Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1725 E. 2019/1559 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1725
KARAR NO : 2019/1559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI : 2018/720 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin işyerinde davalı tarafından yapılan kontrolde RBT fazlarına ait akım trafosunun kablo izalosyonunu kopuk olduğu için RBT fazlarının kayıt yapmadığını iddia edilerek kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, tutanağa rağmen sayacın değiştirilmediğini, halen de eksik ölçüm yaptığı iddia edilen sayacın bulunduğunu, buna rağmen ilgili mevzuata aykırı şekilde 43.823,10 TL kaçak ve 217.047,30 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 260.870,40 TL borç tahakkuku ettirildiğini, fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla gerçek kayıp bedeli olan 42.259,46 TL’nin dışında kalan 218.610,94 TL’den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca bu nedenle öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek dava konusu yerin elektriğinin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece 23.07.2018 tarihli tensip ara kararıyla “9500535 abone numaralı talebinin geçmiş borç ile sınırlı olmak üzere harca esas değer üzerinden %20 teminat ile elektriğin kesilmesinin dava sonucuna kadar tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.Davalı vekili 31/07/2018 tarihli dilekçesi ile tedbir koşullarının bulunmadığını tedbir karar verilmesi halinde alacağın tamamının güvence altına alınacak şekilde teminat alınmasını talep etmiş, mahkeme ihtiyati tedbir ve itirazın incelendiği 19.02.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında “Davalının ihtiyati tedbire yönelik itirazının REDDİNE, alınan teminat yeterli olduğundan başka teminat alınmasına yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.Davalı vekiline tedbire itirazın reddi kararı tebliğ edilmediğinden, 10.05.2019 tarihli ek karar ile tedbire itirazın süresinde yapıldığı kabul edilerek “Davacı ticari işletmenin enerjisinin kesilmemesine ilişkin hukuki menfaati davacının alacağını bir an önce tahsil etmesinden daha önemlidir. Mahkememizce alınan raporda, davacı iddiasının yaklaşık ispat koşullarına göre ihtiyati tedbir kararı verilecek ölçüde aydınlatıldığı, alınan tedbirin davalının tedbir nedeniyle uğrayacağı zararları karşılama konusunda yeterli olduğu, alacağın tamamının teminat olarak alınmasında herhangi bir hukukilik bulunmadığı gerekçesiyle, davacının tedbire ve teminata yönelik itirazının reddine ” şeklinde karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu olayda hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya imkansız hale gelme ihtimali söz konusu olmadığını, davacı iddialarını doğrular yönde yaklaşık bir ispat olmadığı gibi müvekkilinin iddiasında haklı olduğunun delillerden anlaşıldığını, alınan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle müvekkili şirketin mevcut ve gelecekteki hakları açıkça ihlal edildiğini, müvekkili şirketin tacir olup sattığı enerjinin bedelini almak ve bunun için yürürlükteki mevzuatı çerçevesinde kendisine tanınan yetkileri kullanmak durumunda olduğunu, dağıtım hizmetinin kamu tarafından yürütülmediğini ve sosyal devletin yükümlülüklerinin müvekkilinden beklenemeyeceğini, müvekkili davalı alacaklı şirketin davacıyla ticari ilişkinin devamı yönünde zorlanamayacağını, halen elektriğin verilmesi yönünde uygulanan tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi, elektrik bedellerinin ödenmemesi ve müvekkilinin edimini ifaya zorlanmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, mahkemece hüküm altına alınan ihtiyati tedbir kararının usul ve hukuka aykırı olduğunu, ileri sürerek, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.Uyuşmazlık, davalı tarafından düzenlenen kaçak ve kaçak ek tahakkuku nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı menfi tespit ve enerjinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararın verilmesi talebine ilişkindir.HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.Buna göre, işin niteliği gereği elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı, bu haliyle davacının ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, bunun yanı sıra alacağın miktarına göre davalı şirketin de ihtiyati tedbir isteminde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının mal varlığında gelebilecek bir değişim nedeni ile ilerde belirlenecek alacaklı şirket zararının elde edilmesi zorlaşabileceği gibi tamamen imkansız hale de gelebilecektir.Davalının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede, ihtiyati tedbir kararının verilmesinde her iki tarafın yararı bulunduğu, kullanılan elektriğin sayaçtan geçerek kullanılması nedeniyle kullanılan enerji bedelinin tespitinin yapılabileceği, ancak verilen tedbir kararının dava konusu tutanaklar haricindeki ihtilafları kapsamayacağı, olası bu ihtilaflarla ilgili kurumun tutanak tutma, tahakkuk ve tahsilat yapma imkanının bulunduğu açıktır.Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu tutanaklarla sınırlı olmak kaydıyla verildiği anlaşıldığından davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine dair istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/10/2019