Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/201 E. 2021/240 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/201
KARAR NO : 2021/240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI : 2016/453 E – 2018/267 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin işyeri için abone sözleşmesi ile davalı şirketten elektrik satın aldığını ancak davalı şirketin 06.01.2015 tarihli usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı düzenleyerek müvekkil hakkında işlem yaptığını, tutanakta sayaca müdahale edildiği ve eksik tüketim yapıldığının iddia edildiğini, bu tutanak üzerine dava dışı … A.Ş. tarafından düzenlenen 08.07.2015 tarih ve 13.155,20 TL bedelli faturanın müvekkili şirket tarafından ödediğini, davalının tutanak ve tutanak sonrası düzenlenen faturaya rağmen davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine geriye dönük olarak 01.07.2014 – 18.06.2015 tarihleri arası dönem için 20.07.2015 tarih 612.754,80 TL bedelli haksız ve fahiş bir fatura düzenlendiğini, davacının kaçak kullanımının olmadığını beyanla , davalı tarafa dava konusu 612.754,80 TL’lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sayaca müdahale edilmediği iddialarının doğru olmadığını, davacı firmanın kullandığı sayacın bir yıldan fazla süre sistematik şekilde belli saatlerde çalışmadığı ve endeks kaydetmediği, uzaktan okumalı sayaca erişilemediği ihbarına istinaden 09/06/2015 tarihinde davacı firmaya ait tesise gidildiğini ve yapılan incelemede sayaç pano kapağının mührünün kopuk olduğunun görüldüğünü, davacı hakkında tutulan tutanaktan sonra davacı abonenin kw bazında tüketim ekstrelerinde görülen tüketim düşüklüğü nedeni ile aboneye ait sayacın sökülerek laboratuvar ortamında incelenmesine karar verildiğini ve 15/06/2015 tarihinde abonenin sayacının söküldüğünü yerine başka bir sayacın takıldığını, davacı şirkete ait tüketim föyünün çıkartıldığını, bu föy incelendiğinde abonenin düzenli olarak müvekkili firmanın mesai saatleri bitiminde yani 18.00’den sonra sayaca müdahale edilerek sayacın akım ve gerilim kablolarının çıkartılarak sayacın çalışmaması endeks kaydetmemesi neticesinde kaçak usulsüz elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, hesaplanan miktarın mevzuata uygun olup, fahiş olmadığını beyanla , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yargılamada 2 kez bilirkişi heyeti raporu alınmış, alınan 2. bilirkişi raporunun Yönetmeliğin 28 ve 29.maddelerinde açıklanan yöntem ve kriterlere göre hesaplama yapıldığından gerekçeli, yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varıldığı ve bu rapora itibar edilerek, davacının işletmesinin abone kaydına 01/07/2014 ila 18/06/2015 tarihleri arasındaki dönem için düzenlenen 20/07/2015 tarihli 612.754,80 TL bedelli fatura miktarından hesaplanan ve ödenmesi gereken 299.575,12 TL’nin mahsubu ile kalan 313.179,68 TL üzerinden davanın kabulüne ve davacının bu miktar kadar borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sayaca müdahale edilmediği,sayacın bozuk olduğu gerekçesi ile değiştirildiği,sayaca müdahale edildiğine ilişkin herhangi bir tesbit ve rapor bulunmadığı,yapılan tahakkkların mevzuata aykırı olduğu, müvekkilinin 13.155,-TL bedelli faturayı ödediği, buna rağmen geriye dönük tahakkuk yapılmasının hatalı olduğu,davalı tanıklarının beyanlarına göre de sayaçta çıkan sorun ile ilgili olarak davacı şirketin kusurunun bulunmadığının,sayacın bozuk olduğunun anlaşılacağı, bilirkişilerin bu konuya değinmedikleri ,hesaplamanın nasıl yapıldığının açık olmadığı, billirkişilerin raporda belirtildiği üzere , “ dava konusu Makel marka … seri nolu sayaca kasıtlı olarak müdahale edildiğine dair laboratuarca belirlenmiş tespit bulunmamaktadır” ve yine raporda “herhangi bir suçüstü durumundan bahsedilmediği gibi eksik tüketimin ne şekilde gerçekleştirildiği hususunda da herhangi bir tespit bulunmamaktadır” şeklindeki tesbitine katıldıkları , bilirkişi raporunun diğer yönlerden hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı ,doğru bulgu ve belge bulunmadığı, tutanakların doğru bulgu ve belge olarak kabulünün sözkonusu olamayacağı ileri sürülmüştür. Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;mahkemenin ve bilirkişi kurulunun kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tesbitinin doğru olduğu,ancak ek tahakkuk hesaplamasının hatalı bulunduğu , müvekkilinin bu yöndeki hesaplamasının mevzuata uygun olduğu ,davacı taarfın kaçak tahakkukuna ilişkin faturaya itirazının bulunmadığı ileri sürülmüştür….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,kaçak elektrik kullanımı ile ilgili olarak ,ek tahakkuk yönünden menfi tesbit talebine ilişkindir. Davalı tarafça davacı hakkında kaçak ve ek kaçak tahakkuku yapılmıştır.Kaçak tahakkuku olan 13.155,20 TL davacı tarafça ödenmiş,ek tahakkuk için dava açılmıştır.Mahkemece keşif yapılmış, taraf tanıkları incelenmiş,bilirkişi kurulu raporu alınmış,itiraz üzerine talimat yolu ile 2. bilirkişi kurulu raporu alınmıştır. Davaya konu sayaçla ilgili olarak alınmış bir laboratuar raporu bulunmamaktadır.Oysa davalı taraf sayacın sökülerek, laboratuvar incelemesine gönderildiğini beyan etmiştir.Tutanakta sayaca ne şekilde müdahale edildiği yönünde bir açıklık bulunmamaktadır. Bilirkişi kurulu da bu tesbitleri yapmış,ancak tutanak öncesi ve sonrası tüketim miktarlarını mukayese yaparak, arada bariz fark bulunduğunu tesbit ederek, bu sebeple sayaca müdahale edildiğini kabul etmişlerdir. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunun ,tutanak tarihinde yürürlükte bulunan EPTHY’nin kaçak ek tahakkuk ile ilgili olarak esas alınacak ” süre” ve “miktar” yönünden düzenlemeye uygun olup,hükme esas alınacak yeterlilikte olduğu, mahkemece bu rapor esas alınarak karar verilmesinde ve mahkemenin vakıa ve hukuki denetim yönünden kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmakla ,davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 21.393,30 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.348,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.044,097 TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2021