Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1957 E. 2021/1748 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1957
KARAR NO : 2021/1748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/1009 E – 2019/497 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; Daha önceden ortağı olduğu … San ve Tic. Ltd. Şti ile davalı İSKİ arasında su aboneliğine ilişkin … nolu sözleşmenin düzenlendiğini, bu şirketin unvanının daha sonra …San ve Tic. Ltd. Şti ve bilahare … San ve Tic. Ltd. Şti olarak değiştiğini, Sözü geçen şirketteki hisselerini Gaziosmanpaşa … Noterliği’nin 26/09/2005 tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi gereğince … satıp devrettiğini, Şirket ile tüm bağını kesmesine ve davalı idare ile her hangi bir abonelik sözleşmesi bulun- mamasına rağmen 12 yıl sonra davalı tarafından 5.742,71 TL lik borcunun bulunduğuna dair bir yazı gönderilerek su borcundan sorumlu tutulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu beyanla, Davalıya borçlu olmadığını tespitini, yapılacak icra takiplerinin ve tahsilatların ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını, davalının kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İYUK gereğince, idari işlemlerin iptaline yönelik dava- nın idari yargı yerinde açılması gerektiğini, tüketici tarafından açılan davanın ise Tüketici Mahkeme- si’nde görüleceğini, uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığını,Abonelik sözleşmesinin ifa yeri itibarıyla Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu,TTK 21 madde gereğince faturaya 8 gün içinde itiraz edilmesi gerektiğini, davacının bu yönde bir itirazının bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, Müvekkili idarenin alacağının davacının eski ortağı olduğu şirket ile yapılan abonelik söz- leşmesinden kaynaklandığını, davacının abone olmadığını, davacının kedisine gönderilen ihtarnameye karşı hemen dava yoluna başvurmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu, hakkında yapılmış bir takip bulunmadığından davacının iş bu davada hukuki yararının bulunmadığını,Davacı dava dışı şirket ile ilişkisini 2005 yılı itibarıyla kestiğini iddia etmiş ise de dava konusu borcun davacının şirket ortağı olduğu 2002-2004 yıllarına ait olduğunu, davacının bu borçtan haberdar olmadığına dair iddiasına itibar edilemeyeceğini,Müvekkili idarenin abone olan şirketten alacaklı olduğunu, fiili kullanıcı olan şirket ortağının da bu borçtan sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesi’nce:” İSKİ yazısında, … nolu …San. ve Tic. Ltd. Şti adına yapılan sözleşme evraklarının bulunamadığının belirtilmiş olmasına göre, İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 22. Maddesinde “İdarenin şehir şebeke suyu hizmetlerinden yararlanmayıp kuyu, kaptaj, havuz ve benzeri tesislerden veya tankerle yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanan veya kanalizasyon şebe- kesinden yararlanan özel ve tüzel kişiler kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelini ödemekle yükümlüdürler” düzenlemesi gereği, …San. ve Tic. Ltd. Şti adına 10 7645680 5 nolu sözleş- meye yansıtılan 03/05/2002- 23/06/2004 tarihleri arasındaki tanker aboneliğinin ödenmeyen borçları KDV dahil 1.384,00 TL olup bu tutar ödenmediğinden, dava tarihi 16/11/2017 tarihi itibariyle Gecikme Cezası 4.499,26 TL dir. Toplam borç = 1.384,00+ 4.499,26 TL=5883.26 TL olarak belirlenmiştir. Dava- cının borcunun olmadığı yönündeki beyan ve iddialarının yerinde değildir.”denilerek “davanın reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı istinaf dilekçesinde:Dava konusu alacağın …San ve Tic Ltd Şti ile davalı arasında düzenlenen 30/05/2002 tarihli … nolu sayaçsız tanker mukavelesi kapsamında 24/07/2002 – 23/06/2004 tarihleri arasında düzenlenen 22 adet faturaya ilişkin 1.384,00 TL asıl alacak + 4.517,87 TL gecikme cezasından ibaret 5.901,87 TL alacağa ilişkin olduğunu, ihtarname tarihi itibarıyla 13 yıl süre geçtiğini ve alacağın zaman aşımına uğradığını, cevaba cevap dilekçesinde zaman aşımına ilişkin defi ileri sürmesine rağmen mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, konuyla ilgisinin ve alakasının bulunmadığını, ala- cağın kendisinden talep edilemeyeceğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava; menfi tespit talebine ilişkindir. Dosyaya ibraz edilen abone föyüne göre; … San ve Tic Ltd Şti’nin “… Mah … Cad No… Gaziosmanpaşa/İstanbul” adresindeki iş yeri için adı geçen şirket ile davalı İSKİ arasında 30/05/2002 tarihli … nolu Sayaçsız Tanker Mukavelesi imzalandığı, sözleşmenin 23/06/2006 tarihinde sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. İSKİ cevabi yazılarında “arşiv taraması sonucunda …San ve Tic Ltd Şti ile yapılan … nolu Sayaçsız Tanker Mukavele’nin bulunamadığı”nı bildirmiştir.İSKİ tarafından davacıya gönderilen ihtarname ile … Ltd Şti’nin sahibi ve fiili kullanıcı sıfatıyla, davacıdan 19/04/2017 tarihi itibarıyla, 1.384,00 TL su bedeli + 4.517,87 TL gecikme cezasından ibaret 5.901,87 TL’nın ödenmesi talep edilmiş, aksi taktirde suç duyurusunda bulunacağı ve cebri icra yoluna gidileceği ihtar olunmuştur. Davacı şirketin borcu nedeniyle sorumlu olmadığını ve alacağın zaman aşımına uğradığını savunmaktadır.Dosya içeriğine göre; Davacının abonelik sözleşmesinin tarafı olan … San ve Tic Ltd Şti (unvan değişikliği sebebiyle …Ltd Şti)ndeki hisselerinin tamamını 26/05/2005 tarihinde dava dışı kişilere devrettiği, ortaklıktan ayrıldığı, keyfiyetin 02/11/2005 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunduğu anlaşılmaktadır.Davacıdan talep edilen alacak davacının eski ortağı olduğu şirketin su aboneliği sözleş- mesinden kaynaklanmaktadır. Fatura edilen tutar şirketin 2002 – 2004 dönemindeki su kullanımına ilişkin olup davacı bu dönemde şirket ortağıdır.Ancak TTK’nun Limited Şirketlere ilişkin 573. Maddesinde aynen;” (1) Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.(2) Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yüküm- lüdürler.(3)Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir.” denilmektedir.Öğretide ortakların bu sorumluluğu “sınırlı sorumluluk” olarak nitelendirilmektedir. Sınırlı sorumluluk kuralı şirketler hukukunun en önemli kurallarından biri olup bu hüküm şirketin özel hukuk borçlarından dolayı sorumluluğunu berteraf etmektedir.Düzenlemeye göre ortağın sorumluluğu sadece taahhüt ettiği sermaye tutarı kadardır. Kamu borçları dışında şirketin 3.kişilere karşı olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklarına karşı orta- ğın hiç bir şekilde sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu borçlarla ilgili ödeme yükümlülüğü yoktur. Başka bir ifadeyle, şirket alacaklıları ortaktan doğrudan ya da dolaylı olarak kişisel her hangi bir talepte bulu- namaz. Ortak taahhüt etmiş olduğu sermaye payını şirkete ödemekle, ayrıca varsa ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle şirkete karşı sorumluluğundan kurtulur.TTK 602 madde gereğince, şirketin borçlarından dolayı Limited Şirketin tüzel kişiliğinin bizzat kendisi bütün mal varlığı ile sorumludur.Dava konusu borç da şirketin özel hukuktan doğan borcu olup davacı abonelik sözleşmesi tarafı olmadığından TTK 573 madde gereğince davalının sorumluluğuna gidilmesi yasal olarak mümkün değildir.Kabule göre de; davacı her ne kadar dava dilekçesinde zaman aşımı ile ilgili bir iddiada bulunmamış ise de ,yargılama yazılı usule tabi olup HMK 141.md gereğince, davacı dilekçeler aşaması tamamlanıncaya kadar karşı tarafın muvafakatine ve ıslaha gerek kalmaksızın iddiasını genişlete- bilecektir. Bu nedenle cevaba cevap dilekçesi ile ileri sürülen zaman aşımı definin değerlendirilmesi gerekmektedir. dava konusu borç 2002 – 2004 dönemine ilişkin olup, alacak 10 yıllık genel zaman aşımı süresine tabidir. İhtarnamenin gönderildiği 19/04/2017 tarihi itibarıyla 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden ,esasa ilişkin olarak yeniden, “davanın kabulüne, davacının dava konusu 5.742,71 TL tutarındaki alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu alacağa dayalı olarak davacı hakkında başlatılmış takip bulun- madığından ve yasal şartlar oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında; 1-DAVANIN KABULÜNE, davacının dava konusu 5.742,71 TL tutarındaki alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Dava konusu alacağa dayalı olarak davacı hakkında başlatılmış takip bulunmadığından ve yasal şartlar oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına,2-Alınması gereken 392,28 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 98,08-TL nin mahsubu ile bakiye 294,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Davacının yatırdığı 98,08 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,4-Davacı tarafça yapılan 669,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 50,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/06/2021