Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1730 E. 2019/1663 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1730
KARAR NO : 2019/1663
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2016/566 E – 2017/1024 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ile birlikte,yargı yolu itirazları bulunduğunu,davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını belirterek, 6719 sayılı kanun gereği davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet, zamanaşımı itirazları ile, davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davanın EPDKya ihbar edilmesini istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı, davalı … ve … vekilleri istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hukuk yargılamasının temel ilkelerinden birinin de her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirileceği ilkesi olduğunu, dava açtıkları tarih itibariyle haklı olduklarını, 6446 sayılı kanun uygulansa bile dava, kanunun 04/06/2016 tarihinde çıktığı ve bir sonraki dönem uygulanacak tarifeleri düzenlediğini, bu nedenle dava konusu dönem ile ilgili olarak bu kanuna göe hazırlanmış bir sonraki dönemde uygulanmak üzere belirlenmiş tarife mevcut olmadığından kanunun davada uygulama alanının olmadığını, EPDK tarafından belirlenen tarifelere aykırı olarak yapılan tahsilatların tüketiciler tarafından denetlenememesi için davalı şirket tarafından alınan tahsil edilen bu bedellerin ayrı kalemler halinde belirtilmediğini, bu nedenle tarifelere ve düzenleyici işlemlere aykırı faturalandırma yapıldığını, bu konuda mahkemenin inceleme yapmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılmasını ve lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Tedaş’ın 24/07/2006 tarihinde işletme devir hakkı sözleşmesiyle faaliyetini devrettiğini, kendileri hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacı dava başında haklı olmadığından, davanın reddi yerine konusuz kalma kararı verildiğini, yine kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ile kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davacı bilirkişi inceleme gerekliliğini istinafa getirmiş ise de; taleple bağlılık kuralı nedeniyle, dava başında bu bedellerin hiç alınmaması gerektiği ileri sürülerek bu dava açıldığından, bununla sınırlı inceleme yapılma zorunluluğu gereğince, bu istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E. – 2017/16544 K. sayılı ve 2017/13142 E. – 2017/16545 K. sayılı kararlarındaki gibi davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi de usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı … istinaf taleplerinin incelenmesiyle, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla ,davanın yasa değişikliği sebebiyle karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı … istinaf talebinin yerinde görülmemiş, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı …. istinaf taleplerinin incelenmesinde ise; Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2004 yılında … özelleştrilmesini kapsama alması sonucu, 21 adet dağıtım şirketi oluşturulmuş, 2006 yılında da bu dağıtım şirketleriyle işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmıştır. 2006 yılındaki bu kısmi bölünmelerle, … yanısıra, 21 adet dağıtım şirketi bilançoları yeniden yapılandırılmıştır. Özelleştirme programı kapsamında ve sonraki süreçte elektrik dağıtım müesseseleri il müdürlüklerine dönüştürülmüş ve elektrik dağıtım şirketlerine bağlanmıştır. Elektrik dağıtım şirketlerinin kurulmasından yıllar sonra ise mevzuat gereğince, ayrıca elektrik perakende satış şirketleri de kurulmuş ve elektrik dağıtım ve perakende satış faaliyetleri bu şirketler tarafından birlikte yürütülmüştür. Özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketlerin hakları, borçları ile yükümlüklerinde herhangi bir değişiklik olmamış; elektrik dağıtım müesseselerinin tüm alacakları ve borçları elektrik dağıtım şirketlerine geçmiştir. Dolayısıyla geçmiş dönemlere dair her türlü talebin de elektrik dağıtım ve perakende satış şirketlerine yöneltilmesi gerekmektedir. Davalı …A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün, somut davada, elektrik dağıtımı yapma, perakende satış hizmeti sunma, abonelik sözleşmesi akdetme veya fatura tanzim etme ve tahsil etme gibi herhangi bir rolü bulunmadığı gibi, lisansa da sahip olmadığı, abonelik sözleşmeleri kapsamında bu hizmetleri sunmuyor oluşu karşısında, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; davacının ve davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca; davalı … yönünden hükmün düzeltilmesi ile yeniden esas hakkında davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir..
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacı ve davalı … istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davalı … istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu davalı yönünden kaldırılması ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında;1- Davalı … yönelik davanın, husumet yokluğundan reddine,2- Diğer davalı … yönelik, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,3-Alınması gereken 31.40 TL harcın peşin alınan 178,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 139,38 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine 4-Davacı tarafça yapılan 191,00 TL yargılama giderinin davalı Tedaş dışında diğer davalıdan alınarak davacıya verilmesine 5- Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin … dışındaki davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı … yaptığı 12,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı … verilmesine,7-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT ehine 1.980,00 maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …. verilmesine,8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının davalı … isteği halinde iadesine,Davacı ve davalı … tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının üzerlerinde bırakılmasına,Davalı … tarafından istinaf sebebiyle yapılan 36,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/10/2019