Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1961 E. 2019/1868 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1961
KARAR NO : 2019/1868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI : 2018/194 E- 2019/716K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekil aracılığıyla verdiği dava dilekçesinde özetle; motorlu araçların bakım tamiri ile yedek parça tesisi bulunduğunu, davalı şirkete birçok kez hizmet verdiğini, verilen tüm hizmetlerin bedelleri sene sonunda faturalandırılarak davalıya gönderildiğini, davalı şirketin hiçbir ödeme yapmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı gönderilen faturaya borçlu şirketin herhangi bir itirazda bulunmadığını, ancak hakkında açılan İstanbul…. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında takibe kötüniyetli olarak itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptalini, icra inkar tazminatı yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde , haksız açılan bu davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal 3 aylık süre içerisinde yenilenmeyen davanın, HMK 150/1 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup; ilk derece mahkemesinin, davayı gereği gibi takip etmedikleri gerekçesiyle ve mazaretin son kez kabulü şeklindeki ihtarlı bir hüküm kurmamasına rağmen, mazereti reddederek verdiği, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının, usul ve yasaya aykırı olduğu, hak arama özgürlüğünü kısıtladığı ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir.İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, usul hukukunda ve HMK’da mazeretin son kez kabulü şeklinde bir ihtar zorunluluğu veya gerekliliği bulunmamaktadır. Aşırı duruşma yoğunluğu mazeretin her defasında kabulüne gerekçe olamaz.Mesleki yoğunluk bir mazeret olsa da, yargılamanın uzamaması için, bunun vekil tarafından makul düzeyde tutulması, mahkemece de değerlendirmenin dosya kapsamı yargılama süreci ve ara karar niteliği dikkate alınarak yapılması gerekir. Takdirin ve mazeret bildirmenin, bu kriterler uyarınca, adil yargılanma, usul ekonomisi, yargılama süresi gibi ölçülerle değerlendirilmesi gerekir.Somut davada ise, bilirkişi marifeti ile defterlerin incelenmesi kararı verilmiş, inceleme yapılamamış, takip eden celsede vekil mesleki mazeret bildirmiş, mazeret kabul edilmiş, dolayısıyla yeni bir defter inceleme günü tayin edilmemiştir. Davacının, bundan ve yeni duruşma gününden haberdar olmuş ise de, ardından gelen 28/03/2019 tarihli celsede tekrar mesleki mazeret bildirdiği görülmüştür. Bu nedenle, yargılamanın ve tahkikat sürecinin devamını, bu mazeretler nedeniyle 2 celse üst üste aksatmıştır.Savunma hakkı gözetilerek, vekilin makul görülebilen ilk mazereti de mesleki olmakla beraber, avukatlar açısından metropolde yapılan yargısal görev sırasında, mesleki engellerin hep olması ve çıkması mümkündür. Ancak asıl olan, yargılamanın ve özellikle tahkikat sürecinin hızlı ve sağlıklı yürüyebilmesidir. Bu da, duruşmalarda bulunmak, ara karar gereklerini yerine getirmek ve celse talikine sebep olmamakla gerçekleşebilir.Davada, tahkikat aşamasında, üstelik defter incelemesi davacı taraftan kaynaklanan nedenle, defterleri hacimli olduğu için hazır edilemediğinden dolayı yapılamamışken, ardından gelen celsede bunun devamını sağlayacak ara karar, davacı mazereti nedeniyle kurulamamış olmakla, bu kez takiben 28/03/2019 tarihli celseye de aynı gerekçeyle katılamayan davacı mazeretinin kabul edilmemesi yönündeki mahkeme takdiri, bu süreç karşısında yerinde görülmüştür.Açıklanan gerekçelerle, davacı istinaf başvurusunun HMK 353 /1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcı, peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/11/2019