Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1559 E. 2021/929 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1559
KARAR NO: 2021/929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2017
NUMARASI: 2014/114 E – 2017/635 K
DAVA: İtirazın İptali
BİRLEŞTİRİLEN BURSA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/198 ESAS 2014/572 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA;
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete yönelik Ankara 9.İdare Mahkemesinin 2011/1929 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ve teşvik sebebi ile tükeliten 3.571.743,90 TL enerji bedelinden iade edilmesi gereken %30 oranındaki elektrik enerji bedelinin ödenmesi talebinin reddine ilişkin olan 22/04/2004 tarih 2114 sayılı kararın iptalinin talep edildiğini, yapılan yargılama neticesinde 06/07/2012 tarih 2012/1118 sayılı ilam ile işlemin iptaline karar verildiğini, bu iptal sebebi ile davalı hakkında Bursa …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itirazı nedeni ile takibin durduğunu, ancak 1.071.523,17 TL tutarındaki borcu da davacı şirketin hesabına yatırdığını, fakat bakiye vekalet ücreti, takipten sonra işlemiş faiz, takip masrafları ve icra-inkar tazminatı yönünden alacakları kaldığını, bu sebeple itirazın iptali ile bakiye alacak yönünden icra takibinin devamına ve %20 oranında icar-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;avanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmamış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, icra takibine 17/08/2012 tarihinde itiraz edildiğini, itirazdan sonra davacı şirkete davalı şirketin Malzeme Yönetimi ve Satın Alma Dairesi başkanlığınca göderilen 22/08/2012 tarih 1633 sayılı söz konusu borcun ödenmediği belirtilerek teşvik indirimden faydalanmak için gereken belgeleri davacı tarafa bildirildiğini, bu yazıdan sonra davacı vekilleri tarafından 05/11/2012 tarihli dilekçe ile davaya konu teşvik indirim bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, yine 13/11/2013 tarih 2199 sayılı yazı ile eksik olan belgeler ile birlikte davalı kuruma başvurulması halinde belgelerin incelenmesine müteakip iade edilecek miktarın ödenmek üzere Merkez Bankasına bildirileceğinin davacı tarafa bildirildiğini, yine 22/08/2012 tarihli yazı ile aynı zamanda icra takibine itiraz edildiğinin de davacı tarafa bildirildiğini, davacının şifaen öğrendiğini belirtmesinin doğru olmadığını, bu sebeple 1 yıllık dava açma süresinin geçerek davanın zamanaşımına uğradığını, idare mahkemesince verilen kararın iptal kararı olduğunu,icra takibinde talep edilen 1.071.523,17 TL kadar borçlu olduğuna dair bir hükmün bulunmadığını, takibe konu alacağın faturaya dayalı alacak olduğunu, 10 yıllık genel zamanaşımına tabii olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını, davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, idare mahkemesi kararında 93/2 sayılı tebliğin 23.maddesinde belirtilen görev verilmiş şirketten enerji satın aldığı anlaşılmakla davalı idarece davacının tebliğde ön görülen diğer şartları taşıyıp taşımadığı hususu araştırılarak ulaşılan sonuca göre işlem tesis ettiği yönünde hüküm kurulduğunu, 20/02/1993 tarih 21502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yatırımların döviz kazandırıcı hizmetlerin ve işletmelerin teşviki ve yönlendirilmesi ile ilgili 93/2 sayılı tebliğin 23.maddesine istinaden Ekonomi Bakanlığından teşvik talebinde bulunulabilmesi için gerekli şartların taşınması gerektiğini ve buna göre davalı şirkete teşvik belgesi aslı ve işletme dönemine ilişkin elektrik tüketim faturaları ile müracaat edileceği ve 4 ayda bir bunların tanzim edileceği, bu belgelerin incelenmesine müteakip %30 indirim uygulanmak suretiyle talep sahibi şirkete iade edilecek miktar yazılı olarak Merkez Bankasına bildirileceği ve ayrıca Ekonomi Bakanlığına da bilgi verileceği, merkez bankasınca ödemenin gerçekleşip gerçekleştirilmeyeceğinin Ekonomi Bakanlığına sorulacağı ve Ekonomi Bakanlığının da talimatı doğrultusunda merkez bankasınca firmaya ödeneceği, davacı şirket tarafından firmalara ödenmek üzere merkez bankasına herhangi bir aktarım yapılmadığını, ödemenin merkez bankasınca yapıldığını, davacının mahkeme kararından sonra müracaatı üzerine 11/10/2013 tarih 25024 sayılı yazı ile merkez bankasına bildirildiğini ve hazine müsteşarlığından fatura bedellerinin %30’u olan 1.060.542,28 TL’nin davacının banka hesabına aktarılmasının istendiğini ve Ekonomi Bakanlığına bilgi verildiğini, ödeme davalı tarafından yapılmayacağı için takibe itiraz edildiğini, ödemenin Merkez Bankası tarafından yapılacağını, bu sebeple borçtan davalı şirketin sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN BURSA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/198 ESAS 2014/572 KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA; Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında Bursa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, ancak 12/02/2014 tarihinde de borcun ödendiğini, davacı tarafından faiz alacağı hakkının saklı tutulduğunu, faiz alacağı için Bursa …icra müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20 oranında icar-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinden özetle; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmamış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, icra takibine 17/08/2012 tarihinde itiraz edildiğini, itirazdan sonra davacı şirkete davalı şirketin Malzeme Yönetimi ve Satın Alma Dairesi başkanlığınca göderilen 22/08/2012 tarih 1633 sayılı söz konusu borcun ödenmediği belirtilerek teşvik indirimden faydalanmak için gereken belgeleri davacı tarafa bildirildiğini, bu yazıdan sonra davacı vekilleri tarafından 05/11/2012 tarihli dilekçe ile davaya konu teşvik indirim bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, yine 13/11/2013 tarih 2199 sayılı yazı ile eksik olan belgeler ile birlikte davalı kuruma başvurulması halinde belgelerin incelenmesine müteakip iade edilecek miktarın ödenmek üzere Merkez Bankasına bildirileceğinin davacı tarafa bildirildiğini, yine 22/08/2012 tarihli yazı ile aynı zamanda icra takibine itiraz edildiğinin de davacı tarafa bildirildiğini, davacının şifaen öğrendiğini belirtmesinin doğru olmadığını, bu sebeple 1 yıllık dava açma süresinin geçerek davanın zamanaşımına uğradığını, idare mahkemesince verilen kararın iptal kararı olduğunu,icra takibindetalep edilen 1.071.523,17 TL kadar borçlu olduğuna dair bir hükmün bulunmadığını, takibe konu alacağın faturaya dayalı alacak olduğunu, 10 yıllık genel zamanaşımına tabii olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını, davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, idare mahkemesi kararında 93/2 sayılı tebliğin 23.maddesinde belirtilen görev verilmiş şirketten enerji satın aldığı anlaşılmakla davalı idarece davacının tebliğde ön görülen diğer şartları taşıyıp taşımadığı hususu araştırılarak ulaşılan sonuca göre işlem tesis ettiği yönünde hüküm kurulduğunu, 20/02/1993 tarih 21502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yatırımların döviz kazandırıcı hizmetlerin ve işletmelerin teşviki ve yönlendirilmesi ile ilgili 93/2 sayılı tebliğin 23.maddesine istinaden Ekonomi Bakanlığından teşvik talebinde bulunulabilmesi için gerekli şartların taşınması gerektiğini ve buna göre davalı şirkete teşvik belgesi aslı ve işletme dönemine ilişkin elektrik tüketim faturaları ile müracaat edileceği ve 4 ayda bir bunların tanzim edileceği, bu belgelerin incelenmesine müteakip %30 indirim uygulanmak suretiyle talep sahibi şirkete iade edilecek miktar yazılı olarak Merkez Bankasına bildirileceği ve ayrıca Ekonomi Bakanlığına da bilgi verileceği, merkez bankasınca ödemenin gerçekleşip gerçekleştirilmeyeceğinin Ekonomi Bakanlığına sorulacağı ve Ekonomi Bakanlığının da talimatı doğrultusunda merkez bankasınca firmaya ödeneceği, davacı şirket tarafından firmalara ödenmek üzere merkez bankasına herhangi bir aktarım yapılmadığını, ödemenin merkez bankasınca yapıldığını, davacının mahkeme kararından sonra müracaatı üzerine 11/10/2013 tarih 25024 sayılı yazı ile merkez bankasına bildirildiğini ve hazine müsteşarlığından fatura bedellerinin %30’u olan 1.060.542,28 TL’nin davacının banka hesabına aktarılmasının istendiğini ve Ekonomi Bakanlığına bilgi verildiğini, ödeme davalı tarafından yapılmayacağı için takibe itiraz edildiğini, ödemenin Merkez Bankası tarafından yapılacağını, bu sebeple borçtan davalı şirketin sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda ” asıl dava yönünden; davacının teşvik nedeni ile mevcut olduğunu iddia ettiği alacağının icra takibi itibariyle muaccel olması gerekmektedir. Alacağın muaccel olabilmesi için davalı kurum tarafından eksik olduğu belirtilen belgelerin tamamlanarak sunulması gerekmektedir. Davalı kurum tarafından istenilen belgeler davacı vekilleri tarafından 15/08/2013 tarihinde davalı kuruma ibraz edilmiştir. Genelgeye göre belgelerin ibrazından itibaren 1 ay içerisinde ödemenin yapılması gerekmektedir. Buna göre; davacının tüm belgeleri sunduğu, tarihin 15/08/2013 olduğundan, ödemenin de en son 15/09/2013 tarihi itibariyle yapılmış olması gerekmektedir. Yani alacak bu tarih itibariyle muaccel olmaktadır. Ancak icra takibi 06/08/2012 tarihinde yapıldığından, alacak muaccel olmadan icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır. Bu sebeple davacının itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir. Birleşen dosya yönünden; Ankara İdare Mahkemesi tarafından verilen iptal kararından Bursa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine kadar olan dönemi için işlemiş faiz talebinde bulunduklarını belirtmişlerdir. Asıl dosya yönünden yapılan açıklamaya göre alacak 15/09/2013 tarihinde muaccel olduğundan, faizin de muaccelliyet tarihinden itibaren işlemesi gerekmektedir. Davacının talep ettiği dönem muacceliyet tarihinden önceki dönem olduğundan, işlemiş faiz talebi yerinde değildir. Davacı şirketin takipte kötü niyetli ve haksız olduğu davalı tarafından ispat edilmediği” gerekçeleriyle asıl ve birleşen dosyalar yönünden davanın reddine davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle: yapılan icra takibinde tüm belgelerin sunulmadığına yönelik mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, belgelerin davalı kuruma teslim edilmiş olduğunu, belge asıllarının muhafaza edilmeden iade edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının davalının oyalamaları nedeniyle sürüncemede bırakıldığını, müvekkilinin 2003 yılından beri var alan alacağına davalı eylemleri nedeniyle kavuşamadığını, yapılan takipte faiz haklarının saklı tutulmuş olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle;asıl ve birleşen davada davacı alacaklı aleyhinde kötü niyet tazminatına mahkumiyetin şartları tam manasıyla mevcut olduğu halde haksız olarak taleplerinin reddedildiğini ileri sürmüştür. Dava,asıl davada davacı tarafından teşvik bedelinin tahsili için davalı şirkete yönelik olarak icra takibine vaki itirazın iptali istemine, birleşen davada ise Ankara İdare Mahkemesi tarafından verilen iptal kararından Bursa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine kadar olan dönemi için işlemiş faiz talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Davacı tarafından davalı kuruma 20/02/1993 tarih 21502 sayılı Resmi Gazede yayımlanan “Yatırımların döviz kazandırıcı hizmetlerin ve işletmelerin Teşviki ve Yönlendirilmesi” ile ilgili 93/2 sayılı tebliğin 23.maddesi gereğince elektrik tüketiminin %30’u oranındaki teşvik bedelinin ödenmesi için müracaat edildiği, davalı tarafından elektriğin görevli şirketten alınmamış olması nedeniyle şartları taşımadığından dolayı talebin reddedildiği, işlemin iptali için davacı tarafından Ankara 9.İdare Mahkemesinin 2011/1929 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda davacının başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın 20/05/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Dosya kapsamından, bilirkişi raporlarına göre, özet olarak davacının eksik belgeleri 15/08/2013 tarihinde vermiş olmasından sonra mevzuata göre ödemenin bir ay içinde sonuçlandırılması gerekirken iki aylık gecikme ile 11/10/2013 tarihinde Merkez Bankasına yazı yazıldığını, gecikmenin kurumlara iş yükü ve bürokratik işlemlerden kaynaklandığı belirtilerek, istenilen dönemler için faiz hesaplamasının yapılmış olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporundaki tespitler ve yazışmalar doğrultusunda, davacı tarafından Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 06/08/2012 tarihinde icra takibi yapıldığı, davalı tarafından 22/08/2012 tarih … sayılı yazı davacıya gönderilerek teşvikten yararlanması için gerekli evrakları göndermesi bildirildiği ve icra takibine itiraz edildiği, davacı tarafından bu belgeler davalı kuruma ibraz edilemediği, davalı kuruma verilen bir dilekçede teşvik ödemesi ile ilgili dosyasının iadesinin haksız olduğu belirtilmiş, bilahare başka yazıda ise belgelerin Ekonomi Bakanlığnda olduğu bildirildiği, bunun üzerine davalı kurum tarafından Ekonomi Bakanlığı ile yazışma yapılmış ancak Ekonomi Bakanlığı belgelerin aslının kendisinde olmadığını, suretlerinin bulunduğunu, bu suretlerin de davacıya iade edildiği belirtildiği, bütün bu yazışmaların sonucu davalı kurum tarafından davacı şirket vekillerine bildirildiği ve akabinde davacı şirket vekilleri tarafından 15/08/2013 tarih 21801 sayılı yazı ile istenilen belgeler davalı kuruma verilmiş ve yapılan incelemeler sonucunda Merkez Bankası tarafından davacı kurum hesabına ödeme yapıldığı tespitleri dosya kapsamına uygundur. Tüm dosya kapsamına göre, davacının tüm belgeleri sunduğu, tarihin 15/08/2013 olduğundan, ödemenin de en son 15/09/2013 tarihi itibariyle yapılmış olması gerektiği, icra takibinin 06/08/2012 tarihinde yapıldığı, bu hususlarda ihtilaf olmadığı anlaşılmakla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacının gecikmeden davalının sorumlu olduğu iddiasının yerinde olmadığı, davalı yönünden ise davacının kötü niyetli olduğunun iddia ve ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan asıl dosya için alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan birleşen dosya için alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/03/2021