmemiş faturası bulunduğunu ve bu faturanın ödenmediğini,alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadıtnı,taraflar arasında pekçok taahhütname bulunduğunu,bilirkişinin tek sözleşme,tek taahhüt varmış gibi değerlendirme yaptığnı,fatura tanzim nedeninin açıklanması konusunda mahkemece kendilerine kesin süre verilmesinin ve bu açıklamanın yapılmadığı şeklinde belirleme yapılmasının yerinde olmadığını,bu ara kararın hukuka aykırı olduğunu,konunun dosyadaki mevcut evraklardan anlaşılabileceğini,hiç evrak sunulmamış gibi karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı karşı davacı tarafın 02/10/2012 tarihinde taahhüt süresi içeren ve belirtilen son dört taahhütnameye aykırı olarak sözleşme konusu hatlarını başka bir GSM operatörüne taşııdıkları, takip konusu faturanın 2.sayfasında, faturanın cihaz taksidi ve taahhüt ceza bedelinin tahsiline (534,71-TL cihaz kampanya taksidi, 25.666,25-TL taahhüt ceza bedeli) ilişkin olduğu,,bu durumda söz konusu faturanı GSM kullanım bedeli olmayıp , taahhüde aykırılık nedeniyle cezai şarta ilişkin olduğu anlaşılmakla,asıl dava davacısı tarafından bu konuda açıklama yapılmasına gerek kalmadığı görülmüştür. Asıl ve karşı davaya yönelik dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 3.560,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı ve karşı davacının hem asıl davada hükmedilen tutar olan 2.466,84 TL ,hemde karşı davada talebe konu ve reddedilen 3.20826 TL olduğundan,davalı karşı davacının asıl ve karşı dava yönünden istinaf ettiği tutarlar miktar itibarıyla kesindir. Bu itibarla,davalı karşı davacı yönünden istinaf konusu kararların HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı karşı davacının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. Hükme dayanak bilirkişi raporunda , 19/04/2012 tarihli sözleşme ve sözleşme ekindeki hediye puan toplamının 3750 olduğunu, bu bedel karşılığının 125 adet … 100 telefonla ilgili 5.675,10-TL olarak imza altına alındığını, bu hali ile cezai şartın 48 ay için toplam 5.675,10-TL olarak gözüktüğü (5.675,10-TL/48=118.23-TL) her ay için faturaya yansıyacak bedelin ancak 118,23-TL olabileceğini, ancak davacı …’nın her faturaya 534,71-TL ürün bedeli tahakkuk ettirdiği, bu rakamın nasıl hesaplandığı konusunda bir belgede sunmadığı, bu hali ile taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı olarak davacı … tarafından fatura düzenlenmiş olduğu, …’nın aboneden ürünler için talep edebileceği toplam tutarın 2.466,84-TL’yi geçmemesi gerektiğini belirlenmekle,sonra alınan bilirkişi raporlarında da benzer hesaplamalara yer verildiği gözetilerek bu bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı gözetilerek, asıl davada mahkemece verilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirlenmiştir. Bu itibarla, asıl davada ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre,asıl dava davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, ,davalı karşı davacı yönünden istinaf konusu kararların HMK 341. ve 346. maddelerine göre miktar itibarıyla kesin olması sebebiyle, davalı karşı davacının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A- Asıl davada davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B- Davalı karşı davacının asıl ve karşı dava yönünden istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalı karşı davacıdan alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilk derece mahkemesince davalı karşı davacıya iadesine, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021