Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1616 E. 2021/937 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1616
KARAR NO: 2021/937
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI: 2014/895 E – 2018/1269 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ….’nin iletişim sektöründe faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu, müvekkilinin diğer davalı … Ltd.Şti nin çalışanı … vasıtası ile 20 adet GSM hattı almış olduğunu, bu hatların kullanımına ilişkin taraflar arasında sözleşme yapılmış olduğunu, sözleşme gereğince abonelik paketinin iş ortağım mini plus, abonelik tarihinin ise 22/09/2012 olduğunu, müvekkilinin söz konusu hatların pazarlamasını yapan …’e yurtdışında faaliyette bulunduğunun anlatıldığını, …’in en hesaplı tarifenin … Tarifesi olduğunu söylediğini, taraflarca yapılan sözleşmede müvekkilinin bu hatları yurt dışı aramalarında kullanacağını açıkça gösteren …’in el yazısının mevcut olduğunu, müvekkiline şirket çalışanı … tarafından taahhüt edilen tarife çerçevesinde Ekim ayına ilişkin 20 adet hatta 3.189,90 TL tutarlı fatura gönderilmiş olduğunu, Kasım ayında bu tutarın 5 kat fahiş bir artış ile 15.216,50 TL tutarlı olarak gönderildiğini, müvekkilinin hatalı faturalandırılma sebebiye davalı … Şirketine ve …’e ulaştığında yaşanan problemlerin incelenerek geri dönüş yapacaklarını ve gerekli yardımda bulunacaklarını ifade ettiklerini ancak ne sorunun çözüldüğünü, ne de mağduriyetinin giderilmiş olduğunu, müvekkilinin … Ltd. Şti çalışanı … ile yapılan son görüşmesinde soruna ilişkin olarak paketin her ay onaylatılmasının gerektiğini, hatta Aralık ayını kendisinin onaylattığını, bu sebepten normal tarifeden faturalandırma yapılacak olduğu şeklinde beyanda bulunmuş olduğunu, … tarafından müvekkiline tarifenin her ay yenilenmesine ilişkin yazılı belge ibrazının ve sözlü bildirimin yapılmamış olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmede talebin her ay yenilenmesi gerektiğine dair bir maddenin bulunmadığını, davalı … ile yapılan sözleşme çerçevesinde 20 adet GSM hattına ilişkin olarak; Ekim ayı fatura tutarının 3.189,90 TL, Kasım ayı fatura tutarının 15.216,50 TL (fahiş fatura bedeli), Aralık ayı fatura tutarının 5.093,00 TL (düzeltilmiş fatura bedeli), Ocak ayı fatura tutarının 904,00 TL (hattın kullanılmamış olduğu), Şubat ayı fatura tutarının 3.312,50 TL (hattın kullanılmamış olduğu) olduğunu, Ekim ayı ile Kasım ayı arasında fahiş oranda bir fark olduğunu, iki ay arasında görüşme dakikaları açısından bir fark olmadığını, müvekkilinin yanlış faturalandırma nedeniyle bir süre hatları kullanamamış olduğunu, müvekkili 2 ay boyunca hatları kullanamamasına rağmen Ocak ve Şubat ayında da faturalandırma yapıldığını, tüketici konumunda olan müvekkiline ayıplı hizmet verildiğini, ayıplı hizmetten davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı tarafça gönderilen Şubat ayı faturalarına bakıldığında 15 adet GSM faturasında tahsilatına aracılık edilen hizmetler adı altında 140,00 TL ek fiyat yansıtılmış olduğunu, yansıtılan bedeller diğer aylarda 7 TL iken Şubat ayında hiçbir izahatta bulunmadan 140,00 TL yapılmış olduğunu, toplam 15 hat için 2.100,00 TL haksız kazanç talep edilmiş olduğunu beyanla sözleşmenin feshine, ileriki aylardaki fatura bedellerinden ayıp oranında indirim yapılmasına, mevcut paketin başka bir tarife paketi ile değiştirilmesine veya müvekkilinin beklenen kar kaybı nedeniyle tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça harca esas değerin hatalı belirtildiğini, HMK’nın 119. maddesinin 1.fıkrasında dava dilekçesinde bulunması gereken hususların belirtilmiş olduğunu, bu maddenin “ğ” bendine göre, açık bir şekilde talep sonucunun olması dilekçede olması gereken zorunlu unsurlardan olduğunu, davacı tarafın dilekçesindeki talep kısmının ilgili kanun maddesine aykırı olduğunu, davacının taleplerinin ne olduğunun net olarak anlaşılmadığını, müvekkili şirketin Vodafone bayiliği yapmakta olduğunu, şirket faaliyeti çerçevesinde yapılan işlemlerin belli bir prosedür doğrultusunda yapıldığını, müşteriler ile yapılan sözleşmelerin diğer davalı … tarafından hazırlandığını ve …’a aktarıldığını, faturalandırma işlemlerinin yapılan sözleşme ve taahhütler doğrultusunda … tarafından yapıldığını, müvekkilinin faturalandırma ve/veya diğer sistemsel işlemlere bir dahili veya müdahalesinin söz konusu olmadığını, opsiyon geçişlerinin her zaman müşteri talebine bağlı olduğunu, bu yönde bir talep davacı tarafından yapılmadığından faturalandırmanın Vodafone tarafından mevcut duruma göre yapılmış olduğunu, davacının Ticaret Kanunu hükümleri gereği ticari faaliyet ve eylemlerinden basiretli tacir gibi sorumlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüketici değil tacir konumunda olması sebebiyle olaya Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği fatura bedellerinin tarife kapsamında olmayan yurtdışı kullanımlarına ait olduğunu, davacının diğer davalının çalışanı tarafından taahhüt edildiği iddia ettiği sözlü edimlerden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı ile müvekkili arasındaki ilişki açısından bağlayıcı tek şeyin sözleşme ve taahhütname olduğunu, dava dilekçesinin neticei talep kısmının açıklattırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “davacı ile davalı ….’nin sunmuş olduğu telekomünikasyon hizmetlerine aracılık eden diğer davalı arasında toplam 20 adet GSM hattına yönelik abonelik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede tarife olarak mini plus tarifesinin seçildiği, ayrıca davacıya 20 adet telefon tahsis edildiği ve her bir GSM hattı için aylık 7 TL bedelin faturaya yansıtılacağının kabul edildiği, 2012 Ekim ayında söz konusu hatların görüşme ücretlendirmesinin mini plus tarifesi üzerinden yapıldığı, 2012 Kasım ayında ise tarife yenilenmediğinden normal bedeller üzerinden ücretlendirme yapılarak fatura düzenlendiği, 2013 Ocak ayında yurtiçi görüşmesi ücretlendirmesi ile 2013 Şubat ayında davacıya tahsis edilen cep telefonlarının kalan bedellerinin fatura edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebinin açık olmaması sebebiyle Mahkememizce talep sonucunu açıklamak üzere süre verildiği, verilen süre içerisinde sunulan dilekçede de talebin aynı şekilde yinelendiği, buna göre ilk talebin sözleşmenin feshi, ikinci talebinin söz konusu tarifenin değiştirilmesi, üçüncü talebin fazla alınan fatura bedellerinin iadesi olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede tarifenin her ay yenilenmesi gerektiğine dair bir açıklık olmamakla birlikte alınan bilirkişi raporu ile de açıklandığı üzere davacının, müşteri hizmetleri ile yapılan görüşme neticesinde tarifenin her ay yenilenmesi gerektiği, aksi halde geçersiz olacağı hakkında bilgilendirildiği, bu görüşme kaydı davacı tarafça inkar edilmiş ise de bu inkarın görüşmenin davacı şirket adına yapılmış olması karşısında dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varıldığı, buna göre gerek 2012 yılı Kasım ayı gerekse 2013 yılı Ocak ve Şubat aylarında herhangi bir haksız ücretlendirmenin söz konusu olmadığı, ayrıca davacı tarafından GSM hatlarının iptal edildiği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı ile yapılan sözleşmede tarifenin her ay yenilenmesi gerektiği, aksi takdirde geçersiz olacağı hakkında herhangi bir hüküm mevcut olmadığını, sözleşmede yazılı olmayan bir durumdan dolayı müvekkilinin tarifesinin işlem görmediğini ve müvekkiline tarifeyi aşar şekilde haksız ücretlendirme yapıldığını, bu haksız ücretlendirmenin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, dosyaya sunulan ses kaydı incelendiğinde sözleşmede yazılı olan tarifenin her ay yenilenmesi gerektiğine ilişkin müvekkili şirket yetkilisi …’a herhangi bir açıklayıcı ve bilgilendirici detaylı ve hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde bilgi verilmediğini, müşteri temsilcisinin sözleşmede olmayan bir husus hakkında şifai olarak müvekkilinin içinde bulunduğu yoğun ve iş hali durumunu da dikkate alarak bir nevi uygunsuz durumundan faydalanarak davalı şirkete hak ve kazanım elde etmek için şirket yetkilisi …’a satışı yapılan hat satış paket isminin yanlış yazıldığını, o yüzden bir karışıklık olduğunu ve düzelttiğini paketi 25,00 TL olarak tanımlattığı bilgisini verdiğini, bu husus için şirket yetkilisi …’dan onay alındığını, müşteri hizmetleri tarafından şirket yetkilisinden sadece paket isminin yanlış yazılmasından kaynaklı isim değişikliği ve paketi 25,00 TL olarak tanımlamak için onay aldığını, paketin yenilenmesi şartlarına ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığını mahkemece iş bu hususun hatalı bir şekilde değerlendirildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tarifenin her ay yenilenmesi gerektiğine ilişkin sözleşme değişikliği esaslı değişiklik olup sözlü bir şekilde alınan onayın geçersiz olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına istemiştir. Dava, sözleşmeye aykırı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle menfi tespit ve fazla alınan fatura bedellerinin iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; bilirkişi raporunda avacı tarafça kullanılan 20 adet GSM hattına 22 Eylül-21 Ekim döneminde toplam 3.189,90 TL tutarında, 22 Ekim-21 Kasım döneminde 15.216,50 TL, 22 Kasım-21 Aralık döneminde toplam 5.102,60 TL, 22 Aralık – 21 Ocak döneminde toplam 822,10 TL, 22 Ocak – 21 Şubat döneminde toplam 3.313,90 TL tutarında fatura tanzim edilmiş olduğunu, davacı tarafça sunulan dekontlara göre yurtdışından 7.667,07 TL tutarında kontör alımı yapıldığını, davacı ile davalı … Şirketi arasında 22/09/2012 tarihinde …. Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi akdedildiğini, abone tercihlerinde mini plus açıklaması olduğunu, tarife kodunun CMT 008 olduğunu, sözleşmede ayrıca 1280 model cihazın tercih edildiğini, davacı tarafından en az 24 ay fatura tarifelerinden birine tabi olarak kullanılacak ve faturaların düzenli olarak ödeneceğinin kabul edildiğini, cihaz taksit bedelinin faturaya yansıtılacağını, davacıya Ekim ayında 3.189,90 TL tutarlı fatura kesilmiş iken Kasım ayında 15.216,50 TL tutarında fatura kesildiğini, gerekçe olarak davacının ikinci ayda promosyonlu tarifeden faydalanmak istediğini bildirmemiş olmasının gösterildiğini ancak sözleşmede bu şekilde bir hüküm yer almadığını, davacı ile davalı … Müşteri Hizmetleri Temsilcisi arasında geçtiğini, konuşmalarda davacı tarafın yurtdışı paketinin sürekli olmadığını, her ay yenilemesi gerektiğini ve bunu her ay yenileyeceğini bildirdiğini, 2012 Kasım ayı faturasının yüksek olmasının nedeninin davacının tarifenin yenilenmesine dair bildirim yapmaması nedeniyle promosyonlu tarife dışında kalması olduğunu, fatura bedelinde hata olmadığını, 2013 Ocak ayına ait faturalarda hatların kullanılmadığının davacı tarafından tespit edildiğini, buna rağmen faturada yurt içi toplam süre açıklaması ile yazan 20,98 TL bedelin neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, 2013 Şubat ayına ait fatura da hatların kullanılmadığı tespit edilmiş iken tahsilatına aracılık edilen hizmetler açıklaması ile yazılan 140,00 TL bedelin neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, buna göre davacının 2012 Kasım ayı faturasına ilişkin talebinin yerinde olmadığını, 2013 Ocak ve Şubat aylarına ilişkin olarak ise davalı tarafından hatların kullanılmamış oldukları tespit edilmiş olmakla 904,00 TL ve 3.312,50 TL’nin iadesini talep edebileceğini mütalaa edildiği görülmektedir. Buna göre yapılan değerlendirmede, promosyonlu tarifenin her ay yenilenmesine ilişkin hükmün sözleşmede yer almadığı, sözleşmede yer almayan hükmün davalı veya yapılan görüşmedeki müşteri temsilcisi tarafından sözleşmeye eklenmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı açıktır.Bu nedenle davacının istinaf talebini kabulüyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak sözleşme hükümlerine göre davacının ödemesi gereken tarife paketine uygun hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/03/2021