Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/194 E. 2020/1932 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/194
KARAR NO : 2020/1932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI : 2017/629 E – 2018/1172 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında elektrik abone sözleşmesi olduğunu,davalıya verilen enerji hizmetine karşılık hizmet bedelini ödemediğinden bu bedelin tahsili yönünden davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini beyanla,itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde ;davacı tarafın önce aynı alacak talepleri ile Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/92 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ikame ettiği davada verilen cevaplar cevaplar sonrası davanın takip edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırıldığı,bu kararın kesinleşmediği,derdestlik itirazları bulunduğunu,ayrıca, davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemeleri olması nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiğini,yine 2005 yılındaki faturalar nedeniyle borcun zamanaşımına uğradığını, davalının abonelik kapsamında tüm borçlarını 25/04/2005 tarihli dilekçe ile davalı şirketin Beyazıt şubesine başvurarak borçların ödendiğini ve aboneliklerin iptalini talep ettiğini, iptal edildiğine dair kendisine belge verildiğini, davalının iş yerini kapattığını ve tesisat aboneliğini iptal ettirmesine rağmen davacı tarafından alacak talebi ile ilgili yazılar gönderildiğini, icra takibi yapıldığını, takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkeme, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/92 Esas sayılı dosyasını celbettikten sonra alınan bilirkişi raporunda ,davacı ve davalı tarafça 01/07/1997 tarihinde imzalanmış abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalının icra takibine itirazında haklı olduğu, Yargıtay ilamı doğrultusunda dava konusu faturalardan adına sözleşme olan davalı …’ın abonelik sıfatı kapsamında sorumlu tutulması gerektiği, Yargıtay 3. HD’nin hükümlerine göre davacı şirketin, ödenmeyen 08/12/2005 son ödeme tarihli ilk faturanın son ödeme tarihinden 5. gün sonrasında abonenin elektriğini kesmesi gerektiği, oysa ki davacı kurumca davalı adına olan aboneliğe ait elektriğin kesilmediği, bu nedenle de davacı şirketin müterafik kusurunun oluştuğu, 08/02/2017 takip tarihi itibariyle takibin 14.174,38.-TL asıl alacak, 6.038,90.-TL yasal faiz, 1.087,00.-TL olmak üzere toplam 21.300,28.-TL üzerinden sözleşmenin tarafı davalı adına devam etmesi gerektiğinin bildirildiği, bilirkişi raporu ve davalı beyanları itibariyle davalı tarafından davacı şirkete elektrik aboneliğinin sonlandırılmasını talep ettiği ancak davacının elektrik aboneliğini kesmediği gibi, kimin tarafından kullanıldığı belli olmayacak şekilde fatura tanzim ettiği,, davacı tarafın kendi kusuru ile kesmediği elektrik fatura bedelinden davalı sorumlu olmayacağı gerekçesiyle ; “Davanın reddine” karar vermiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;kararın usul hakkaniyete aykırı olduğunu,bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını,itirazları doğrultusunda ek rapor yada yeni bilirkişi incelmesi yapılmadığını,ayrıca davacının ödenmeyen fatura nedeniyle 5.günü elektriği kesmemesinin kusur değil mağduriyete yol açılmamasına dayandığı ve kesme zorunluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dosya kapsamından davalının 25.04.2005 tarihli dilekçe davacıya başvurduğu ve … ve … tesisat numaralı elektrik aboneliğine dair tüm borçlarını ödediği gibi aboneliklerinin iptalini talep ettiği,davalının dilekçesinin 25.04.2005 tarih ve 3671 evrak kayıt numarası ile kayda alındığı ,bu dilekçe gereği bu aboneliklerle ilgili borç ödeme belgesinin de dosyaya sunulduğu görülmüştür.Davacı tarafça buna rağmen kimin tarafından kullanıldığı belli olmayan fatura tahakkuku yapıldığı anlaşılmakla, alınan bilirkişi raporunda davalının abonelik iptal başvurusu yaptığı ve bu nedenle borçlarını ödediği,davalının abonelik sebebiyle borcu olmadığı belirlenmiş,seçenekli olarak davacının ödenmediğini ileri sürdügü faturanın tarihinden beri elektriği kesmemesinde müterafik kusuru bulunduğu ,buna göre hesaplama yapıldığı bildirilmekle,bilirkişinin tespiti gibi aboneliği sonlandırma talebinde olan davalının bu talebinin davacı kurum kayıtlarına işlendiği,davalının aboneliği sonlandırırken borçlarını ödediği sabit olmakla , aboneliği iptal etmeyerek kimin enerji kullandığını tespit etmeyen ve hala enerji veren davacının davasının ispat edilemediği görülmüştür. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2020