Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1505 E. 2021/803 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1505
KARAR NO: 2021/803
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2017/251 E – 2019/969 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müşterileri ile gerçekleştirdiği yoğun görüşme trafiği nedeniyle …’dan daha uygun/ucuz telefon görüşmesi yaptıracağı vaadinde bulunan … A.Ş. ile 21.07.2015 tarihli abonelik sözleşmesi imzaladığını, anılan abonelik sözleşmesi gereği 100 hatlı …numaralı sabit telefon görüşme ücretleri … A.ş. tarafından sabit kullanım ücreti vs.ücretler ise … tarafından faturalandırılacağı hususunda mutabık kaldıklarını, … A.Ş. tarafından satın alınma sebebi ile sözleşmemin tarafı haline geldiğini ve 2011 yılı 12. Ayından itibaren faturaların davalı şirket tarafından keşide olunmaya başladığını, 2012 Aralık ayı telefon görüşme ücretlerinin de … tarafından keşide olunan faturalar içeriğinde yansıtıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine hem davalı şirketten hem de …dan faturaların dökümünü talep ettiklerini, yapılan inceleme neticesinde her iki şirket tarafından keşide olunan faturalarda aynı aya ilişkin aynı görüşmelerinin fatura edilmiş olduğunun tespit edildiği ve bunun üzerine yapılan yanlışın düzeltilmesi için her iki şirkete de müracaat edildiğini, … tarafından … numaralı şikayet kaydına verilen cevapta, yapılan incelemede alınan hizmetin tamamen … üzerinden olduğunu bundan dolayı faturalandırma yapıldığı şeklinde cevap verildiğini, müvekkili şirket yetkilileri defalarca davalı şirket ile yazışma ve görüşme yaptıklarını ancak bir çözüm bulamadıklarını, davalı şirket tarafından gönderilen yazılı ihtarname ile faturalardan 25.848.35TL’nın 22.05.2015 tarihine kadar ödenmemesi halinde icra takibine girişileceğini ihtar edilmesi üzerine müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinin aksamaması için davalı şirket tarafından bildirilen banka hesabına üç kalem halinde (24,717,99TL-1.066,85Tl-63,51TL) talep edilen ödeme tutan ihtirazı kayıt düşülerek ödenmek zorunda kalındığı, davalı şirket sözleşme gereği hizmet vermemesine rağmen fatura keşide etmeye devam ettiğini, hatta müvekkili şirket aleyhine İstanbul …icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 20.04.2016 tarihinde icra takibine girişildığını, 29.04 2016 tarihli dilekçeleri ile icra takibine itiraz ettiklerini, davalı şirket aynı sözleşmeye dayanarak müvekkili şirket ile 2014 Ağustos ayında birleştirilen … Kargo taşımacılık aleyhine İstanbul …lcra Müdürlüğü … E. saydı dosyası ile icra takibine girişildiğını, aynı gerekçelerle bu icra takibine de itiraz edildiğini, davalı şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereğince müvekkili şirkte hiç bir zaman hizmet vermemesine ve hizmet alması gereken dava dışı …’dan hizmet alıp, bu hizmeti müvekkili şirkete yansıtmadan faturalar keşide ettiğini, müvekkili şirketin bu faturaları ihtirazı kayıt ile ödediğini, aynca hizmeti fiilen veren … da aynı görüşmeler sebebi ile muvekkilı şirkete fatura kestiğini ve müvekkili bu fatura tutarlarını ödemek zorunda kaldığını, taraflar arasında akdedilen 21.07.2015 tarihli abonelik sözleşmesi gereği davalı şirketten hizmet almadığından bu sözleşme gereği davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, taraflar arasında akdedilen 21.07.2015 tanzim tarihli abonelik sözleşmesi gereğince müvekkili şirkete hizmet vermediğinden ve bu sebeple de müvekkili şirketin bu sözleşme gereği davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talep ve dava haklan sakfa kalmak kaydı ile şimdilik müvekkili şirkete verilmeyen hizmet bedeli olarak mükerrer ve haksız yere davalı şirkete ödemek zorunda kaldığı fazlaya ilişkin kısmı saklı kalmak kaydı ile 25.843,35 TL’nin ödeme tarihi olan 22.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen abonelik sözleşmesi hükümlerine uygun olarak verilen hizmet karşıliğı fatura düzenlendiğini, davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirket ile … A.Ş. arasında 21.07.2015 tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığını, … A.Ş. nin ticari unvanı İstanbul Ticaret Sicil Gazetesinde 01.11.2012 tarihinde yayınlanan Tasfiye işlemi neticesinde … olarak değiştiğini, aboneler nezdindckı tüm işlemler ve hizmet sunumunun müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmeye başlandığını, müvekkili şirketin abonelik sözleşmesine uygun olarak hizmet verdiği davacı şirkete bu hizmet karşılığı faturalandırma yapmakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere mükerrer ücretlendırme bulunduğu varsayımında, bu duruma sebep ucretlendırmenın … tarafından yapıldığının şüphesiz olduğunu, zira davacı tarafça dosyaya sunulan fatura suretlerinden de görüldüğü üzere davacı şirketin müvekkilinden haberleşme hizmeti almakta olduğunu ve bu hizmetin ücretlendirilmesı abonelik sözleşmesi ve mevzuat hükümlerine uygun olduğunu, davacı ile … arasındaki akdedilen sözleşme gereği verilen …’ın tasfiyesi ile unvan değişikli ile sonrasında müvekkili şirket rafından hizmet verilmeye başlandığını, dava konusu faturalar tahakkuk ettirildiğini, davacının aksi yöndeki iddiaları somut gerçeğe aykırı olduğunu, davacının mükerrer faturalandırma yapıldığı iddiası, dosyada mevcut faturalar … ve müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen faturalar olduğunu ,mükerrer faturalandırma iddiasına kanıt olmadığını, davacının iddia ettiği gibi … tarafından da aynı hizmetejer ilişkin ücretlendirme yapıldığı iddia edildiği, ancak bu iddiayı ispata somut delil sunulamadığmı, yine dava dilekçesinde akdedilen sözleşme hükümlerini görmezden gelindiğini, diğer yandan davacı ödemeye mevzuu faturalarm örneklerinin ve dökümünün verilmesi, yönünde talepte bulunduğunu ancak kendisine sadece görüşme kayıtlarının verildiğini, fatura içerikleri hakkında hiç bir bilgi belge verilmediği iddiasında bulunduğunu, ancak yine dava dilekçesi içeriğinde bunun üzerine hem davalı şirketten hem de …’dan faturaların dökümünün talep edildiğini, yapılan inceleme neticesinde her iki şirket tarafından keşide olunan faturaların aynı aya ilişkin aynı görüşmelerin fatura edilmiş olduğunu tespit edildiğini beyan ettiğini, davacı yanın her iki beyanı birlikte değerlendirildiğinde birbirinden farklı ve çelişkiler içeren beyanlar olduğunu, yalnızca bu husus dahi davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafça haksız kazanç sağlama saiki ile hareket ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince abonelik sözleşmesi, faturalar, görüşme dökümleri, tarafların ticari defter ve kayıtları, ihbar olunan … tarafından dosyaya sunulan 38005 sayılı yazı, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi, faturalar, ihbar olunan şirket yazısı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirket tarafından davacıya verilmeyen sabit telefon hizmetinden dolayı haksız ve yersiz faturalar tahakkuk ettirildiği açık olup bu nedenle davacı şirket tarafından davalı şirkete ihtirazı kayıtla haksız ve yersiz ödeme yapıldığı anlaşılmakla, mahkememizce dosya kapsasımına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davalı şirket tarafından davacıya verilmeyen hizmet nedeniyle davacı tarafça davalıya 25.848,35-TL fazladan ödeme yapıldığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile; toplam 25.848,35-TL alacağın ödeme tarihi olan 22/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki savunmalarını tekrarla birlikte özet olarak; bilirkişi raporunun yalnızca …’dan gönderilen yazı içeriği dikkate alınarak hazırlandığını, abonelik sözleşmesinin 5.1 maddesinde hizmet bedellerinin ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, fatura suretlerinden davacının hizmet aldığı ve bir çok görüşme yaptığının belli olduğunu, …’a da aynı hizmetler gereği faturalandırma yapıldığı ve ücretlerin ödendiğinin ispatlanamadığını, … ile yapılan yazışmaların dikkate alınmadığını, hatalı bilirkişi raporu ile karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasında abonelik sözleşmesi yapılmasına rağmen aynı dönem için … ve davalı tarafça aynı dönem için faturalandırma yapıldığı, davalı tarafça hizmet verilmediği halde faturalandırma yapıldığı iddiasıyla ihtirazı kayıtla ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı ile … A.Ş. ile 21.07.2015 tarihli abonelik sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 2-3 maddelerine göre 100 hatlı … numaralı sabit telefon görüşme ücretleri … A.ş. tarafından, sabit kullanım ücreti vs .ücretlerin ise … tarafından faturalandırılacağının düzenlendiği, bilirkişi raporuna göre …’un cevabiyazısından uyuşmazlık konusu davaya konu … (100 hatlı) kurumsal abonelikle ilgili olarak yapılan incelemede, numara üzerinde STH (Sabit telefon hizmeti) özelliği bulunmadığı, telefon iletişim hizmetinin tamamen … şirketi tarafından sağlanması nedeni ile ücretlendirmenin de … tarafından yapıldığı, davaya konu faturaların aynı döneme ilişkin olarak hem … hem de satın alma nedeniyle davalı tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı tarafından sözleşmeye konu hatların STH özelliğinin bulunduğunun da kanıtlanamadığı anlaşılmış olmakla davalının istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.765,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 441,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.324,25 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/03/2021