Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1890 E. 2021/1677 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1890
KARAR NO: 2021/1677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2016/647 E – 2019/253 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasındaki elektrik sözleş- mesi neticesinde, davalı tarafça kullanılan elektriğe ilişkin faturaların ödenmemesi üzerine davalı/borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattık- larını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu, alacağın faturalar ile sabit ol- duğunu beyanla itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatı ile mah- kumiyetini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının takip ve dava dayanağı olan faturalar ile cari hesap dökümünü müvekkiline tebliğ etmediğini, “cari hesap dökümü” diye bir borç dayanağı olama- yacağını,”davanın reddine” karar verilmesinin gerektiğini,müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davacı kurum arasındaki yazışmalarda da borç olmadığının görüleceğini, buna rağmen davacının takip başlatmasının tamamen kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dos- yasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.900,19-TL asıl alacak, 546,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.446,41-TL üzerinden devamına, Takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %16,8 oranında faiz ve bu faizin %18’i oranında KDV’sinin talep edilebileceğine, 2-Belirlenen toplam alacak 9.446,41-TL’nin %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacı yana verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından düzenlenen faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, Söz konusu faturanın müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu hususun davalının defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edildiğini, faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olması halinin alacağın varlığı için yeterli olmadığını, İki ayrı bilirkişi raporuna rağmen neden davacı lehine olan rapora itibar edildiğinin açıklanmadığını, Davacının faturada yazılı şekilde alacaklı olup olmadığının usulünce araştırılmadığını, Diğer yandan davacının takip tarihinden 1 gün sonra 04/05/2016 tarihinde müvekkiline gönderdiği mail ile “müvekkilinin ödenmeyen bir borcunun bulunmadığı” hususunu açıkça ikrar ettiğini, mah- kemece bu beyanın değerlendirilmediğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, talep olma dığı halde alacağın KDV ile birlikte tahsiline karar verildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup takip ve dava konusu alacak abonelik sözleşmesi kapsamında kullanılan elektrik enerjisi tüketim bedelinden kaynaklanmaktadır. İcra takibinde takip dayanağı cari hesap dökümü olarak belirtilmiş olup söz konusu alacak hakkında e-fatura düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi mari- fetiyle inceleme yapılmıştır. Davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, defterlerin usulüne uygun olarak tutul- duğu, dava konusu alacağa dayanak 13/11/2015 tarih … seri nolu 8.900,19 TL tutarındaki faturanın davalının kayıtlarında mevcut olmadığı, davacının defterlerinde yapılan incelemede ise, defterlerin usule uygun olarak tutulduğu ve söz konusu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme gerekçesinde davacının düzenlediği e-fatura ile ilgili olarak davalı tarafça TTK 18.maddede belirtilen yöntemlerce yapılmış bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davacı lehine olan rapora itibar etmiş, bilirkişi tarafından hesaplanan alacak doğrultusunda kısmen kabul hükmü kurmuştur. Ancak borcun dayanağını oluşturan fatura, e-fatura olarak düzenlenmiş olup davalı vekili aşamalardaki beyanlarında faturanın tebliğ edilmediğini iddia etmektedir. Dosya içeriğinde de, söz konu- su faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği, ne şekilde ve hangi tarihte tebliğ edildiğine dair delil bu- lunmamaktadır. Diğer yandan takip tarihinden 1 gün sonra davacı tarafça davalıya gönderilen 04/05/2016 tarihli mailde “gecikme olduğu belirtilen ödemenin davacı kayıtlarına girildiği, açık bir fatura bulunmadığı, gecikme yazılarının sistem tarafından otomatik olarak gönderildiği, ödeme yapılmış ise yazının dikkate alınmaması” hususunun bildirildiği görülmektedir. Davacı vekili söz konusu mail ile ilgili olarak cevaba cevap dilekçesinde “gecikmede olan borçlar hukuk servisine geçtikten sonra kaydı kapandığından bu ifade kullanılmıştır. Başka ödemeler davalı tarafından yapılmış olsa dahi icra takibine konu alacak ödenmemiştir. Müvekkilin alacağı devam etmektedir. Davalı icra dosyasından gönderilen ödeme emrini 03/05/2016 tarihinde tebliğ aldıktan sonra müvekkilimden borcu olmadığına dair yazı istemiştir. İcra takibinden veya ödeme emrinden bahsetmemiştir. Davalı kötü niyetle hareket etmiştir” şeklinde beyanda bulunmaktadır. Davalının delil olarak dayandığı bu e-mail içeriği ve davacının buna dair beyanları karar yerinde değerlendirilmemiştir. Ayrıca davacının icra takibinde asıl alacak + takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 8.900,19 TL asıl alacak + 462,90 TL işlemiş faiz + 83,32 TL faizin KDV’si hesaplanmış, hükümde de 8.900,19 TL asıl alacağa 546,22 TL işlemiş faiz ilave edilmiş, 83,32 TL KDV faiz içinde değerlendirilmiştir. (Bu noktada davacı talebi aşılmıştır) Toplanan delillere, dosya içindeki raporlara göre; davacının dava konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve alacak miktarı hususunda sonuca varmak mümkün olmamıştır. Buna göre, öncelikle, taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşme veya bu yönde bir uygulama bulunup bulunmadığı, takip ve dava dayanağı faturanın davalıya ne şekilde tebliğ edildiği ve bu tebliğ şeklinin usule uygun olup olmadığı, faturanın yasal süre içinde iade edilip edilmediği, devamında davacının takip tarihi itibariyle ve dava konusu fatura nedeniyle davalıdan tahsili gereken alacağının bulunup bulunmadığı (alacağın varlığı ve miktarı) hususunda konusunda uzman 1 Elektrik-Elektronik mühendisi ve SMMM’den oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden itirazları giderici, hükme ve yargısal denetime elverişli yeni rapor alınması ve sonu- cuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle ,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen karar maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırı bulunduğundan HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, eksikliği tespit edilen hususlar yeniden yargı- lama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2021