Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1959 E. 2021/1248 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1959
KARAR NO: 2021/1248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2019
NUMARASI: 2018/239 E – 2019/612 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında aktif elektrik enerjisi tedariki amacıyla sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalı şirketin müvekkili şirkete elektrik tedarik ettiğini, söz konusu tedarik sonucunda ilgili ay içi tüketilen enerji miktarının tesis edilen sayaç tarafından tespiti sonrasında davalı tarafından müvekkile fatura kesildiğini ve müvekkili şirketin de söz konusu ödemeleri ilgili faturanın kendisine tebliğinden itibaren taraflar arasındaki anlaşma ve ticari teamüllere uygun şekilde gerçekleştirdiğini, sözleşmenin 6.maddesi kapsamında müvekkili şirketin … A.Ş tarafından 29.12.2016 tarihinde düzenlenen ve müvekkili şirketin sözleşme tahtındaki her türlü yükümlülüğünün teminatı niteliğindeki 1.750.000,00 tutarındaki teminat mektubunu davalıya sunduğunu, davalı yetkililerinden …’in 17.01.2017 tarihinde müvekkili şirket satış müdürüne attığı e-posta ile; sözleşmenin imza tarihinden itibaren ABD doları/TL oranının beklenenin üzerinde artış gösterdiğini ve bu sebeple davalının sözleşmede belirlenen tarifeden dolayı zarara uğradığını iddia ettiğini, tarifede belirlenen ücretin kendileri lehine artırılmasını talep ettiğini, söz konusu talebin müvekkili şirket tarafından değerlendirildiğini ve davalı tarafından yapılan bu teklifin kabul edilmediğini, 16.03.2017 ve 17.03.2017 tarihlerinde …’in son ödeme tarihi 15.03.2017 olan bir faturanın ödenmediği bilgisini müvekkili şirket finans birimi ve …’e bildirdiğini, aynı gün …’in …’e cevap yazarak konu ile ilgilendiklerini, ödemenin takip eden hafta ortasına kadar yapılacağını ve gecikmeden dolayı özür dilediğini, 04.04.2017 tarihinde …’in müvekkili şirket satış müdürü …’e attığı e-postasında 03.04.2017 tarihli ödemenin de gecikmiş olduğunu ilettiğini, bunun üzerine 06.04.2017 tarihinde …’in gecikmenin müvekkili şirketin finans sisteminin otomatik olarak farklı bir vade atamasından ve değişikliği işlemiş olmasından dolayı gerçekleştiğini açıklayarak hemen düzeltme yoluna gittiklerini belirttiğini, 10.04.2017 tarihinde de davalıya gereken ödemenin gerçekleştiğini, davalı tarafın 18.04.2017 tarihinde müvekkili şirkete fesih mektubu gönderdiğini, fesih mektubunda 15.03.2017 tarihli fatura için müvekkili şirkete hatırlatmada bulunduklarını ve müvekkili şirketin hiç bir şekilde kendilerine cevap vermediğini belirttiklerini, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, 12.06.2017 tarihinde davalı tarafın müvekkili şirkete sunmuş olduğu hizmetlerin dışında fesih tazminatı bedeli açıklaması altında 1.611.177,00 TL tutarında bir fatura düzenleyerek ilettiğini, müvekkili şirketin ise Beyoğlu … Noterliği’nin 16.06.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 9.maddesi uyarınca fesih hakkından söz edebilmek için olumlu ve iyi niyetli bir yaklaşımın görülmemesi gerektiği ve somut olayda müvekkili şirketin gerekli aksiyonları derhal aldığını, 22.06.2017 tarihinde davalının Romanya’daki hissedarının Ticaret Müdürü ile müvekkili şirketin teminat mektubunun bankaya götürüleceğini belirttiğini, davalı tarafın sözleşmedeki fesih koşullarının hiçbirine uymamasına rağmen teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı zarara uğratıldığını, açıklanan nedenlerle; davalı tarafın bu güne kadarki ticari süreçteki kötü niyetli eylemleri, müvekkili şirketi zarar düşürme kastı ve tahsil kabiliyetinden yoksun olduğu hususundaki kuvvetli şüphe nedeniyle teminat mektubu tutarı olan 1.750.000,00 TL için davalının taşınır taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ve sair her türlü malvarlığı üzerine ihtiyaten haciz tatbikine, taraflar arasındaki sözleşme ile hukuka ve ticari teamüllere aykırı şekilde müvekkili şirketin 1.750.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun haksız nakde çevrilmesi neticesinde müvekkili şirketin uğramış olduğu 1.750.000,00 TL tutarındaki maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili şirketçe davacının sözleşme koşullarına uymamasından kaynaklı haklı nedenle feshedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmeye konu aktif elektrik enerjisinin eksiksiz bir biçimde davacıya sağlandığını, davacı tarafın kendisine düzenlenen fatura bedellerini zamanında ödememiş ve sözleşme kapsamında hazırlanarak temin edilmesi gerekli olan teminat mektubunu da taraflarca anlaşılan daha geç bir tarihte müvekkili şirkete sağladığını, ödemelerin gecikmesinden kaynaklı olarak müvekkili şirketin finansal anlamda zor duruma düştüğünü, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ödemelerin sürekli olarak geç yapılması sözleşmenin diğer tarafı için sözleşme ilişkisinin devamını çekilmez kılacağını, müvekkili şirketin sözleşmenin 9.maddesi üzerinden sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ve akabinde haklı fesih tazminatını davacıdan talep ettiğini, davacının bu talebi yerine getirmemesi üzerine de teminat mektubunu paraya çevirdiklerini, davacının feshin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarının ve ihtiyati haciz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını, açıklanan nedenlerle; usule ve kanuna aykırı ihtiyati haciz talebinin reddine, kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesindeki düzenlemesine göre son ödeme tarihi 07.04.2017 olan fatura harici diğer faturalar için sözleşmenin 5.madde şartlarının gerçekleşmediği sabit olup, 07.04.2017 tarihli fatura yönünden ise davalı tarafça davacıya verilmesi gereken 5 günlük ek ödeme süresi, buna uyulmaması halinde derhal ödeme ihtarı ve 5 gün daha beklenerek davacı tarafça iyi niyetli ve olumlu yaklaşım gösterilmemesi halinde fesih için gerekli olan 5+5 ve uyarı ihtar şartlarını davalı yerine getirmediğinden … no’lu 07.04.2017 ödeme tarihli, 28.02.2017 tarihli 93.615,41 TL’lik fatura yönünden 5.madde şartlarının gerçekleşmediğine kanaat getirilmiştir. davacı tarafça ödemelerde kısa gecikmeler olsa da, davalının ihtarlarına iyi niyetle olumlu cevaplar verildiği ve daha büyük rakamları içeren faturaların ödenmiş olduğu, son, feshe dayanak yapılan fatura miktarı ve vadesinde ödememe halinin davalı tarafça, davacıya ihtarı-uyarısı yapılmamış olduğundan davalının bu savunmalarına itibar edilmemiş ve 6098 sayılı yasanın 124.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğine kanaat getirildiği gibi aksi halin M.K. 2.maddesindeki dürüst davranma ilkesine de davalı yönünden aykırılık oluşturduğu, tüm bu sebeplerle, davalının sözleşmeyi fesihte haksız olduğu, davacının davasında haklı olduğu” gerekçeleriyle Davacının davasının kabulü ile, 1.750.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkeme kararında sadece bilirkişi raporuna dayanıldığını, bilirkişinin yasa ve usule aykırı olarak hukuki görüş bildirmiş olduğunu, raporun eksik ve hatalı olduğunu, raporda ve kararda sözleşmenin 5 ve 9. Maddelerinin yanlış yorumlandığını, fatura bedelinin son ödeme tarihinde ödenmemesi halinde 0 günlük sürenin kendiliğinden başlayacağını, bildirime gerek olmadığını, faturanın ödenmesi zamanının sözleşmede belli olup ayrı bir ihtara gerek bulunmadığını, 5. Maddede müvekkili şirketin iki ayrı 5’er günlük süre ihtar yükümlülüğü varken 9. Maddede bu yükümlülüğün bulunmadığın, 5. Maddenin fesih usulünü düzenlerken, 9. Maddenin sözleşme feshini ve müteakiben teminat mektubunun paraya çevrilmesi usulünü düzenlediğini, sözleşmede sona erme halinin iki ayrı maddede düzenlenemeyeceğini, bu maddelere sözleşmede yer verilme amacının farklı olduğunu, davacının sözleşmeden sonra hiç bir faturasını zamanında ödemediğini, davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacının kendi kusuruyla yarattığı borca aykırılık durumuna dayanamayacağını, mahkemece sözleşmenin feshiyle ilgili tespitlerin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davalı tarafın sözleşmedeki fesih koşullarının hiçbirine uymamasına sözleşmeyi feshederek teminat mektubunun nakde çevrildiği iddiasına dayalı 1.750.000,00 TL tutarındaki maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; Taraflar arasında elektrik tedariki konusunda sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 5. Maddesinde ” “Tinmar tarafından tedarik edilen elektrik enerjisinin karşılığı olmak üzere tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tamamı, müşteri tarafından, söz konusu faturanın müşteriye ulaştığı günden itibaren en geç 30 gün içerisinde (son ödeme tarihi) mesai saati bitiminden önce hesaba intikal edecek şekilde, EFT veya havale ile …’a nakden ödenecektir. Son ödeme tarihinin resmi tatil gününe gelmesi durumunda ödeme, takip eden ilk iş günü yapılacaktır. Müşteri son ödeme tarihine kadar fatura bedelini tamamen ödemediği takdirde, … ödenmeyen fatura nedeniyle müşteriye hatırlatmada bulunur ve müşteri söz konusu gecikmenin nedenini …’a bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda …, müşteriye ödemede yaşanan aksaklıkların giderilmesi için son ödeme tarihine ilave olarak 5 gün daha mühlet verir. Son ödeme tarihini takip eden 5 gün içinde de tamamen ödeme yapılmadığı takdirde, …, müşteriye söz konusu faturanın derhal ödenmesi hakkında bildirimde bulunur. …’ın bildirim tarihini takip eden 5 günün sonunda, müşteriden geç ödeme konusu ile ilgili olumlu ve iyi niyetli bir yaklaşım görmediği takdirde, sözleşmenin feshi başlıklı, madde 9 hükümleri saklı kalmak kaydıyla, sözleşmeyi feshetme, müşterinin herhangi bir aboneliğinin enerji tedariğini derhal durdurma, ek teminat talep etme haklarını saklı tutar. …’ın tanzim ettiği fatura, son ödeme tarihine kadar müşteriye ulaşmazsa veya müşterinin faturaya itiraz etmesi durumunda, müşteri son ödeme tarihine kadar …’a konu ile alakalı bildirimde bulunmak zorundadır…”; 9. Maddesinde ise “Müşteri, elektrik bedelinin faturanın son ödeme tarihini takip eden 10 gün içinde ödemez ve/veya teminat yükümlülüklerini yerine getirmez ise bu süre zarfında … tarafından kendisine yapılan ihtar ve uyarılara, iyi niyetli, uzlaşmacı ve açıklayıcı cevaplar veremediği takdirde, …, herhangi bir ek ihtara gerek kalmaksızın teminat mektubunu nakde çevirebilir ve/veya iş bu sözleşme ile belirlenmiş anlaşma fiyatında değişikliğe gidebilir ve/veya iş bu sözleşmeyi herhangi bir tazminat ödemeksizin fesh edebilir ve/veya müşteriye enerji transferini durdurabilir” hususları akdedilmiştir. Davacı tarafça, 07.04.2017 ödeme tarihli, 28.02.2017 tarihli 93.615,41 TL’ bedelli faturanın 24.04.2017 tarihinde, süresinden sonra ödendiği hususunda ihtilaf yoktur. Davalı tarafça 07.04.2017 son ödeme tarihinde fatura bedelinin ödenmemesi üzerine 17.04.2017 tarihine kadar veya bu tarihten sonra davacıya ihtarda bulunulmadan, uyarı yapılmadan, 18.04.2017 tarihli mektubu ile sözleşmeyi doğrudan 01.05.2017 tarihi itibariyle feshedildiğinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan değerlendirmede; sözleşmenin 5. maddesinde düzenlenen şekilde davalının müşteriye ödemede yaşanan aksaklıkların giderilmesi için son ödeme tarihine ilave olarak 5 gün daha mühlet vereceği, son ödeme tarihini takip eden 5 gün içinde de tamamen ödeme yapılmadığı takdirde, müşteriye söz konusu faturanın derhal ödenmesi hakkında bildirimde bulunacağı, bildirim tarihini takip eden 5 günün sonunda, müşteriden geç ödeme konusu ile ilgili olumlu ve iyi niyetli bir yaklaşım görmediği takdirde sözleşmenin feshi başlıklı, madde 9 hükümleri saklı kalmak kaydıyla sözleşmeyi feshedebileceğinin düzenlendiği halde bu koşullara uyulmaksızın fesih hakkının kullanıldığı ve teminatın paraya çevrildiği nazara alındığında mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Her ne kadar bilirkişi hukuki değerlendirmede bulunmuş ise de raporun mahkeme için bağlayıcı nitelikte olmadığı, bilirkişinin hukuk bilirkişisi olmadığı, sözleşme kapsamında ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda defterleri üzerinde inceleme yapmış olduğu, nihai olarak bilirkişi mütalaasının mahkemece değerlendirileceği ve mahkeme gerekçesinden de sözleşmenin 5. ve 9. maddelerinin yorumlanmış olduğu anlaşılmakla davalının bu husustaki istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 119.542,50 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29.885,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 89.656,87 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/04/2021