Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1610 E. 2021/1526 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1610
KARAR NO: 2021/1526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/784 E – 2019/417 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı tarafın alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, şirket ortağı ve yöneticilerinin TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklı olduğunu beyanla, davalı yanın icra takibine ilişkin, borca itirazının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında yer alan … Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı olduğunu, kamu borçları dışında şirketin 3.kişilere olan borçlarından dolayı şirket alacaklılarının ortak veya ortaklardan doğrudan ya da dolaylı olarak kişsel herhangi bir talepte bulunması söz konusu olmayacağını, şirket ortak veya ortaklarının bu borçları karşılamak gibi bir mükellefiyete sokmasının mümkün olmadığınını, mevcut olayda davacı şirket ile borçlu şirket arasında yapılmış olan bir abonman sözleşmesinin mevcut olduğunu, işbu ilişkinin borçlu şirket tarafından davacı ile yapılmış olan bir özel hukuk ilişkisi olduğunu, mevcut borcun da işbu özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan bir borç olduğunu, davacının aynı takipte doğrudan şirket ortağına karşı takipte bulunmasının hukuku aykırı olduğunu, dolayısıyla davacının işbu takibi yöneltmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla davasının reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece,davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunmaması aboneliğin dava dışı şirket adına ait olması ve düzenlenen faturaların da dava dışı şirket adına düzenlenmiş olması nedeniyle davacının davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı tarafın alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, şirket ortağı ve yöneticilerinin TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu,bu sebeple mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; dava, elektrik aboneliği kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahili için yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazimat talebine ilişkindir. Dayanak İstanbul Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası nda , davacı tarafından davalı ile dava dışı şirket ve kişi hakkında toplam 38.035,41TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı, davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür. Yargıtay3. Hukuk Dairesi’nin ,Esas No: 2013/5476 ,Karar No: 2013/8924 kararında da açıklandığı üzere ,4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 49.maddesi hükmüne göre tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Aynı kanunun 50.maddesi hükmüne göre de organları, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar ve organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar. Bu hukuksal olguların sonucu olarak tüzel kişinin organı niteliğindeki yöneticilerin, tüzel kişi adına ve yararına işledikleri haksız fiillerden dolayı zarar gören üçüncü kişilere karşı tüzel kişi ile birlikte Borçlar Kanununun 41 ve Türk Medeni Kanunu’nun 50/3.maddesi hükmüne göre haksız fiil faili olarak sorumlu tutulmaları gerekir. Bu halde tüzel kişinin ve organlarının sorumluluğun türünün Borçlar Kanununun 51.maddesi hükmünde düzenlenen zincirleme (müteselsil) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda,takip konusu faturalar ödenmeyen elektrik faturalarına ilişkindir.İcra takibinde şirket ve ortakları olan kişiler borçlu gösterilmiştir. Borca, davalı tarafından itiraz edildiğinden ,onun itirazının iptali talebi ile bu dava açılmıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme sebebiyle ,davalı şirket ortağının şirketi zarara uğrattığına ilişkin TTK 553. maddesi uyarınca sorumluluğunu gerektirecek bir ilam mevcut değildir.Takip konusu itibarıyla kaçak elektrik kullanımı (haksız fiil ) sözkonusu olmadığından , Borçlar Kanununun 41 (TBK 58) ve Türk Medeni Kanunu’nun 50/3.maddesi hükmüne göre,şirket yöneticilerinin sorumlu tutulmaları mümkün değildir. Bu sebeplerle ;Mahkemece davalıya takipte ve davada husumet düşmediği gerekçesiyle verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/05/2021