Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1940 E. 2019/1897 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1940
KARAR NO : 2019/1897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI : 2018/140 E – 2019/562 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasındaki elektrik kullanımına ilişkin sözleşme gereğince davalının kullandığı enerji bedeli yönünden ödenmeyen faturaların tahsili için hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün…. E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, borç miktarı ve faiz oranının sözleşme ile belirlendiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 1 yıllık dava açma hak düşürücü süresinin geçtiğini, işbu sebeple öncelikle süresinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhlerine başlatılan icra takibine dayanak fatura tarihlerinin Şubat 2009, Mart 2009 ve Ocak 2009 dönemleri olduğunu, oysa İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin kuruluş ve tescil tarihinin 13.12.2012 olduğunu, buna göre davacı şirketin kurulmadan önceki dönem için alacak talebinde bulunduğunu, 2012 yılında kurulan şirketin kurulma öncesine ilişkin fatura düzenlemesinin haksız olduğunu, davalının mütahhit, yüklencinin ise villaları yapan firma olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece “davanın İİK 67/1, HMK 114/2, 115/1,2 maddeleri uyarınca usulden reddine” karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle; İİK 67. maddesinde, itirazın iptali davasındaki 1 yıllık hak düşürücü sürenin, borçlunun itirazının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağının öngörüldüğünü, bu nedenle borçlu itirazının alacaklı davalıya tebliğ edilmemesine rağmen, mahkemece süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın usul ve hukuka uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı 2019/4233 E., 2019/10583 K. sayılı ilamında “Somut olayda, mahkemece, icra müdürlüğünce davalı borçlunun itirazının tebliğ edildiğine dair takip dosyasına 22.05.2012 tarihli şerh düşüldüğü, itirazın iptali davasının ise bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.01.2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; takip dosyası incelendiğinde, 22.05.2012 tarihinde davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiği ve aynı tarihte icra müdürlüğünce takibe itiraz edildiğine ilişkin dosyaya şerh düşüldüğü anlaşılmakta olup, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığından bir yıllık hak düşürücü süre başlamamıştır. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir” şeklinde karar vermiştir.İtirazın iptali davası İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğundan, nitelik olarak hakkı sona erdiren süre olması nedeniyle, alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olmasının ancak itirazın tebliği yoluyla olacağı yasal olarak öngördüğünden,yasada sürenin tebligatla başlayacağı açıkca kabul edilmiştir. Bu arada davacının yaptığı icra takibine itiraz edildiğini öğrenmesi, itiraz içeriğini tam olarak öğrendiğini göstermeyeceğinden, 1 yıllık bu süre, borçlu itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.Dava ve icra dosyası kapsamında davalı borçlunun takibe itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı görülmekle, mahkemenin itirazın iptali davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında yargılama yapılmasını temin için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında yargılama yapılmasını temin için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/12/2019