Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1842 E. 2021/1775 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1842
KARAR NO: 2021/1775
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/794 E – 2019/561 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçluların, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhlerine icra takibi yapıldığını, davalıların alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadıklarını beyan ederek takibi durmasını sağladığını, davalıların borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, şirket ortağı ve yetkililerinin TTK’nın 553 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğu bulunduğunu, davalı yanlar ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklı olup, para alacağının iadesi söz konusu olduğundan davacı şirketin ikametgahı mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğunu, davalıların borca itirazının iptaline takibin takip talebindeki şartlarla devamını, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda ; Davanın davalılar … ve … yönünden; husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan zamanaşımı değerlendirmesinin ve bu doğrultuda verilen red kararının kabulünün mümkün olmadığı, TBK’nın 161.maddesine göre, zamanaşımı defi ileri sürülmediği takdirde resen nazara alınmayacağı, davalı/borçlunun ödeme emrine itiraz dilekçesinde zamanaşımını defini ileri sürmüş ise de ; yargılama aşamasında süresinde sunulmuş bir cevap dilekçesi ve ileri sürülmüş bir zamanaşımı defi bulunmadığı, kaldı ki; dava konusu tahakkukların zamanaşımına uğramadığı, tüm bu hususların yanı sıra; TTK 553 ve devamı hükümleri gereği dava konusu borçtan tüm davalıların sorumluluğu gerektiği ileri sürülmüştür.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava itirazın iptali talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında özetle; 26.897,40-TL tutarındaki toplam alacağın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 oranındaki gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizine ilişkin %18 KDV, icra gideri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalılar tarafından borca, yetkiye ve takibe itiraz edildiği,davalı taraflarca icra takibine sunulan itiraz dilekçesinde; takipte alacaklı görünen şirkete davalı yanın herhangi bir borcunun bulunmadığı ve alacağın zamanaşımına uğradığından bahisle icra takibine itiraz süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmüştür. Davacı taraf davalıların işyerinde kaçak elektrik kullandıklarını öne sürmüş olup, kaçak elektrik kullanımının bizzat şirketin organı sayılan yönetici ortakları tarafından yapıldığı dikkate alındığında yönetici ortakların da şirketle birlikte ve şirket gibi haksız fiilden kaynaklanan alacaktan sorumlu tutulmaları gerektiği; ancak yönetici olmayan ortakların sorumluluğu bulunmayacağı nazara alınarak, davalılar … ve …’ın dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin yönetici ortakları olmaması nedeniyle bu davalılar aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde de usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ,davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde ayrıca zaman aşımı itirazında bulunulmamış ise de ; mahkemenin karar gerekçesinde de açıkladığı üzere ; davalı taraf; icra takibinde süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğundan takip durmuş olup, davalı borçlunun icra takibindeki itirazı zamanaşımına ilişkin olup, süresinde yapılmış bir itirazdır. Bu nedenle davalı tarafın zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yapılarak, yargılamada alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 03.04.2006 tarihinde sonlandırıldığı, icra takibine konu edilen kaçak elektrik tutanaklarında tespiti yapılan kullanımların sözleşmenin bitim tarihinden sonra düzenlendiği ,sonuç itibarıyla sözleşmesiz ve kaçak olarak elektrik hizmetinden yararlanan davalı tarafın yasal mevzuat uyarınca anılan elektrik bedelini ödemesi gerektiği,, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmesi gerektiği, bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olmasının gerekli ve yeterli olduğu, sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulduğu kabul edildiğinde zamanaşımı süresinin de bir yıl değil 10 yıl olması gerektiği kabul edilmelidir. Ancak, mahkemece zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak, kaçak elektrik tutanaklarının düzenlendiği tarihler olan 13.12.2006, 27.09.2007 ve 14.09.2007 tarihli nazara alınmış ise de, zamanaşımı süresinin faturaların son ödeme tarihlerinden başlatılması gerektiğinden, takip tarihi olan 15.10.2017 tarihi itibariyle 08/01/2007,09/10/2007 tarihli faturaların zamanaşımına uğradığı, ancak 30/12/2017 son ödeme tarihli faturanın (674,90 TL lik) zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın tümden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı bulunmakla, davacı vekilinin istinaf sebepleri kısmen yerinde yerinde görülmüş, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek ,yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davalılar … ve … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında ,bu davalıların borca itirazlarının 674,90 TL ana para, 1.037,77 TL işlemiş avans faiz ve 186,79 TL K.D.V yönünden iptaline ,takibin bu miktarlar üzerinden ve takip talebinde yazılı şartlarla devamına, İtirazın iptal edilen kısmı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine , Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davalılar … ve …’dan alınması gereken 129,75 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 138,56 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 8.81 TL harcın isteği halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 129,75 TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine 5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 1.366,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 93,52 TL’nin … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktara göre göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalılar … ve …, kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 8-Davalılar… ve … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 18,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/06/2021