Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/185 E. 2020/1914 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/185
KARAR NO : 2020/1914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2018
NUMARASI : 2014/424 E – 2018/728 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 8704101-8 no.lu sözleşmeden kaynaklanan 29.007,51 TL su bedeli, 9,44 TL açma kapama bedeli, 6.533,25 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 35.550,20 TL borcu olduğu, davalı tarafın aynı sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının iddiasıyla Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2007/95 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığı ve davanın derdest olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … no.lu sözleşmeden kaynaklanan toplam 35.550,20 TL alacağın dava tarihi itibari ile asıl alacağa yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili olarak müvekkili tarafından 12.04.2007 tarihinde menfi tespit davası açıldığını ve bu davanın Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/95 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, davacı tarafından, müvekkiline gönderilen 27.06.2006 tarihli ihtarname ile 18.07.2007 tarihinde yapılan kontrollerde, davalı tarafın kaçak su kullandığı ve kaçak su bedeli olarak 22.041,00 TL talep edildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra davacı tarafa itirazda bulunulduğunu, itirazın sonuç vermemesi üzerine tespit davasının açıldığını, ortada kaçak kullanım olmadığını, taraflar arasında 26.11.2005 tarihinde … no.lu abonelik sözleşmesi imzalandığını beyan ederek, Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/95 Esas sayılı dosyası ile görülen menfi tespit davası ile birleştirilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “davacı kurum tarafından davalı şirketin inşaat şantiyesinde 19/04/2006 ile 18/07/2006 tarihleri arasında 90 gün süre ile kaçak su kullanıldığının tespitinin yapıldığı, ayrıca davalının 7 adet ödenmemiş fatura borcunun bulunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile davanın inşaat kapasitesi ve kullanım hacmine göre yapılan hesaplamada davanın kaçak su kullanım bedelinin 8.959,67-TL olarak hesaplandığı, davalının diğer ödenmemiş su faturalarının toplamı olan 8.499,00-TL nin ilavesi ile davacının dava tarihi itibariyle 17.458,67-TL anapara ve dava tarihine kadar işlemiş olan 3.603,70-TL gecikme faizi alacağı olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 21.071,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı abonenin kaçak kullanım öncesi ve sonrası olmak üzere yapmış olduğu tüketime göre bilirkişi hesaplamasının hatalı olduğunu, normal tüketim ve kaçak tüketime o dönemde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre farklı tarifeler uygulandığını, yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğunu, kaçak su bağlantısı iptal edildikten sonraki tüketime göre hesaplama yapılmamış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, kaçak su kullanımı ve normal tüketime dayalı tahakkuk ettirilen faturalara dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı tarafından açılan ve kaçak tüketime ilişkin olan menfi tespit davasının Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/95 E sayılı dosyası ile başlatıldığı, daha sonra adliyelerin birleşmesi sonucunda dosyanın İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesine devredildiği ve 2014/207 E- 2016/396 K sayılı karar ile “davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve hükmün 22/03/2017 tarihinde kesinleştiği, öncesinde verilen iki kararın Yargıtay 3. HD tarafından bilirkişi raporlarında hesaplama yapılırken kaçak su kullanılan yerin şantiye alanı olduğu, kaçak su kullanım şekli, kaçak su kullanılan alanlar, şantiyede çalışan işçi sayısı da dikkate alınarak ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaçak kullanımın ne şekilde yapıldığının belirlenmediği gibi raporda kaçak tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre inceleme yapılmadığı, raporun taraf ve yargısal denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenlerle; dava konusunda uzman bir inşaat, bir jeoloji mühendisi ile ve tarifeler alanında uzman hesap bilirkişisinden oluşmak üzere üç kişiden oluşacak bilirkişi heyeti seçilerek, belge ve kayıtlar ile kurumun elemanlarınca düzenlenen tutanaklar üzerinden Tarifeler Yönetmeliği esas alınarak, rapor alınmasının sağlanması ve böylece hesaplama hususunda İstinaf ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu nitelikte bilirkişi ve rapor delili toplanıp karar yerinde değerlendirilmeden eksik araştırma ve soruşturma sonucu bahsedilen tarifeler esas alınarak hiç değerlendirme yapılmayan yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı tarafın istinaf talebini kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen bu eksiklikler giderilmek üzere yeniden davanın görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2020