Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1558 E. 2021/1503 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1558
KARAR NO: 2021/1503
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2016/478 E – 2018/818 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan “Serbest Tüketici Elektrik Satış Sözleşmesi” gereğince müvekkil şirket tarafından davalıya elektrik enerjisi temin edildiğini, dava- lının elektrik tüketim bedelinden kaynaklanan faturaları ödememesi nedeniyle davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine, ayrıca borca itirazda bulunduğunu, itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ancak davalının tacir olduğunu, sözleşmenin 12 maddesindeki yetki anlaşması gereğince İstanbul İcra Daireleri ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, diğer yandan davalının elektrik faturalarını ödeme- yerek temerrüte düştüğünü beyanla davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağa ticari faiz uygulanarak borçludan tahsiline, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilme- sini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; mernise kayıtlı olduğu “Alanya/Antalya” adresi itibarıyla Alanya icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını,dava konusu alacak kaleminin zaman aşımına uğradığını, düzenli olarak adına tahakkuk edilen elektrik faturalarını ödediğini, davacı tarafın haksız olarak aleyhine icra takibi başlatıldığını beyanla davanın reddini savunmuş, ayrıca kötü niyetli takip nedeniyle davacı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi’nce: “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takip konusu asıl alacak 4.537,84 TL olmak üzere toplam 4.537,84 TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine,2-Davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davalının adresi itibarıyla Alanya Mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, Davacının elektrik çarpan farkından kaynaklanan hatası nedeniyle aslında var olmayan bir borç talebinde bulunduğunu, bu husususun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini,Temerrüt oluşmadığından faiz talep edilemeyeceğini, Müvekkili tarafından düzenlenen iade faturalarının hesaplamada dikkate alınması gerek- tiğini, Davacının basiretli iş adamı gibi düşünüp davranmak zorunda olduğunu, haksız icra takibi nedeniyle müvekkili lehine icra inkar tazminatı talep ettiklerini, Ayrıca reddedilen kısma ilişkin vekalet ücretinin eksik hesaplandığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava; İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.Celp olunan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının tetki- kinde; davacı/alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine elektrik kullanımından kaynaklanan ödenmeyen faturalara dayalı 21.915,79 TL cari hesap (asıl alacak) + 211,65 TL işlemiş faizden ibaret 22.127,44 TL alacağın tahsili talebi ile 20/04/2015 tarihinde ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin 28/04/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 30/04/2015 tarihinde süresi içinde ibraz ettiği dilek- çesi ile “mernis adresi itibarıyla Alanya icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğu’ndan ba- hisle icra dairesinin yetkisine ve “takip alacaklısı olarak görülen kuruma hiç bir borcunun bulun- madığı”ndan bahisle takibe, borca ve tüm fer’ilerine açıkça itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, 28/04/2016 tarihinde ikame olunan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.Davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine vaki itirazı hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.Ancak Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2018/2279 Esas, 2020/1202 Karar nolu 23/06/2020 tarihli, 2018/4119 Esas, 2020/60 Karar nolu 27/01/2020 tarihli, 2018/3257 Esas, 2019/5366 Karar nolu ve 02/12/2019 tarihli ilamlarında da vurgulandığı üzere; itirazın iptali davalarında, yetkili icra daire- sinden hukuken geçerli bir takibin yapılması ve süresi içinde itirazda bulunulması dava şartıdır.İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazda bulunulması halinde, mahkemece önce- likli olarak dava şartı teşkil eden icra müdürlüğünün yetkisine vaki itiraz konusunda karar verilmesi gerekir.Dosya kapsamından; taraflar arasında elektrik satışına ilişkin akdi ilişki bulunduğu, 31/12/ 2012 tarihli iş bu sözleşme gereğince davacı tarafından davalının Alanya/Antalya adresindeki “…” isimli “ticarethane”sine elektrik enerjisi temin edildiği, sözleşmenin yetki anlaşması başlıklı 31.maddesi gereğince iş bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklarının giderilmesinde İstanbul Mahkemeleri’nin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair düzenleme yapıldığı, tarafların tacir olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi gereğince taraflar arasında yapılan ve hukuken geçerliliği haiz yetki sözleşmesi gereğince, takipte İstanbul İcra Dairesinin yetkili olduğu, davalı hakkında yetkili icra dairesinden başlatılmış geçerli bir takibin bulunduğu, bu yönü ile dava şartının tamam olduğu anlaşıl- makla davalının icra dairesinin yetkisine vaki itirazı yerinde görülmemiştir. Aynı nedenlerle mahkemenin yetkisine ilişkin itiraza da itibar edilmemiştir.Borca ilişkin itirazlara gelince;Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme, borcun dayanağını oluşturan faturalar, taraflar arasında mail yoluyla yapılan yazışmalar vs deliller celp edilmiş, dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Elektrik Mühendisi … ve Yeminli Mali Müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda;” davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 21.915,79 TL tutarında borcunun bulunduğu, bu tutarın davalının eksik ödemelerinden kaynaklandığı, ancak davacının davalı adına düzenlediği 31/07/2013 tarih 22.608,15 TL tutarındaki faturanın 17.397,95 TL’lık kısmının çarpan farkı nedeniyle fazladan tahsil edildiği, netice itibarıyla davacının davalıdan 21.915,79 TL – 17.377,95 TL = 4.537,84 TL alacaklı olduğu, davacı takipten önce davalıyı temerrüte düşürmediğinden takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir.Takip tutarı 22.127,44 TL olup borcun tamamına itiraz edilmiştir. Dava ise 22.915,79 TL üzerinden açılmış olup dava değeri takip tutarından fazladır.6100 sayılı HMK 297 maddesi 2 fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandır- mayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.HMK 298/2 md de ise “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” denilmektedir.10/07/2017 tarihli duruşma tutanağının ‘kısa karar’ kısmında aynen;”KABUL (İTİRAZIN İPTALİ)1-Davanın KISMEN İstanbul KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takip konusu asıl alacak 4.537,84TL olmak üzere toplam 4.537,84TL ala- cak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine,2-Davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı red- dine, kabulü ile, alacağın (647,25-TL) %20’si tutarında olmak üzere 127,45-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” Şeklinde hüküm kurulmasına rağmen ,Gerekçeli Kararda :”1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takip konusu asıl alacak 4.537,84TL olmak üzere toplam 4.537,84TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine,2-Davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine” denilmiştir.Bu haliyle kısa karar kendi içinde çelişkili olduğu gibi gerekçeli karar ile de çelişmektedir.İlk derece mahkemesince tesis olan hüküm taraflara yüklenen hak ve borçları açıkça ihtiva etmediğinden, şüphe ve tereddüt oluşturduğundan infaza elverişli değildir.İİK 67/2 md gereğince ,davalı lehine kötü niyet tazminatı takdiri için , davacının takipte haksız olması yeterli olmayıp alacaklı olmadığını bile bile kötü niyetle takibe girişmesi gerekmektedir. Somut olayda davacının kötü niyetle takibe giriştiğini ispata elverişli delil bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın kısmen kabulüne, davalı/borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen alacağın 4.537,84 TL’lik kısmına vaki itirazlarının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,2- Haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan 4.537,84 TL tutarındaki alacağın % 20’si oranında icra-inkar tazminatı ile mahkumiyetine,3- Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,4- Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına 5- Alınması gerekli 309,97 TL karar ve ilam harcından 280,71TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 29,26-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6- Davacı tarafça yatırılan 280,71-TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,7- Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 33,50-TL, posta ve tebligat masrafı 174,90-TL, bilirkişi ücreti 1.800,00-TL olmak üzere toplam 2.008,40-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 397,66-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,8- Davalı tarafça yapılan 11,00-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 8,82-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,9- Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,10- Davalı vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.205,35-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,11- Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,12- Davalı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mah- kemesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alı- narak davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/05/2021