Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/2066 E. 2021/1250 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/2066
KARAR NO: 2021/1250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2019
NUMARASI: 2016/293 E – 2019/786 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişilik olduğunu, müvekkili şirketin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak amacı ile davalı … A.Ş.’nden, elektrik dağıtım sistemini kullanmak sureti ile elektrik enerjisi satın almakta olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirketin satın almış olduğu elektrik enerjisinin miktarını tespit etmek ve faturalandırmak üzere sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetler sağladığını ve bu hizmetler karşılığında “Perakende Satış Hizmeti” tahsil ettiğini, ancak bu perakende satış hizmet bedeline konu sayaç okuma bedeli; dağıtım sisteminden enerji tedarik eden tüketiciler için sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak, yargı kararlarına, mevzuata ve hukuka aykırı olarak fazla tahsilat yaptığını, Müvekkili şirketin … Şirketi’nin dağıtım sistemine bağlı olduğunu, Elektrik Piyasası Kanununda perakende satış hizmeti; perakende satış lisansına sahip şirketlerce, elektrik enerjisi ve/veya kapasite satımı dışında tüketicilere sağlanan diğer hizmetler olarak tanımlandığını, Perakende satış hizmeti kapsamı, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde, elektrik enerjisi ve kapasite satımı dışında, tüketicilere sağlanan sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetler olarak belirlendiğini, Sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmet bedeli sayaç okuma maliyetlerim yansıtan bir bedeldir. Söz konusu bedel tüm dağıtım sistemi kullanıcılarından yargı kararlarına, mevzuata ve hukuka aykırı olarak, 2006-2011 yıllan arasında kWh (birim enerji) başına belirlenen bir bedel olarak tahsil edildiğini, Danıştay 13. Dairesi’nin 06.04.2011 tarih ve 2008/2695 E. 2011/1368 K. Sayılı kararı ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 9. Maddesi gereğince 875 sayılı enerji 0 Piyasası Düzenleme Kurulu’nun Kararı ile onaylanmış olan 20 Dağıtım1 Şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin perakende satış hizmeti tarifesinin kwh bazınsa belirlenmesine ilişkin II. Bölümünün B bendinin iptaline karar verdiğini, iptal edilen mezkûr hüküm 2006-2010 tarihleri arasında uygulandığını, Danıştay 13. Dairesi’nin mezkur hükmüne ilişkin iptal kararı da göz önüne alınarak sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmeti fiyatı EPDK tarafından yeniden değerlendirildiğini ve 01.08.2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile eklenen, 2011-2015 döneminde perakende satış hizmeti tarifesinin kwh bazında belirlenmesine ilişkin Geçici 11. Madde 31.12.2011 tarihli ve 28159 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırıldığını, Davalı tarafından 2011 yılında da sayaç okuma başına alınması gereken PSHB bedeli tek kalem altında ve tüketilen enerji miktarı olan kwh üzerinden hesaplanarak hukuka ve mevzuata aykırı olarak fazla tahsilat yapıldığını, Müvekkili şirketten Eylül 2006-Mayıs 2007 dönemleri arasında fazla tahsil edilen elektrik faturalarında yer alan perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedeli ve bu bedel üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedeli dahil toplam alacak 1500 TL tutarın her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber iadesine, davanın belirsiz alacak davası olması sebebi ile … ve … kayıtları ile davalı tarafın kayıtlarının bilirkişi marifeti incelenerek dava konusu uyuşmazlık bedelinin tespitine karar verilmesini talep etmiş, bilahare ıslah dilekçesiyle taleplerini 55.230,74 TL’ye arttırarak her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber iadesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin, elektrik piyasasında faaliyet gösteren bir üretim şirketi olduğunu, mevzuat gereği perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedeli ihbar olunan dağıtım şirketine ödenmekte olduğunu, yalnızca elektriğin tedariğinden sorumlu olan ve perakende satış hizmeti-sayaç okuma hizmetleri ile hiçbir bağlantısı olmayan müvekkili Şirketin söz konusu bedellerin iadesinde muhatap olarak addedilemeyeceğini, Müvekkili Şirketin, düzenlediği elektrik faturaları ile elektrik tedarik bedeli yanı sıra perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedellerini de abonelerden tahsil etmekte, ancak tahsilatın hemen ardından bu bedelleri tamamıyla hiçbir komisyon vs. bedel kesintisi yapmaksızın ihbar olunan dağıtım şirketine ödemekte olduğunu, Müvekkili Şirketin dava konusu bedellerin tahsiline, ihbar olunan dağıtım şirketi tarafından mevzuat gereği zorunlu olarak aracı kılınmakta olduğunu, Davacı yanın taleplerine dayanak gösterilen Danıştay 13. Daire’sinin, 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı ve 6.4.2011 tarihli kararında davanın müvekkili şirket gibi bir elektrik üretim şirketi olan davacı tarafından dağıtım şirketlerince uygulanmakta olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (“Kurul”) 875 sayılı kararı ile belirlenen Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümün (B) bendinin iptali istemiyle açıldığını, Diğer deyişle, Kurul kararının lehdarı ve iade kararından etkilenen taraf dağıtım şirketleri olduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2159E., 2014/10128K.,23.06.2014 tarihli kararında da Kayıp-Kaçak Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, İletim Sistemi Kullanım Bedeli ve Dağıtım Bedellerinin dağıtım şirketleri tarafından alındığını ve bu miktarların tüketicilere iadesinden dağıtım şirketlerinin sorumlu olduğuna açıkça hükmedildiğini, bu sebeplerle huzurdaki dava konusu alacağın Müvekkili Şirket uhdesinde bulunmadığını, abonelerden alınan perakende satiş hizmeti-sayaç okuma bedellerinin ilgili dağıtım şirketi tarafından Müvekkili Şirket’e fatura edildiğini ve Müvekkili Şirket tarafından ilgili dağıtım şirketine ödendiğinin şirket kayıtlarıyla sabit olduğunu,bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “dava edilen dönemde davacının serbest tüketici olup, davalı şirket ile herhangi bir pazarlık yapıp sözleşme yenilemediği, 2006 / Eylül – 2007 Mayıs dönem elektrik faturaları kapsamında, 2006 dönem faturaları için davacının PSH bedel talebinin olamayacağı, 2007 dönem faturaları için 46.822,36-TL+KDV ( KDV dahil 55.230,74-TL) PSH bedel talebinin olabileceği, Faturalarda PSH bedeli ayrıca belirtilmediğinden aktif bedel içerisinde yer aldığından 6719 sayılı kanun kapsamında değerlendirme yapılamayacağı ,6719 sayılı kanun ile değişik 6446 sayılı yasanın 17/d bendinin davalınını uyguladığı tarifelerde yer alan PSH ve sayaç okuma bedelinin serbest tüketici açısından uygulama yeri olmadığı, tarifelerde yer alan bedellerin serbest tüketicilerde uygulanabileceği ve değişiklik öncesi dönem için PSH bedeliyle sayaç okuma bedeli dayanağının EPDK kararı olup , iptal edilmesi sonucu ortadan kalktığı da dikkate alındığında davacının fazladan ödediği PSH ve sayaç okuma bedelini talep edebileceği ve talebin 6719 sayılı yasa kapsamında olamayacağı sonucuna varılmış davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesi de nazara alınarak ve davanın belirsiz alacak davası niteliğinde açılıp ıslah dilekçesinin dava değeri artırım mahiyetinde olduğu, zaman aşımının dava açılmak ile kesilmiş olduğu faiz başlangıcının ise dava tarihinden itibaren tarafların tacir yapılan işin ticari mahiyette olması nedeni ile Avans faizi uygulanması gerektiği” gerekçeleriyle davanın kabulü ile 55.230,74-TL alacağın dava tarihi olan 01/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davaya konu bedelin söz konusu olduğu tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 28. Maddesine göre tarife bedelleri dağıtım şirketleri tarafından, tedarikçilerden veya dağıtım sistemine bağlı serbest tüketicilerden doğrudan tahsil edilebildiğini, abonelere mevzuat gereği yansıtmak zorunda olduğu bedelleri talep etmeme hak ve yetkisi bulunmakta ve bu bedeller hiçbir komisyon ve benzeri bedel kesintisi yapılmaksızın ihbar olunan dağıtım şirketine ödendiğini, dağıtım şirketi tarafından müvekkil şirkete gönderilen fatura ve defter kayıtlarının ihbar olunan dağıtım şirketinden celbi istendiği halde kabul edilmediğini, haklılıkları ve husumet itirazları ve davaya ilişkin esaslarınını dayanağını oluşturan ilgili kayıtların celbedilmediğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucu hazırlandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava,Perakende Satış Hizmet ve Sayaç Okuma bedelinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davada, davalı şirketin, iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak (tüketilen enerji miktarı-kWh üzerinden) tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten tahsil ettiği PSH bedelinin tahsili istenilmiştir. Konuya ilişkin emsal karar ve Yargıtay onama kararına göre EPDK nın 875 sayılı kararının Danıştay 13.Dairesince 2008/2695-2011/1368 E ve K sayılı kararı ile abone başına sabit ücret uygulaması yapılarak uygulanması gerektiği gerekçesi ile iptal edildiği,Danıştay Kararının DanıştaY İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı gereğince serbest tüketicilerle sınırlı olarak uygulanması gerektiği,bu hususun Yargıtay 3.HD’nin 28/11/2013 tarihli 2/13/15529-16855 E.ve K.sayılı ilamında da belirtildiği,ilk derece mahkemesince alınan ve hükme dayanak bilirkişi raporunda, davacının serbest tüketici olduğunun belirlendiği, düzenleyici işlemin iptaline ilişkin hüküm nedeniyle serbest tüketici olan davacının, dava konusu dönemde, perakende satış sözleşmesi ve bağlantı anlaşması gereği kullandığı elektrik nedeniyle yapılan faturalandırma ile tahakkuk ve tahsil edilen ve faturalarda kwh üzerinden belirlenen PSH bedeli ile abone başı hizmet karşılığı ödemesi gereken bedel arasındaki farkı fatura KDV’si ile birlikte isteyebileceği,bu açıdan dava konusu dönemde, 2007 dönem faturaları için 46.822,36-TL + KDV ( KDV dahil 55.230,74-TL) PSH bedeli tahsil edildiği, tahsilatın davalı tarafından yapılması nedeniyle husumet itirazının yerinde olmadığı, bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca temerrüdün dava öncesi oluşmadığı, dava tarihi itibarıyla davalının temerrüde düştüğü görülmekle, yine 6183 sayılı yasa gereği gecikme zammı uygulamasının sözleşmede bulunmadığı gibi, davaya konu alacak yönünden yasal faiz uygulanması da yerindedir. Hal böyle olunca mahkemece; EPDK’nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edildiği, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği alınan bilirkişi raporu ile belirlenen tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 3.772,81 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 913,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.859,61 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa. karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021