Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1553 E. 2019/1621 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1553
KARAR NO : 2019/1621
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2016/690 E – 2017/302 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet, hak düşürücü süre zamanaşımı, yargı yolu itirazları ile birlikte, esasa dair elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin davacının statüsünü tacir olarak değerlendirip hata yaptığını, davacının bir vakıf üniversitesi olduğunu, kayıp kaçak bedeli adı altında faturalarına yansıtılan bedellerin hukuka aykırı olduğunu, ilgili Yargıtay kararlarında belirtildiği gibi faturada karşı tarafın durumunu ağırlaştıran kayıt nedeniyle Türk Ticaret Kanunu 21/II’ye tabi tutulmaması gerektiğini, davalı şirket nezdinde bulunan bilgi, belge, kayıtlar ile EPDK’nın belirlemiş olduğu kayıp-kaçak bedeli tarifeleri elde edilmeden karara varılmasının dayanaksız olduğunu, sair bedellerin de davacıya yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, anayasaya aykırılık iddiaları nedeniyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı hususunun yerel mahkeme kararındakinin aksine genellemeye tabi tutulmayarak, somut olayın koşullarına göre değerlendirilmesi gereken bir husus olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir. Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı 2016/18404 E.2016/12784 K.sayılı ilamında “Davacı vakıf üniversitesi; kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzelkişiliği haiz olmak üzere kurulmakta olup; bu tüzel kişiliğinde, gerek 2809 sayılı Kanun hükümleri ve gerekse Anayasa Mahkemesinin 30.05.1990 günlü ve 1990/2 E 1990/10 K. sayılı kararı uyarınca kamu tüzel kişiliği niteliğinde olduğu tartışmasızdır.Bu haliyle, davacı üniversite tarafından sunulan eğitim hizmeti sırasında kullanılan elektrik aboneliğine bağlı olarak açılan davaya, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” demiştir.Somut davada davacı … kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzelkişiliği haiz kurulan bir kamu tüzel kişisi olmakla, tacir olmadığı gibi,davanın ticari işletme ile ilgili bulunmadığı gözetilerek , bu aşamada davanın 6102 sayılı TTK 4.maddede sayılan mutlak ticari davalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.Kaldı ki, 6102 sayılı TTK 19/2.maddesi açısından taraflardan biri için ticari sayılan işin, diğeri içinde ticari iş sayılmasının davanın niteliğini ticari hale getiremeyeceği, mutlak ticari davalar dışında, ticari davanın ticari işletme esasına göre belirleneceği kabul edilmelidir. Davacı tacir olmayıp, iş ticari işletmeyle de ilgili olmadığından, bu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır.Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin kabulü ile davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebiyle, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davaya devamla esas hakkında karar verildiği anlaşılmakla, kararın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının kabulü ile; ilk derece mahkeme kararı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılıp, davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesineİstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/10/2019