Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1756 E. 2021/1018 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1756
KARAR NO: 2021/1018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2018/62 E – 2019/645 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak 2005-2007 ve 2008 yıllarına ilişkin muhtelif aylara ait elektrik sarfiyatı borcundan dolayı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, takip konusu olan alacağın 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup bu sürenin geçtiğini, müvekkilinin kullanmadığı ve zaman aşımına uğramış alacağın tahsili için yapılan takibin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında alçak gerilim elektrik şebekesinden elektrik satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davacının 06/01/2005, 04/04/2005, 05/08/2005, 09/08/2005, 15/08/2005, 11/05/2007, 10/07/2007, 11/09/2007, 11/12/2007, 17/12/2007, 10/01/2007, 28/01/2008 tarihli faturaların karşılığının ödenmediğini, bu nedenle yapılan takibe karşı haksız olarak dava açıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Davacı takibe konu olan fatura alacaklarının zaman aşımına uğradığı iddiasında bulunmuş olup taraflar arasında sözleşme bulunduğu göz önüne alınarak fatura alacağının 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, takip tarihi olan 05/08/2015 tarihi itibariyle 06/01/2005, 04/04/2005 tarihli faturaların alacak miktarlarının 10 yıllık zaman aşımı süresinde talep edilmediği anlaşıldığından 06/01/2005 tarihli 2.277,70 TL ve 04/04/2005 tarihli 873,20 TL bedelli faturaların zaman aşımına uğradığı, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 24/2 maddesine göre müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir hükmü gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihte davalı şirket tarafından kesinti yapılmadığı, bu nedenle müterafik kusur teşkil ettiği, bunun da ancak gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı göz önüne alındığında davacının 5.922,50 TL asıl alacak, 4.443,62 TL işlemiş faiz, 799,85 TL yasal faiz KDV’sinden sorumlu olduğu, takip miktarının 29.221,38 TL olup 18.055,40 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının asıl alacak 3.150,90 TL borçlu olmadığı tespit edildiğinden davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğu” gerekçeleriyle -Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takipte davacı borçlunun 5.922,50 TL asıl alacak, 4.443,62 TL işlemiş faiz, 799,85 TL yasal faiz KDV’si olmak üzere toplam 11.165,98 TL borçlu olduğu tespit edildiğinden takip miktarı 29.221,38 TL olup 18.055,40 TL borçlu olmadığının tespitine, 2-Asıl alacak 3.150,90 TL borçlu olmadığı tespit edildiğinden % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davayı ilk olarak Bakırköy Tüketici Mahkemesinde açtıklarını, ancak Bakırköy 2.Tüketici Mahkemesi 2016/3442 Esas, 2017/2051 Karar sayılı kararı ile dava konusu aboneliğin işyeri aboneliği olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek davayı ticaret mahkemesine gönderdiğini, davacının, söz konusu işyerinde kiracı olarak bulunduğunu, ticari amaçla elektrik kullanmadığını, elektrik alım-satımı, ticareti yapmadığını, bu sebeple tüketici mahkemesinin görevsizlik kararı hukuka uygun olmadığını, mahkemece davalının elektriği kesmesi gerek tarihi belirlenerek o tarihten sonraki tahakkuklar yönünden davayı tam kabul etmesi gerektiğini, talep konusu alacakların, dönemsel edim ve küçük perakende satış alacağı niteliğinde kabul edilmesi gereken borçlar olması nedeniyle TBK 147 maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının abonelik sebebiyle borçtan sorumluluğu olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini, zamanaşımı değerlendirmesinin ve bu doğrultuda davacı lehine hükmedilen kötü niyet tazminatının hatalı olduğunu, davacı yanın dava konusu takibe itiraz etmediğini, takibini bu haliyle kesinleştiğini, icra takibi aşamasında zamanaşımı itirazında bulunmayan davacının, mahkeme nezdindeki zamanaşamı itirazının dinlenilebilirliği olmadığını, davanın kısmen kabul-red kararına rağmen müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin müterafik kusurlu olduğundan bahisle gecikme faizinden indirim yapılması gerektiği yönündeki kanaatin hatalı olduğunu, davacının abonelik sözleşmesini fesİh etmediği müddetçe sözleşmeye dayanan elektrik tüketiminden sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Dava, ödenmeyen elektrik kullanım bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takip nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamında davacı ile davalı … arasında 21/09/2005 tarihinde elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 16/01/2008 tarihinde feshedildiği, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde alacaklı … A.Ş tarafından davacı aleyhine 12 adet elektrik faturasına dayalı olarak asıl alacak, gecikmiş faiz ve işlemiş faiz KDV’si alacağına ilişkin takip yapıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, bilirkişi raporuna göre davacının fatura bedellerini ödemediği halde davalı tarafından kesinti yapılmadığı, bu nedenle müterafik kusur oluşturduğu gerekçesiyle gecikme zammından indirim sağlayacağı, bu indirimin de en fazla yasal faize kadar olacağı düzenlemesi gereği hesaplama yapılıdğı anlaşılmaktadır.Buna göre, davacının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede, dava konusu tüketimin yapıldığı yerin iş yeri- ticarethane olması nedeniyle göreve ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, takibe konu faturaların normal tüketim faturası olup taraflar arasındaki sözleme nedeniyle on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, tüketimlerin davacı tarafından yapıldığı ve mahkemece elektriğin kesilmemesi hususunun müterafik kusur olduğu kabul edilerek karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davalının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise; takibin dayanağı sözleşme gereği düzenlenen faturalardır. Menfi tesbit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf üzerindedir. Takip dayanağı faturaya davacı tarafça itiraz edilmediğinden,bu durumda ispat yükü kendisinde bulunan tarafça alacağın ispatlandığının kabulü gerekmektedir. Ayrıca davacı tarafça alacağın zamanaşımına uğradığı iddia edilmekte ise de ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40) Borçlunun zamanaşımı def’ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (YHGK’nın 15.04.1972 tarih ve 265 E., 242 K; 11. HD’nin 07.07.1975 tarih ve 2912 E., 4679 K; 21.12.1979 tarih ve 5603 E., 5827 K; 15. HD’nin 21.05.1993 tarih ve 3966 E., 2466 K; 20.03.2000 tarih ve 68 E., 1964 K; Dairemizin 19.06.2015 tarih ve 3361 E., 4744 K. sayılı ilamları bu yöndedir.) Bu itibarla, davacının istinaf isteminin reddine, davalının istinaf isteminin kabulüyle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında, davalının müterafik kusuru da nazara alınarak bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ve davalının kötü niyeti ispat edilemediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A- Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, B- Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kısmen kabulüyle,Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takipte davacı borçlunun 9.073,40 TL asıl alacak, 7.425,18 işletilmiş faiz, 1336,53 TL faizin KDV’si olmak üzere 17.835,11 TL borçlu olduğunun, 11.386,27 TL borçlu olmadığının tesbitine, 2- Kötü niyet tazminatının reddine, 3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.218,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-Davacı tarafından yatırılan 101,25 TL tebligat müzekkere gideri, 800 TL bilirkişi ücreti toplamı 901,25 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 351,22 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde iadesine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 86,55 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/04/2021