Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1636 E. 2021/919 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1636
KARAR NO: 2021/919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/969 E – 2019/302 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının müvekkili şirketin abonesi olup, kendisine ait sözleşme hesap numarasının … olduğunu, müvekkili şirket tarafından … mah. … sok, N:… Merkez Kadıköy adresindeki işyerinde sağlanan enerji bedeline karşılık olan fatura bedellerini ödemediğini, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının da davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı süresinde cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare . davalı vekili ilk oturumda mahkemenin görevine yönelik itirazları olduğunu, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını, müvekkilinin abone ise de elektrik nakil satışı yapılan işyerinin müvekkiline ait olmadığını bildirmiştir. İlk derece mahkemesince tarafından yapılan yargılama sonunda; “Davacı taraf davaya konu takibe dayanak olarak davalı adına … müşteri nolu ve … nolu sözleşme hesabına göre davalının işyerindeki aboneliği için elektrik satışına ilişkin sözleşmeye dayalı tahakkuk edilen faturaları göstermiştir. Davalıya ait olduğu davacı tarafça bildirilen sözleşme hesap numaraları yazılmak suretiyle abonelik sözleşmesi ve sözleşmeye ilişkin tüm belgeler davacıdan istenilmiş ise de, davacı şirketin verdiği 09.10.2017 tarihli cevap yazısında, davalıya ait abonelik dosyasının tespit edilemediği bildirilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporda davacı tarafça Sap Sistem Hesap Özeti çıktısı bakiyesi listesinin sadece sunulan fotokopisi dışında davaya konu alacağın dayanağı elektrik abonelik sözleşmesi, davalıya yönelik düzenlenmiş tüketim dönemlerine ait fatura suretlerinin bulunmadığı bildirilmiştir. Yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan enerji bedeline ilişkin alacağı bulunduğu ispatlanamadığı” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davaya ve takibe konu borcun elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklandığını, taraflar arasında elektrik satış sözleşmesi bulunduğunu, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin varlığı ile ilgili olarak herhangi bir çekişme bulunmadığını, davalının abonelik sözleşmesinin varlığını inkar etmediğini, bilakis kabul ettiğini, davalı vekilinin ön inceleme duruşmasında “abonelik müvekkilimin üzerine ancak işyeri müvekkile ait değildir.” şeklinde beyanda bulunduğunu, kural olarak abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece kim tarafından kullanılırsa kullanılsın tüketilen elektrik bedelinden idareye karşı abonenin sorumlu olduğunu, davalı vekilinin beyanının ikrar niteliğinde olduğunu, kabul etmemekle birlikte davalı vekilinin dediği gibi davaya konu işyeri davalıya ait değilse mahkeme tarafından bu konuda ilgili tüm kurumlar nezdinden gerekli araştırma yapılmadığını, adreste davalının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyet bulunmuşsa faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı Vergi Dairesi Müdürlüğü ve diğer kurumlardan sorularak davaya konu adresin kim tarafından işletildiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Dava, davalıya işyerinde sağlanan elektrik enerji bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, … müşteri nolu ve … nolu sözleşme hesabına göre davalının işyerindeki aboneliği için elektrik satışına ilişkin sözleşmeye dayalı tahakkuk edilen faturalara dayalı takip başlatıldığı, davacı tarafından abonelik sözleşmesinin sunulmadığı, davalı tarafça cevap verilmemeyle davanın inkar edildiği, davalı vekilinin duruşmadaki “Her ne kadar abone müvekkilim ise de elektrik nakil satışı yapılan iş yeri müvekkile ait değildir. Müvekkilim tacir değildir ” şeklindeki beyanında aboneliğin müvekkiline ait olduğuna dair açık ve net ikrar bulunmadığı, takipte ve davada davalının fiili kullanıcı olduğuna da dayanılmadığı, iş yeri aboneliğinin davalı veya dava dışı kişi hakkında olup olmadığı ve fiili kullanıcının tespitinin davacının ispat yükü içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/03/2021