Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1839 E. 2019/1734 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1839
KARAR NO : 2019/1734
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : 2016/843 E- 2017/1208K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, 19.304,53 TL kayıp kaçak bedeli ve %18 KDV’si adı altında haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen 35 faturadan toplam 22.779,17 TL nin ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yapılan yetki sözleşmesi gerekği İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını belirterek yetkisizlik kararı verilmesini,ayrıca alınan bedellerin elektrik enerjisinin maliyet unsurları içinde kaldığını, EPDK kararlarına istinaden bu bedellerin tahsil edildiğini beyanla, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemece verilen ”konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, red kararı verilmese dahi, davalı dava tarihi itibariyle haklı olduğundan yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her durumda davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hukuka aykırı olduğundan hükmün bu yönden de kaldırılması gerektiğini, davacının dava açtığı tarih itibarıyla haklı olmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir.Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde yasaya aykırılık yoktur. Ancak, HMK nun 331/1 maddesi uyarınca karar esastan bir tesbit hükmü niteliğinde olduğundan, nisbi yerine maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken, davacı lehine nispi vekalet ücreti takdiri ve davacıya iadesine karar verilen bakiye harcın, bu kez yargılama giderleri içine dahil edilip davalıdan tekrar tahsiline karar verilmesi, davacının mükerrer zenginleşmesine yol açacağından, mükerrer şekilde yargılama giderine karar verilmesi, usul ve hukuka aykırı görülmüştür.Açıklanan nedenlerle , davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1-b-2 maddesi gereği mükerrer yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesiyle, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek, esas hakkında;1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 389,02-TL harçtan mahsubu ile bakiye 353,12-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4- Davacı tarafça yapılan 147,10 TL posta + tebligat yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine 5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirildiğinden karar tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T. gereğince belirlenen 1.980,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya tarafa verilmesine,6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davanın niteliği gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına , 8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 61,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/11/2019